Medya Gökçe Saygıner :)
Yağmur
"Tamam anne. Seni seviyorum." Annemin yanağına bir öpücük kondurup dışarı çıktım.
Çıktığım gibi Caner ile burun buruna geldim. "Günaydın güzelim." Yanağımdan öptü. "Günaydın."
"Evet. Nasılsın bugün?"
"İyiyim. Sen nasılsın?"
"Bende iyiyim. Çünkü seninleyim."
Benimle olmaktan çok mutluydu anlaşılan. Sakince yürüdük. Mahallenin sonuna geldiğimizde cebinden anahtar çıkardı ve kırmızı spor bir arabanın kapısını benim için açtı. "Buyurun Yağmur Hanım."
Ağzım açık bir arabaya bir Caner'e bakarken "Caner bu senin mi? Senin araban yoktu ki? Ne ara aldın bunu?" diye sordum.
Kapıya yaslanıp sırıttı. "Dayım geçen gün hediye etti. Bir türlü kullanmaya fırsatım olmamıştı. Ee beğendin mi?"
"Beğendim beğendim. Güle güle kullan." Tekrardan doğruldu ve eliyle içeriye davet etti. "O zaman bin bakalım."
Arabaya bindim ve kemerimi bağladım. Çok yeniydi. Bu yüzden koltukları taş gibi sertti.
Caner'de şoför koltuğuna oturunca yola çıktık. Bu sırada durur mu, sapıktan mesaj geldi.
Bilinmeyen Numara: Biri seni gerçekten böyle süslü şeylerle kolayca elde edebilir mi?
Yağmur: Ne demek istiyorsun?
Bilinmeyen Numara: Hiç sadece benim bildiğim Yağmur böyle numaralara kanmazdı bu herif sana büyü yaptı sanırım
Yağmur: Sen beni ne kadar tanıyorsun ki ben senin bildiğin Yağmur oluyorum?
Bilinmeyen Numara: Hımm bir düşüneyim
Bilinmeyen Numara: sanırım bir kaç yıldır
Yağmur: Okuldan mısın?
Yağmur: Eğer okuldansan seni kolayca bulurum biliyorsun değil mi?
Bilinmeyen Numara: Neden olmasın (:
Caner "Kiminle mesajlaşıyorsun öyle?" diye sorunca yakalanmamak için hemen Gökçe ile olan sohbetimi açtım. "Hiç ya Gökçe bir şeyler anlatıyordu da. Akşam konuşuruz dedim zaten ona şimdi."
Bilinmeyenin beni takip ettiği kesindi. Ama okuldaki yüzlerce öğrenci arasından bulmak kolay olmayacaktı.
"Anladım canım. Seni çok güzel bir yere götürüyorum şu anda."
"Nereye? Senin evine gitmiyor muyduk?"
"Evet ama daha farklı. Söylemek istemiyorum. Çünkü sürpriz." Sürprizleri severim ama şu anda beklemiyordum.
"Off azıcık ipucu ver bari." Gülüp elini bacağıma koydu. İçimin nasıl garip olduğunu anlatamam. Sadece rahatsız olduğumu söyleyebilirim.
Neden şort giydin ki Yağmur?!
"Sabret güzelim. Az kaldı." Elini çekersem yanlış anlayacaktı. Ama böyle de olmadı ki şimdi. En iyisi elini tutmak.
Bacağıma koyduğu elini tutup dokunmasını engelledim. Böyle şeylere alışkın değildim çünkü. Umarım daha fazla temasta bulunmak istemez.
YARIM SAAT SONRA...
Dağ evine benzer bir yere geldik. Ormanın içinde şirin güzel bir yerdi. Ama neden buraya geldiğimizi anlamadım.
Arabadan inerken sordum. "Neden buraya geldik Caner?"
"Çünkü burası benim evim." Ha tabi Toksözler'in sayamadığım kadar evi ve arabası olduğunu unutmuşum.
"Anladım. Peki ne yapacağız burada?" Sırıtarak yanıma geldi. "İki günü burada geçirelim diyorum. Ne dersin?" Gözlerim sonuna kadar açıldı. "Baş başa mı?"
"Hayır. Bende baş başa olalım isterdim tabiki ama diğerleri de birazdan burada olurlar. Hadi gel sana evi gezdireyim." Elimden tutup beni içeri soktu.
"Ha bu arada benim arkadaşlar da gelecekler."
"Hangi arkadaşlar?"
"Benim takıldıklarım var ya onlar." Caner'in bir sürü ortamı vardı. Kim bilir hangi arkadaşları gelecekti?
BİR SAAT SONRA...
Bizimkiler gelmişlerdi. Kızlar ile mutfakta hem konuşup hem yiyecek bir şeyler hazırlıyorduk. Onlara bilinmeyenden gelen mesajları anlattım.
Gökçe heyecanla fısıldadı."Kızım sen bu çocuk ile konuşmaya devam ettiğine göre bir şeyler hissediyor olmalısın."
"Saçmalama Gökçe. Ben Caner ile birlikteyim. Başka birisiyle birlikteyken böyle bir şey söz konusu olabilir mi?"
Buse elindeki elmayı ısırıp imalı imalı konuştu. "Neden olmasın? Bugün Caner yarın bilinmeyen."
"Buse haklı. Hem istemesen konuşmazdın. Cevap vermezdin." Gökçe damarıma basıyordu iyice.
"Off tamam yeter bu kadar konuştuğumuz. Ben yukarı çıkıyorum beş dakika. Siz bu hazırladıklarımı içeri götürün."
Cips, meyve ve kuru yemiş tabaklarını onlara bırakıp yukarı çıktım. Çünkü telefonumu şarjda bırakmıştım ve tabiki bilinmeyenden mesajlar vardı.
Bilinmeyen Numara: Ev ile de mi kandırdı seni
Bilinmeyen Numara: ya gerçekten sana ne oluyor yağmur
Bilinmeyen Numara: Sen böyle şeylere kanacak kız değilsin
Bilinmeyen Numara: ne yaptı da seni ikna etti
Yağmur: Ev olduğunu nereden biliyorsun?
Yağmur: Yoksa buraya da mı geldin?
Bilinmeyen Numara: Konumuz bu mu şimdi?
Yağmur: Evet cevap ver
Bilinmeyen Numara: Diyelim ki oradayım ne yaparsın?
Ne söyleyeceğimi bilemedim. Sahi ne yapardım ki? Suratına tokatı geçirirdim heralde.
Yağmur: Sana okkalı bir tokat atardım mesela
Bilinmeyen Numara: Vay bu da bir şey sonuçta bana dokunmak istiyorsun
Yağmur: Neden başka bir taraflarınla anlıyorsun ki şimdi?
Bilinmeyen Numara: Yo sadece olanı söylüyorum çünkü sen beni o herife şikayet etmiyorsun ve konuşmaya devam ediyorsun
Bilinmeyen Numara: Bu da demek oluyor ki benden hoşlanıyorsun (:
Yağmur: Ne güzel yazdın öyle hemen senarist misin sen?
Bilinmeyen Numara: Sadece aşık bir adam diyebilirsin (:
Yağmur: Seni başın belaya girmesin diye saklıyorum
Bilinmeyen Numara: Yani benim zarar görmemi istemiyorsun (:
Yağmur: Sana insanlık da yaramıyor valla her şeyi başka bir tarafa çekiyorsun
Yağmur: En iyisi ben Caner'e söyliyim de senin icabına baksın
Bilinmeyen Numara: O biraz zor (:
Yağmur: Allah Allah silahlı kuvvetlerin mi var kendini koruyacak?
Bilinmeyen Numara: Fazla sorgulama yağmur o herif bana hiçbir şey yapamaz
Yağmur: Bir dakika? Yoksa siz tanışıyor musunuz?
Bilinmeyen Numara: Olabilir (:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Patlamış Mısır | Texting
Romanzi rosa / ChickLitBilinmeyen Numara: Şu patlamış mısırı azıcık yavaş ye kıskanıyorum Yağmur: Sen beni mısırdan mı kıskanıyorsun gerizekalı? Bilinmeyen Numara: Ama çok güzel yiyorsun hele o dudakların... Yağmur: Yuh sapık! Sen kimsin oğlum? Bilinmeyen Numara: Ben yan...