1. Vampir Kızın Günlük Yaşamı

1K 31 15
                                    

Merhaba ben Dilara. Bu ismi bana ırkçı ve zorba insan topluluğu koydu .Asıl ismim Dilacula ama ben kimliğimi saklamak için bu ismi kullanıyorum .Yaşım bin küsür fakat 18 gösteriyorum. Saçlarım sapsarı, boyun 1.60 hanım hanımcık bir vampir kızım.

İstanbulda küçük bir sentte yaşıyorum .Küçük bir dayirem var. Marmara üniversitesi Güzel sanatlar sınıfında okuyorum. Yüzyıllardır sanat üzerine çalışıyorum ve asla sıkılmam .Usta olmadığım hiç bir sanat dalı kalmadı ama en çokda yazmayı seviyorum ;)

Ayilem yok .O katliyam günü yani 100 sene önce kalplerine kazık sokularak katletildiler.Evde yalnızım.Pek arkadaşım yok .Bir kaç insan arkadaşım var fakat onlarlada çok samimi sayılmam . Zaten hemen ölüyorlar, ben ise ölümsüzüm ve daha yüzyıllarca boyunca yaşlanmak sızın yaşayacam. 

Şimdi asıl hikayeme girmeden önce size biraz gündelik yaşantılmdan bahsetmek isteriyorum.

***

Sabah uyanmadım .Çünkü vampirler uyumazlar. Güneş açtığında daktilomun başından kalktım ve esnedim .Camı açıp ciyerlerimi temiz havayla doldurdukran sonra kollarımı iki yana açıp ensem ayak bileklerime değinceye kadar gerildim(Vampir esnemesi). Gece boyunca yazı yazmıştım ve heryerim uyuşmuştu. 

Kahvaltı hazırladım ve masada tek başıma yemeğe başladım. İşte vampir olmanın dez avantajlarından biri. Ölümsüzsün,uykuya ihtiyacın yok,çok hızlı koşabiliyorsun,vücudun çok esnek fakat ahiret gününe deyin yanlızsındır. 

Herneyse. Masadaki zeytin peynir, börek çörek ve tarhanayı yedikten sonra kahvemi yudumladım. Şaşırdınız değil mi?? Bir vampirin sofrasında çiğ et ve kan, koagüle pudink ve hemotolojin bakımından zengin yiyecekler olması gerekirdi .Ama bunlara hiç gerek yok .Çünkü tarhananın içinde bulunan hemoüntazam monekülleri kanın yerini tutuyor ve kan içmeme gerek kalmıyor.Hem eğer kan içersem gözlerim maviden kırmızıya döner , dişlerim sivrileşir ve derim beyazlaşır. Yani Dilara değil de Dilacula olduğum ortaya çıkar(!)

Kahve fincanımı yıkayıp dolaba koydum ve üzerimi değişmek için odama yürüdüm.Mutfaktan odama gitmem 1 salise sürüyordu, giyinip hazırlanmam 25 dakika. Doğru kombini bulana kadar yüzlerce kıyafeti vampir hızında giyip çıkartım .Hatta o kadar hızlı giyip çıkartım ki birkaç kazak yırtılmıştı .

Mavi dar bir kot, son 3 düğmesini açık bıraktığım beyaz gömlek ve geniş mavi fötür şapkamla okula gitmeye hazırdım .Fötür şapka beni güneş ışıklarından koruyordu ve cildimin yanmasına sebep olmuyordu. 

hızlıca Okula vardım. Sınıfa girdiğimde yine tüm gözler üzerimdeydi. En yakın arkadaşım Rahvan'ın yanına oturdum. O benim en yakın ve sıra arkadaşımdı. Mavi gözlü bir kızdı. Birinci sınıftan beri aynı sırada oturuyorduk ve şuan 2. Sınıftayım. 

Kankim rahvan ile günlük dedikodu gıybet performansı sergiledikten sonra zil çaldı ve tenefüse çıktık. Üniversitenin bahçeli kantininin bahçesine oturduk ve garsondan 2 kahve sipariş ettik. 

