49. Bölüm

690 57 61
                                    

Yağmur

Bir İlayda'ya, bir Caner'e, bir parmaklarındaki yüzüklerine bakıyordum. Evlenmişlerdi!

"Siz..." Vereceğim tepkiden korkarak gülümsemeye çalıştılar. "... Nasıl ya? Biz siz evlenmeyin diye o düğünü bozmuştuk. Şimdi neden?" Şoktan konuşamıyordum resmen. İlayda Arda'yı seviyordu abi nasıl oldu bu?

İlayda öne çıktı ve sakince açıkladı. "Arda bizimle gelmedi. Havaalanında bir mesaj ile beni terketti. Biz de Caner ile gittik. Bir süre birlikte yaşadık ve..." Caner elini tuttu. ".... birbirimiz için yaratıldığımızı farkettik."

Selin öne çıkıp doğrudan Caner'e sordu. "Bize neden haber vermediniz?"

"Her şey çok hızlı gelişti ve biz size sürpriz yapmak istedik." Harika sürpriz valla. Yan yana fena durmuyorlar aslında. Ama yine de çok ani karar vermişler. Umarım üzülmezler.

İlayda'nın sesi düşüncelerimi böldü. "Eee Yağmur bir şey demeyecek misin?" Kollarımı iki yana açıp gülümsedim. "Gelin buraya salaklar!"

İkisi de neşeyle gelip sarıldılar. Arkalarından diğerlerine de seslendim. "Aaa siz de durmayın gelin." Emre üzerimize uçtu resmen. "Canım kankalarım yaa!"

Kızlar da arkamızdan sarıldılar. Ediz benim tam önüme denk gelince gözlerine bakmak zorunda kaldım. Bugün hiç bakmamıştım. Kendimi eksik hissetmişim bu yüzden.

Yüzünü güzel bir gülümseme sardı. Bana iyice yaklaştı. Sıcaklığı hissetiğim sırada Emre aramızdan fırladı ve bizi ayırdı. "Aaa burada olmaz. Ayrılın bakalım. Yeter bu kadar."

Ayrıldık ama flört eden lise birler gibi birbirimizin gözlerine bakmaya devam ettik.

Buse'nin neşeli sesi beni kendime getirdi. "Ee madem geri döndünüz, bunu kutlayalım!" Evet bu güzel fikirdi.

"Evet. Kendi aramızda bir şeyler yapmalım." diye ekledi Gökçe. Ardından annem içeri girdi. "Bir şeye ihtiyacınız var mı çocuklar?" Cenk annemin yanına geçti. "Yok anneciğim, sağ ol."

Ev o kadar kalabalıktı ki herkesi kovasım geldi. Tam aklımdan bunu geçirirken Selin saatine baktı ve "Gençler benim bazı işlerim var. Gitmem gerek. Kutlama işini grupta konuşuruz." dedi. Cenk hemen atıldı. "Tamam canım birlikte gidelim."

"Görüşürüz millet." deyip çıktılar. Furkan da Buse'nin elini tutup "Biz de gidelim artık." dedi. İkisine de sarıldıktan sonra gittiler.

Emre kendi evinde gibi koltuğa oturmuş çerez yiyordu. Bu çocuk harbi yüzsüz. Gökçe dürtünce ayaklandı. "Ha evet biz de gidelim. Kendinize iyi bakın dostlar."

Gökçe'ye sarıldım. Arkasından o da kollarını açmış bekliyordu. İlk başta ciddiymiş gibi yapıp gülerek kollarımı açtım. "Gel buraya salak!"

"Kankam be!" Boğana kadar sarıldı. "Ta...mam dur lan!" Geri çekilip sırıttı. "Hadi bize müsade." Çıktılar.

Bir tek Caner ve İlayda kalmışlardı. Onlara dönüp "Şimdi ne yapacaksınız?" diye sordum. Birbirlerine bakıp gülümsediler. "İlk iş birlikte ev tutacağız. Kendimize bir düzen kuracağız ve tabiki bir üniversiteye yerleşeceğiz." Kulağa çok zor geliyordu. Evlenmek öyle göründüğü kadar basit değildi.

"Güzel plan. Peki şimdi nerede kalacaksınız?" İlayda'nın biraz yüzü düştü ve zorla konuştu. "İşte sorun da bu. Annem babamın evinde daha fazla kalmak istemiyor. Caner'in ailesi de onu tamamen reddetmiş durumda. Yani annem, Caner ve ben izninizle burada kalabilir miyiz? Teyzeciğim?" Bir anneme bir bana bakıp umutla bekledi. E onları tabiki sokağa bırakmayacaktık.

Patlamış Mısır | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin