75. Final Part II : Elveda Dünya..

52 1 0
                                    

_____Marza______

Yaklaşık 12 saatlik yolun sonunda nihayet uçağım Kore'ye indi. Havaalanından bir taksiye atladım ve şehirler arası otobüslerin kalktığı garaja gittim. Seuldan Busan'a gideceğim. Busandan ise Kıvılcım'ın adasına..

Taksiciye parasını ödedim ve otobüs terminaline girdim. Google translate ile oradaki adamlarla konuşup Busan otobüsünü buldum. Koltuğuma geçtim otobüsün kalkmasını bekledim. Umarım ölmeden Kıvılcımın yanına varabilirim.

Ah Kıvılcım.. Sen annenden daha kötü bir cadısın! Beni seviyormuş gibi yapıp beni kandırdın! Annen en azından beni gerçekten seviyordu. Ama hata bende..  Onun sevgisine inanmam saçmaydı. Beni kullandığını anlamam gerekiyordu. Bana çemberi öğretip annesinin üzerine saldı. Ben de enayi gibi çemberi kullandıkça kullandım. Ömrümün yarısının gideceğini bana söylememesi beni kullandığını gösterir..

Önce Hyu'nun gerçek adını öğrenmesini sağlayıp sonra onun çemberini de yakacağım! Cebimde duran zarfı yokladım. Hala orada duruyor. O zarfın içinde Kıvılcım için hazırladığım çember var. Diğer cebimde ise Hyu için hazırladığım isim yazmayan çember var. Vakit kaybetmemek için belki ikisini birden yakarım.. Umarım Kıvılcım Hyunun gerçek adını öğrenebilir..

...

..

Otobüs Busana vardı. İndim ve yine bir taksi çevirdim. Adaya gitmeden önce bana yardım eden yaşlı çifte de uğrayacağım. Ölmeden önce onlarla da vedalaşmak istiyorum. Sonuçta onlar bana değer veren nadir insanlardan..

Taksiciye yolu tarif ettim. Burada kaldığım birkaç günde şehrin heryerini ezberlediğim için hiç yabancılık çekmiyordum. Kısa sürede yaşlı çiftin evine vardık.

Evin önünde lüks bir araç duruyordu. Sanırım yaşlı çift onlara hediye ettiğim paraları iyi değerlendiriyor. Buna sevindim. Yaşlı adam hesabına yatan parayı görünce ne yapacağını şaşırmıştı. O paraya dokunmayacaklarından korkuyordum. Çok şükür parayı harcamaya başlamışlar.

Kapıyı çaldım. Yaşlı kadın kapıyı açtı. Beni görünce şaşkınlıktan ağzını kocaman açtı.

"Marza! Hoşgeldin!"dedi ve gelip bana sarıldı.

"Hoşbulduk.. Görüşmeyeleyi Türkçe öğrenmişsin bakıyorum!"dedim gülümseyerek.

Ama yaşlı kadın anlamadı. Demekki sadece hoşgeldin demeyi öğrenmiş.

"OMO! Marza! Senin burada ne işin var? Sen bizi çok mutlu etmek!"dedi yaşlı adam arkadan. O da gelip bana sarıldı.

"Buralardan geçiyordum. Bir uğramak istedim."dedim yaşlı adama.

"Çok iyi ettin Marza evladım. Hadi içeri geç!"

"Fazla kalmayacağım amca. Aslına bakarsan hiç vaktim yok."

"Olmaz! Karım yeni râmen yaptı. Öğle yemeğini bizimle ye! Öyle git!"

"Râmen mi? Çok isterdim. Ama gerçekten hiç vaktim yok.."dedim buruk bir şekilde.

"Sen bilirsin. Ama yine uğrayacaksın değil mi?"

Amca böyle sorunca kısa zaman içinde öleceğim aklıma geldi.

"Elbette uğrarım. Burası da benim evim sayılır."dedim.

"Öyle tabi! Burası senin Koredeki evin. Mutlaka tekrar gel olur mu?"

Yaşlı adama ve kadına uzun uzun sarıldım. Bu onları son görüşüm olacak. Duygulanmamak için kendimi zor tutuyorum. Sonra vedalaşıp evden ayrıldım..

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin