44. Bölüm

749 66 54
                                    

Yağmur

Kayak takımlarımızı alıp tepeye doğru çıkmaya başlamıştık bile. Gökçe'nin bu planı benim de çok hoşuma gitmişti.

Ediz beni sıkıca tutuyor, gözleriyle bastığımız yerleri kontrol ediyor ve çok dikkatli davranıyordu. Yol boyunca 'Bu taraftan gel, buraya basma, dikkat et, atla' gibi komutlar ile beni güvende tutmuştu.

Tepeye vardığımızda gözlerimize inanamadık. Çünkü buradan neredeyse tüm şehir görünüyordu. Gözlerimi manzaraya dikip hayretle "Ohaa! Burası çok güzelmiş!" dedim. Diğerleri de benimle benzer tepkiler verdiler.

Ediz arkamdan sarılıp fısıldadı. "İnsan burada kayak yapmak değil de daha çok manzarayı seyretmek ister bence."

"Bence de." Emre ve Furkan yarış için kayak takımlarını ayarlamaya başladılar. Ben olduğum yere oturup manzaraya gömülmek istesem de kayak takımlarımı ayarlayıp kaymaya hazırlandım.

Arkadaşlarım ile geçirdiğim en güzel tatildi sanırım bu...

DÖRT AY SONRA...

Sonunda beklenen an gelmişti. Karnelerimizi almış, yaz tatili için planlar yapmaya başlamıştık. Üç kişi hariç. Ediz, Cenk ve Selin üniversite sınavına hazırlanıyorlardı.

Gerçekten son zamanlarda çok yoğunlar. Sadece ağabeyimin yüzünü görüyorum. O da aynı evde olduğumuz için. Evet Cenk artık bizimle yaşıyor.

Annem oğlunun yaşadığını ilk duyduğunda kulaklarına inanamadı. Günlerce şükür etti. Birkaç ay birbirimizi tanıdık. Alışma süreci gibi bir şey oldu. Annem bu sürede Cenk'i çok sevdi. Ben de ona gitgide alıştım. Ağabeyimin olması güzel bir his. Şimdi de geç de olsa biraz aile ortamının sıcaklığını hissediyordum.

Bu arada Gürkan iti de cezaevine girdi. Cenk'i büyüten ailesinin verdiği belgeler çok işimize yaradı gerçekten. Babamın intikamını almış oldum ve bundan sonra yoluma daha rahat bakacağım.

Son olarak İlayda'nın mektup hakkında hiçbir bilgisi yokmuş. Birkaç hafta önce arayıp ağzını aradım. Ardından gerçekleri söyledim ve o da çok şaşırdı. Babasının yaptığı şeyleri duyunca da çok üzüldü. Ona destek oldum. Şu anda aramız iyi.

YARIM SAAT SONRA...

Evde boş boş oturup düşünmekten çok sıkıldığım için gruba mesaj atmaya karar verdim. Yoksa daha kendi içimde anlatır dururum.

Yağmur: heyy gençler

Yağmur: yaşıyor musunuz

Emre: ben yaşıyorum

Buse: evet

Gökçe: sanırım

Furkan: çok sıkıldım ben

Yağmur: off evet bende

Patlamış Mısırım: emin olun benim kadar sıkılmış olamazsınız

Patlamış Mısırım: burada can çekişiyorum resmen

Yağmur: yaa :((

Selin: bende aynı durumdayım

Selin: biraz da stres yaptım

Buse: ya sabredin

Buse: size inanıyorum gerçekten

Buse: hepiniz zekisiniz

Buse: güzel üniversiteler kazanacağınızdan şüphem yok

İşte o mâlum konu. Üniversite...

Ediz üniversiteyi şehir dışında okumak isterse onu engelleyemem. Engellemediğim için ayrılmak zorunda kalırız. Bende ilk aşkımın arkasından kavanoz kavanoz çikolata yerim.

Patlamış Mısır | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin