34. Tablo

32 4 2
                                    

_______Noyan___

"Kadim ırk örgütü mü?"diye sordum telaşla. "Onlar gerçek mi?"

"Tabiki gerçek akıllım! Bak bu şato bu eşyalar hepsi onların sembolleri ve işaretleriyle dolu. Özellikle bu tablo.."dedi Hyu ve tabloya dalıp gitti.

"Bu tabloyu daha önce nerede gördün?"

"Ah.. Çok küçüktüm. Hayal meyal hatırlıyorum. Eğer yanlış hatırlamıyorsam senin zindan sandığın yerde aslında daha gizli işler dönüyor olabilir."

"Zindan zaten gizli. Onunda mı gizli yerleri var yani?"

"Evet. Buna örgütçüler çifte saklama diyor. Yani gizli bişeyin içine başka birşey gizlemek."

"Peki ne bu şey? Sen nereden biliyorsun? Yoksa sen demi o örgüttensin?"

Hyu tablonun yanındaki şamdamlığı çekti ve gizli geçidin kapısını açtı.

"Önce orayı bulalım. Sonra anlatırım." dedi ve merdivenleri inmeye başladı.

"Madem tehlikedeyiz, daha da derine inmeyelim istersen." Diyip arkasından indim.

"Önce emin olmalıyım. Ona göre iz bırakmadan burayı terkederiz."

"Peki ya Osas? Onu bulup yok etmeyecek miyiz?"

"Eğer Osasın bu örgütle bir bağlantısı varsa zaten deşitifre olduğu için örgüt onu çoktan yok etmiştir."

"Lanet olsun!"dedim ve duvara bir yumruk attım.

O aşağılık cani elimden kaçtığı için çok öfkelenmiştim. Ama biraz da tedirginim. Çünkü Osas bizim holding sırlarımızı örgüte anlatıyor olabilir. İşte bu örgüt bu yüzden korkutucu. Herkes hakkında bilgi toplayabilecek güçleri var.

Zindana indiğimizde Hyu bir mendille burnunu kapattı. Kokudan rahatsız olmuştu sanırım. Dikkatlice duvarları inceledi. Köşelere baktı.

"Ne arıyorsun?"diye sordum.

"Başka bir gizli geçit arıyorum. Tahmin ettiğim gibiyse ikinci bir gizli geçitten asıl olayların döndüğü yeri bulacağım."

"Herif cani ve yakaladığı insanlara işkence ediyor! İşte asıl olay bu değil mi?"

"Geuge aniya Noyan. Bu zindan asıl olayları gizlemek için bir yanıltmacadan ibaret."dedi ve duvarda gevşek duran bir tuğla buldu.

Hyu tuğlayı yerinden oynattığında zindanın duvarında başka bir kapı büyük bir gürültüyle açıldı. Bahsettiği gizli geçidi nihayet bulmuştu. Hyu kahkülünü geriye attı ve sırıttı.

"Içeride ne olduğunu merak ediyor musun?"diye sordu.

"Evet."dedim ve içeri girdim. O da arkamdan girdi.

Girdiğimiz odada loş bir ışık vardı. Etrafra onlarca kapağı kapalı tabuta benzer kapsüller duruyordu. Kapsüllerin başında garip iksir benzeri şişeler vardı. Şişelerden kapsülün içine bir hortum sarkıyordu. Ne olup bittiğini hiç anlamdım.

"Burada ne oluyor?"diye sordum merakla.

"Burası örgütün ırk yaratma laboratuvarlarından birisi. Bunlardan dünyada binlerce var. Buralarda şu gördüğün iksirler yardımıyla normal insanları başka ırklara dönüştürmek için deneyler yapılır."

"Dönüştürmek derken? Bizim gibi mi yani?"

"Hayır. Bizler doğal yollarla dönüştük. Burada yapay bir şekilde bizden bile güçlü bir ırk yaratıp örgütün ordusuna katmak istiyorlar."

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin