52. İyi Uykular Dilara

25 1 0
                                    

____Dilara____

Avladığım adamları yatakodama götürüp kapıyı üzerlerine kitledim. Onların acı dolu bakışlarına mağruz kalmak istemiyordum. Sabah oldu ve biraz sonra siparişim gelecek. Sonunda acılarımdan kurtulmak için uyuyabilecektim. Ama beni kim uyandıracak?

Acaba en yakın arkadaşım Rahvana gerçek kimliğimi söylesem mi diye düşündüm. O beni uyandırabilir. Ama ona nasıl söylerim? O benim en iyi arkadaşım ve bunca zamandır ona gerçekleri yani vampir olduğumu söylemediğim için bana küsebilir. Ya da daha kötüsü benden korkup kaçabilir. Hatta belkide beni ihbar edip ölümüme sebep olabilir. Güvendiğim herkez bana kazık attı Rahvan da yapabilir. Bir de onun ihanetini kaldıramam.

Vampir olduğumu bilen başka kim var diye düşündüm. Hyu, Noyan, Marza ve onun üvey annesi biliyor. Hyu olmaz çünkü zaten o şerefsiz yüzünden uyumak istiyorum. Marza ve annesi beni bulduğu yerde öldürmek ister onlar benim düşmanım. Geriye sadece Noyan kalıyor..

Acaba Noyandan yardım istesem bana yardımcı olur mu? Cidden bu hallere düştüğüme inanamıyorum. Meğer ne kadar yanlızmışım.. Keşke vampir olmasaydım. Normal 18 yaşında bir kız olsaydım. Vampir olmak çok zor. Noyandan yardım istersem yalnış alnayabilir. Ona karşı bişeyler hissettiğimi düşünebilir. Hem ona hala kızgınım! Ondan yardım isteyeceğime sonsuza dek uyurum daha iyi!

Nihayet kapı çaldı. Zilin sesiyle irkildim çünkü genelde pek gelenim gidenim olmaz. Kapıya gittim ve delikten baktım. Soluk korkunç yüzlü bir adam ve yanında da dev bir kutu vardı. Sanırım bu adam Arkanın uşağı ve kutudada siparişim vardı. Kapıyı açtım.

"Dilacula hanım siz misiniz?"diye sordu korkunç süratlı adam.

"Evet. Sizi Arkan bey mi yolladı?"

"Ödeme hazır mı?"

"Içeride.."

Adam kutuyu kaldırdı ve evin içine girdi. Kutuyu salonun ortasına bıraktı. Cebinden bir çakı çıkardı ve kutuyu dikkatlice açtı. İçinde cilalı parlak ahşaptan yapılmış güzel bir taput vardı. Onu çıkardı ve kapağını açtı.

"Tılsımlı taputunuz kullanıma hazır Dilara hanım."

"Teşekkürler."

Yatakodasına gittim ve Mert ve Tunça son bi kez baktım. Yalvarır gözlerle beni süzüyorlardı. Hiç aşdırış etmeden enselerinden tuttum ve salona getirdim. Uşak cebinden bir mendil çıkardı ve Tunç ve Merte koklattı. İkisi de bayıldı. Sonra ikisini tabutun çıktığı karton kutuya koydu ve güzelce bantladı. Adamın kocaman taputu ve iki adamı tek başına nasıl taşıdığını çözemedim. Belki o da vampirdir fakat sormaya çekindim. Adam çok soğuk ve korkunçtu çünkü.

"Güle güle kullanın."dedi uşak.

Sonra kutuyu sırtladı ve evden çıktı gitti. Bende tabutu yakından incelemeye başladım. İçinde çok rahat bir yastık vardı. Süngeri de yumuşacıktı. Tılsımlı yazılar kapağının iç kısmında yazılıydı. Artık uyuyabilirim.

Peki ya beni kim uyandıracak? Ya da acabağa ben uyanmak istiyor muydum? Tüm hayatım hayal kırıklıkları ve ihanetle geçti. Bundan sonra da böyle olacağı kesin.. Bu yüzden belki de uzuun bir süre uyusam fena olmaz. Ve beni kim uyandırırsa beni en çok seven ve merak eden kişi odur. O kişi güveneceğim tek kişi olacak. Tabi biri gelip uyandırırsa..

Üzerimi değiştirmek için yatakodasına gittim. Bu pijamalarla sonsuz uykuya yatacak değilim ya? Hem beni uyandıracak kişiye de güzel gözükmek istiyorum. Demekki içimde hala bir umut var. Birilerinin beni sevdiğine ve düşündüğüne dair umudum olmasa böyle hazırlıklara girişmezdim. Hatta çıplak yatardım. Nasılsa kimse gelmeyecek diye.. Üzerime şunları giydim.

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin