Yağmur
Ediz'i ilk gördüğüm yere geldik. Odalara yerleştik, ormanda gezdik, gölde dinlendik ve akşam oldu.
Dışarıda ateş yakmaya karar verdik. Etrafına kütükler dizip oturduk. Caner gitar çalabiliyormuş meğersem. Bizim için bir şeyler çalmaya başladı bile.
Bu sırada ben Ediz'in dizlerine uzanmış yıldızları seyrediyordum. Saçlarımla oynuyor ve bana huzur veriyordu. Bir anda konuşmaya başladığımda beni dikkatle dinledi. "Seni ilk burada görmüştüm. Bizim okulda olduğunu bilmiyordum. Seni Selin ile sevgili zannettiğim için fazla dikkat etmemiştim. Bana mesajlar atan kişinin de sen olduğunu asla tahmin etmezdim. Abimi bile düşündüm ama sen olmanı ne kadar istesem de sahipli olduğunu düşünüp sürekli beynimdeki o düşünceyi itmiştim. Birlikte bir sürü şey yaşadık. Bir an bile aklımdan çıkmadın ve bana aşkı öğrettin, teşekkür ederim. Şimdi de buradayız. Yıldızların altında, senin dizlerinde uzanıyorum. Saçlarımla oynuyorsun ve en önemlisi bana huzur veriyorsun."
Gözlerimi gözlerine diktim. "Gökyüzünde her yıldız kaydığında, sonsuza kadar seni düşünmeyi diliyorum." Gülümseyip gökyüzüne baktı. O sırada bir yıldız kaydı ve ikimiz de aynı dileği tuttuk.
Gerçekleşmesi dileği ile....
DÖRT YIL SONRA...
Çok uzun zaman oldu. Tam dört yıl, on altı mevsim, kırk sekiz ay, bin dört yüz altmış gün, otuz beş bin kırk saat geçti.
Ediz burada bir üniversitede mimarlık bölümünü okuyor. Ben de onunla aynı üniversitedeyim! Evet başardım! Onunla aynı üniversiteyi tutturmayı başardım!
Ben yabancı dile yatkınlığım neticesinde İngilizce Dil ve Edebiyatı bölümünü okuyorum. Tercümanlık ya da turist rehberliği düşünüyorum. Bakalım ne olacağım?
Bu arada Gökçe de bizimle aynı üniversitede ve tıp alanını kazandı! Tüm çalışmaları sonuç verdi yani.
Buse, Selin ve İlayda aynı üniversitedeler. Onlar moda tasarım bölümü okuyorlar. Tam onların alanı.
Furkan ve Cenk biraz uzak bir üniversitedeler ama görüşebiliyoruz tabiki. Bilgisayar mühendisliği bölümündeler. Bu arada iyi dost oldular. Eski tüm defterleri kapatıp yeniden başladılar.
Caner'in babası vefat etti. Şirket de ona kaldı. Bu yüzden şirkette patronculuk oynuyor. Üniversiteyi de dışardan okuyor.
Son olarak Emre kaldı değil mi? Onu da sanayiye verdik. Araba motorlarını yağlıyor.
Şaka şaka Emre tek başına bir üniversitede okuyor. Evet korktuğu başına geldi ve yalnız kaldı. Bilgisayar hakkında bir bölümde o da.
Velhasıl hepimiz bir şeyler başardık. Tabi liseyi çok özlüyoruz. Şansımız olsa baştan gitmek isterdik. Özellikle ben on birinci sınıfta takılı kalmak isterdim.
Bahçede otururken sevgilime mesaj attım.
Yağmur: derslerin ne zaman bitiyor
Patlamış Mısırım: şu an :D
Yağmur: süper o zaman yanıma gel ve gidelim
Yağmur: gökçeye de haber vereceğim şimdi
Patlamış Mısırım: dur geleceğim ama gökçeye haber verme
Yağmur: neden?
Patlamış Mısırım: seninle yalnız olmak istiyorum :)
Yağmur: tamam sevgilim de kıza ayıp olur
Yağmur: zaten yalnız
Yağmur: bir de bırakıp gidecek miyiz?
Patlamış Mısırım: yalnız olmayacak merak etme (:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patlamış Mısır | Texting
ChickLitBilinmeyen Numara: Şu patlamış mısırı azıcık yavaş ye kıskanıyorum Yağmur: Sen beni mısırdan mı kıskanıyorsun gerizekalı? Bilinmeyen Numara: Ama çok güzel yiyorsun hele o dudakların... Yağmur: Yuh sapık! Sen kimsin oğlum? Bilinmeyen Numara: Ben yan...