Mirza genç kadının bileğine asılıp onu heyecanla bahçe kapısına sürükledi. Sahra ne olduğunu anlamaya çalışırken kapı birden açıldı ve gözlerinin şokla büyümesine sebep olan bir görüntüyle karşılaştı. Lüksten uzak ama açık olan kapısından gördüğü kadarıyla oldukça konforlu görünen şirin bir karavan evinin tam önünde duruyordu. Oflaz, sıcak bir gülümseme ile elindeki anahtarı salladı ve " tam istediğin gibi abi herşey eksiksiz" dedikten sonra anahtarı genç adamın avucuna bıraktı. Sahra bileğini genç adamın elinden kurtarıp birkaç adım öne çıkarak karavana yaklaştı. İçeri girmeden kapı ağzından şöyle bir göz gezdirdiğinde kalbi heyecanla hızlandı. Işıldayan bakışlarını genç adama çevirip, cidddiyetten uzak, neşeli bir sesle " bu şirin şey neden benim kapımın önünde sorabilir miyim Mirza bey" dedi. Mirza aralarındaki mesafeyi kapatıp genç kadının dibine kadar girdi ve gülümseyen gözlerini genç kadının zeytin karası gözlerine çevirdi. " Öncelikle güzel hanımefendi benim kapımın önünde değil bizim kapımızın önünde diyeceksin. Senin olduğun her yer aynı zamanda benim de, o yüzden cümlelerinin sonunda çoğul eki kullanmanı rica edeceğim." Dedi ve ardından parmaklarının arasından sarkan anahtarlığı havaya kaldırıp genç kadının gözlerinin önünde sallayarak devam etti sözlerine. " Gelelim bu şirin şeye..." Gülümsedi. Gülümsemesi ile genç kadının dudakları da istemsiz bir şekilde kıvrıldı ve sıcak bir tebessümle genç adamın gözlerine baktı.
" Bu güzel şey bizi küçük bir seyahate çıkarmak için burada"Sahra ışıldayan bakışlarını genç adamın yüzünde uzun uzun gezdirip onu ömrüne yazdığı için Allah'a bir kez daha şükretti. Kimin duasını almıştı da bu kalbi güzel adamı onun yoluna çıkarmıştı. " E hadi o zaman ne dikiliyoruz burada, gidip hemen valizlerimizi hazırlayalım" diye cıvıldadı ve koşar adımlarla bahçe kapısından içeri girdi. Kalbi uzun zaman sonra ilk kez heyecanla kıpırdanıyordu. Bu gezi onlara çok iyi gelecekti biliyordu. Yorgunluklarını unutmak, yüklerinden kurtulmak için bu küçük tatile ihtiyaçları vardı.
Heyecan içinde ihtiyacı olabilecek şeyleri valizine doldurmaya başladı. Bu sırada Mirza birden odasının kapısında belirdi. Ona hayranlıkla ve mutlulukla baktı. Bu görüntü için o kadar uzun süre beklemişti ki, kadının bu neşe saçan cıvıl cıvıl hâlini bir daha göremeyeceği için o kadar çok korkmuştu ki, bu anı yaşadığı için aldığı her solukta şükrü artıyordu.
Sahra onu fark ettiği an yaptığı işi bırakıp hızlıca yanına gitti ve kollarını boynuna dolayıp omuzu ile boynunun ayrıldığı o noktaya küçük masum bir buse kondurdu. " Teşekkür ederim" diye fısıldadı. Karavan seyahati onun en büyük hayallerinden biriydi. Babasıyla yapmayı planladıkları, günlerce hayalini kurdukları ama bir türlü çıkamadıkları karavan seyahati...
Hayat ondan hayranlık duyduğu, tüm kalbi ile sevdiği ilk adamı almıştı ama onu hayal dâhi edemeyeceği daha güzel bir adamla karşılaştırmıştı. Dikenlerle dolu bir yolda çıplak ayakları ile kanaya kanaya yürüyerek bu günlere gelmişlerdi. Tabanları yaralarla doluydu ama herşeye inat avuçları dualarla bezeliydi. Dertlerini derdi verene emanet etmişlerdi ve o derdi veren öyle güzeldi ki, onları, tüm yaralarını saracak bir mükafatla ödüllendirmişti. Sevdalarını ömürlük kılarak, onları tüm imkansızlıklara rağmen yeniden aynı çizginin üstünde birleştirerek, ömürlük bir hediye ile onları sonsuza kadar bağlamıştı.
Hazırlanmaları ve aileleri ile vedalaşmaları yalnızca yarım saat sürmüştü. Çıkacakları süresi belirsiz seyahat için fazlasıyla heyecanlılardı. Mirza şoför koltuğuna geçtiğinde Sahra' da onun yanındaki yerini almıştı. Gözlerinin içi gülüyordu. Güneş bu sabah sanki genç kadının gözlerinde doğmuştu. Hayali olan bu yolculuk için merak ve heyecan doluydu. Yüzünü sağ tarafa çevirdiğinde bahçe kapısında dikilmiş, gülen gözlerle onlara bakan kalabalığı gördü. Ailesi! Onun yıllarca hasretini çektiği kocaman ailesi... Buradan bakınca öyle güzel bir kalabalıkla göz göze geliyordu ki, kalbi mutlulukla çarpıyordu. Bir vakitler kimsesi olmayan küçük, yaralı bir kızken şimdilerde sayamayacağı kadar kalabalık bir aileye sahip güçlü bir kadındı. Allah'a ona bu güzel aileyi nasip ettiği için bir kez daha şükretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Çöl Çiçeği ~
RomansaTek bir gecede yüreklerine ömürlük bir karanlığı misafir eden iki masum... Karanlıkla büyüyen iki kasvetli yürek...Birisi bir avuç ateşe teslim etti yüreğini henüz sekiz yaşında , diğeri bir avuç zehir yüzünden kapattı kalbini henüz on altısında...