Bazı insanlar onlardan nefret etmenizi hakedecek kadar çirkin karakterlere sahiptir. Onlara hak ettiklerini vermekten çekinmeyin. Bu güne kadar ilk bakışta notunu verdiğim insanlar beni hiç yanıltmadı. Ama yine de Allah'a olan inancımdan dolayı onları insan yerine koydum. Bugün gördüm ki çok büyük bir hata yapmışım. Hak edene hak ettiği gibi muamele etmezsen seni kendi çirkinliklerinin içine çekmek için o kirli kalpleri kadar çirkin yollara başvurmaktan çekinmiyorlar. Benden sizlere bir abla tavsiyesi, insanlar başınızın yerde olmasını yanlış anlıyorsa eğer, bunun, onların yere düşen edebine takılmamak için olduğunu söylemekten çekinmeyin. Aksi takdirde sizi korkak, kendilerini cesur zannedebilirler. Rabb'im kirli kalplerle yolumuzu denk düşürmesin.🖤
Bir hafta sonra,
Sahra tam bir haftadır Mirza ile karşılaşmamak için kendini eve kapatmıştı. İş yerine sunacağı bahaneler de artık azalmaya başlamıştı ama onunla yüzleşmeye , o kara gözlere bir kez daha bakmaya hiç cesareti yoktu.
Onun aksine Mirza büyük bir azimle onun evden çıkacağı anı kolluyordu. Gözlerinin tekrar o kömür karası gözlerle buluşacağı anın hayali ile uyuyordu geceleri. Bıkmadan usanmadan her gün aynı rutinde evin karşısına tünüyor ve gün batıncaya kadar gözünü bir an bile Sahra'nın yaşadığı evin kapısından ayırmıyordu.
Sonunda bir gün dayanamayıp genç kadının kapısına dayandı. Ancak umduğu gibi olmadı. Sahra kapıyı açmadı. Onun yerine Mümtaz bey yaptı yapacağını. Yaşlı adam, bir haftadır evini gözetleyen ve sonunda bununla da sınırlı kalmayıp bahçesine kadar girerek, evladı gibi sevdiği genç kadının kapısına dayanan genç adamı, ensesinden yakaladığı gibi kendi evine çekiştirdi. Mirza boş bulunduğu için yaşlı adamın bu ani saldırısı karşısında hiçbir şey yapamadı. Ve adamın onu sertçe sürükleyip, bir üst kattaki evine çıkarmasına izin verdi. İçeri girdiklerinde Mümtaz bey onu tepeden tırnağa dikkatle süzdü ve " bak genç adam" dedi otoriter bir sesle. " Bir kez soracağım. Sen de bana adam akıllı bir cevap vereceksin. Aksi halde polisi arayıp , haftalardır evimi gözetleyen bir sapık olduğunu söyleyerek seni içeri attıracağım" sözleri sona erdiğinde, karısının şaşkın bakışları arasında geçip rahat bir şekilde pencerenin önündeki tekli koltuğuna kuruldu ve bakışlarını tekrar Mirza'ya çevirdi. " Evet " dedi o sarsılmaz, otoriter ses tonuyla. " Seni dinliyorum. Kimsin? Ne diye Sahra kızımın evini dikizliyorsun. Niye peşindesin kızın?" Mirza art arda gelen sorular karşısında tepkisiz kaldı bir süre. Ardından iki yanında usulca sallanan kollarını önünde birleştirip, başını mahcubiyetle yere eğdi. " Efendim " dedi saygılı bir biçimde.
" Öncelikle sizi böylesine rahatsız ettiğim için özür dilerim. Ama Sahra ile mutlaka konuşmam gerekiyor. Daha önce onunla karşılaştık ancak beni dinlemediği ve günlerdir evinden çıkmadığı için burada, kapınızın önünde onu beklemek zorunda kaldım. Amacım kimseyi huzursuz etmek değildi. Üzgünüm. Sizi temin ederim düşündüğünüz gibi sapık falan değilim. " Genç adamın kendinden emin duruşu ve saygılı konuşması Mümtaz beye onun alâladep bir sokak serseri olmadığını ispatlar nitelikteydi. Keza üstüne başına baktığında dahi bunu rahatlıkla görebiliyordu. Zira, genç adamın oldukça pahalı olduğu belli olan kol düğmeli şık gömleği ve pürüzsüz bir ütüye sahip siyah pantolonu asaletini bas bas bağırıyordu. " Anladım da evladım. Kimsin sen? Günlerdir kapılarda nöbet tuttuğuna göre söyleyeceğin şey fazla önemli olmalı. Bizim hanım Sahra kızıma sordu ama ondan herhangi bir cevap alamadık. Belki sen, kim olduğunu ve neden burada olduğunu bize açıklarsın ha, ne dersin" Mirza dikildiği kapı ağzında kıpırdandı. Ne söylemeliydi bilmiyordu. Genç kadının buradaki tüm insanlara kocasının öldüğü yalanını söylediğini biliyordu. Bu durumda gerçeği söylemesi biraz saçma olacaktı. Dahası bu insanları doğru söylediğine inandırmak da hayli zor olacağa benziyordu. Mümtaz bey sabırsız bir nefes aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Çöl Çiçeği ~
RomansaTek bir gecede yüreklerine ömürlük bir karanlığı misafir eden iki masum... Karanlıkla büyüyen iki kasvetli yürek...Birisi bir avuç ateşe teslim etti yüreğini henüz sekiz yaşında , diğeri bir avuç zehir yüzünden kapattı kalbini henüz on altısında...