Tam o sırada aniden bir çocuk bizim masamıza doğru yavaş adımlarla gelmeye başladı. Rahvan ve ben aynı anda "bu da kim acaba" diyerek birbirimize bakıp gülüştük. çocuk 182 boylarında sarışın, kirli sarı sakallı, mavi gözlü bir çocuktu. Giydiği siyah tişörtünden hatları belli olsa da bakmadım.

"Merhaba kızlar" dedi.

"Merhaba" dedim.

Sarışın çocuk gülecen sempatik bir bakışla bir bana bir de rahvana süzüyordu adeta. Sonra gülümsedi ve bana "Seni tanıyormu yum?" dedi.

"Bilmem tanımanmı gerekli" dedim.

"buralarda yeni olmalısınız." dedi sarışın. "Seni daha önce görsem muhakat yanına gelir ve seninle konuşurdum.

Rahvan bana doğru öfkeyle ölümcül bakış attı. 

"Neden" dedim  Sarışın çocuk "Çünkü çok güzelsin. Seninle tanışmak isterdim. Bak sana derdimi anlatmak istiyorum. Güzelliğinden o kadar etkilendim ki, keşke şuan kör olsam ve dünya üzerinde gördüğüm son şey senin güzelliğin olsa diye dua etmekten kendimi alamıyorum."

Ay ne sümsük çıktı bu be. Bin yıllık hayatım boyunca sürekli bana yavşayan erkeklerle karşılaştım. Artık sıkılmıştım bu durumdan. Rahvana göz ucuyla "kovala şunu başımdan

Rahvan sarışına döndü ve "Ben seni tanıyorum. Sen İşletme A sınıfından Yağızsın. Gördüğün her kıza asılmakla tanınırsın."

"Kim uyduruyor bunları?"Ben sadece" "gerçekten hoşlandığım kadınlarla tanışmak isterim

Rahvan dişlerini sıktı ve yumruğunu masaya vurdu. "Defol git buradan YAĞIZ!" diye kükredi. Bütün okulun bize attığı bakışları umursamadan bağırmaya devam etti. "Defol!"

Çocuğun yüzü kızardı. Belirgin elmacık kemikleri adeta kırmızı elma olmuştu. Hızla oradan uzaklaştı. Ben de kankama gülümsedim ve "Teşekkür ettim" dedim.

Son derste bittiğinde evimin yolunu tuttum. Güneş batmak üzre olduğu için fötür şapkamı çıkardım ve saçlarımı esintiye kurban edip ahenkle dans edişini izledim. 

Tam o anda arkamdan sert ayak sesleri duydum. Kim bu hanzo diye kafamı çevirip bakmaya kalmadan öküz adam sertçe omzuma çarpıp beni yere düşürdü. Kendimi yerde buldum. Kaba adam arkasına dönüp bakmadan yürümeye devam etti.

"Önüne baksana ayı!" diye bağırdım kibar ama bir o kadar da öfkeli ve sert ses tonumla.

Adam birden arkasını döndü. 180 boylarında, sarışın, karanlıkta mavi mi yeşil mi karar veremediğim gözlü, birazcıkta kaslı bir adamdı bu. Gözleri adeta öfkeye bürünmüş alev saçıyordu. 

Bir iki saniye sinirle baktı ve yoluna davam etti .

Kimdi bu kaba adam?İnsan bir özür diler.Benim gibi güzel bir kızı yere düşürmeye utanmıyormusun. 

Ve ondan neden bu kadar etkilendim...

Normal insanlar küfredip ayağa kalkıp yollarına devam ederlerdi ama ben vampir-insan olduğum için öyle yapmadım ve tutkularımın kurbanı olur vampir hızıyla onu çaktırmadan takip ettim.

Arkasından gittim, gittim ve, gittim, . 

Onun gittiği yere vardımda Karşılaştığım manzara küçük dilmi yutmama sebep olacaktı....


Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin