21. Kuzeyin Oğlu

97 3 0
                                    


Medya= Kuzey Kurtoğlu

______Noyan_______

Günler sonra ilk defa malükaneme gideceğim için çok heyecanlıydım. Acabağa babam evdemidir. Benim ölmediğimi halen yaşadığımı görünce ne tekpi verecek?

Hyuyla olan kavgam ve Dilarayı yanlış anlamam yüzünden zaten zihnen çok yorgunum. Neyseki ikisiylede barıştık. Bugün malikaneme uğrayıp babamla yüzleşeceğim. Sonra sevgilimin yanına gideceğim.

Malikanemin önüne geldiğimde en sevdiğim arabamın olduğu yer boştu. Galiba babam ben nasılsa öldüm diye arabamı satmıştı. Olsun bir tane daha alırım. Nasılsa babam Aslan Aslanoğlu kadar zengin olmasada zengin sayılırdı.

İçeri girdim. Hizmetçiler ve adamlarım beni görünce çok şaşırdılar. Demekki hepsi öldüğümü sanmışlar. Babam evde mi diye sordum evet evde dediler. Hızlıca onun odasına çıktım.

İçeri girdiğimde babam çok şaşırdı. Koskoca Kuzey Kurtoğlunun gözleri doldu. Oysaki ben bana kızacağını düşünüyordum..

"Oğlum.. Sen ölmemişsin!" dedi ve yanıma gelip bana sarıldı.

"Evet baba. Yaşıyorum."

"Sana o emri verdiğim için beni affet oğlum. Bir anlık sinirime denk geldi. Tam barış antlaşması yapmışken Arfa'yı yani Marzanın ağabeğeyini öldürdüğün için çok kızmıştım. Şimdi yaptığım hatanın farkına varıyorum."

"Önemli değil baba. İşte hayattayım. Önemli olan bu."dedim fakat dişlerimi sıktım. Sonuçta Dilaram beni kurtarmasa şuan ölüydüm. Babamın emriylen hemde!

"Peki nasıl kurtuldun? Marzanın seni kalbinden vurduğunu duydum."

"Orasını boşver baba. Asıl benim sana çok daha önemli bir sorum var."

"Neymiş o?"

"Biz kurt soyundan mı geliyoruz?"

Babam birden afalladı ve gözlerini kaçırdı. Sonra masasına oturdu. Bende karşısına oturdum.

"Bunu nereden öğrendin?"

"Demek doğruymuş. Peki ama neden dolunayda kurta dönüşemiyordum. Ve sen bunu benden neden sakladın?"

"Bak oğlum. Bu derin konuları seninle konuşmak için yaşının gelmesini bekledim. Ama hayatından memnun olduğun için sonra anlatmaktan vazgeçtim. Bizim sülalemiz yüzyıllar önce kurtadamlıktan vazgeçti. Dolunayda dönüşmemek için bir iksir ürettiler ve yüzyıllardır doğar doğmaz hepimiz bu iksirden içrik. Sende doğduğunda içmiştin. Bu yüzden dönüşemiyordun."

Babam neler söylüyordu böyle? Bir insan neden özel yeteneklerinden vazgeçmek isterki?

"Peki neden kurtadamlıktan vazgeçtik? Bu kararı vermemize sepeb olan şeyde nedir?"

"Nasıl anlatsam.. Uzun zaman önce büyük büyük deden Cengiz Kurtoğlu bu kararı vermiş."

"Büyük büyük dedemin adı Cengiz Bozkurt değil miydi?"

"Hayır o annededen. Ben babadedenden bahsediyorum."

"Peki neden? Bu yetenek bize verilmiş bir lütüf!! Neden bundan vazgeçesin?"

"Bu bir lütüf değil evlat! Bu bir lanet! Hiç bir zaman dönüşmediğin için bu lanetten haberin yok. Neyse dedenin hikayesini anlatayım..

Günlerden birgün Cengiz deden bir kadına aşık olmuş. Kadın çok güzel bir bayanmış. Bütün kasabanın erkekleri onun peşinden koşarmış. Ama kız çok nâmuslu olduğu için kimseye dönüp bakmazmış. Ama dedenden biraz hoşlanıyormuş. Cengiz deden de can yakıcı bir yakışıklılığı varımış.

Cengiz deden ona bir mektup yazmış. Bu güzel bayanda ona karşılık vermiş. Bir süre kısa mektublarla flörtleşmişler. Buluşmaya karar vermişler. Deeden kurtadam olduğunu bildiği için buluşma gecesinin özelliklen dolunay olmamasına özen göstermiş. Fakat o zamanlar daha tâkvim olmadığı için yanlış hesaplama yapmış ve kızla dolunaylı bir gece buluşmuşlar. Dedenin haberi yok tabi az sonra dolunay çıkacağından.

Bir ağacın altında deden ve o kız romantik anlar yaşıyorlarmış. Romantik dediysem öpüşmek falan yok. Sadece birbirlerine şiir okuyup şarkı falan söylemişler. Sonra birden dolunay çıkmış. Deden korkunç bir şekilde dönüşmüş. Yanındaki bayan çok korkmuş ve piknik sepetinden aldığı meyva bıçağını dedenin kalbine sablamış. Deden tabi kurt formunda olduğu iÇin kendisini kontrol edememiş ve kıza saldırmış. Kızı paramparça etmiş kenara atmış!"

"Kız ölmüş mü?'

"Orasını hatırlamıyormuş. Kız kanlar içinde kalınca hemen kaçmış. Büyük ihtimalle ölmüşdür. Sonra dolunay bitince insana dönüşmüş ve günlerce ağlamış. Sevdiği kadını kendini kontrol edemediği için vahcice katledmiş olamsı onu çok üzmüş. O gün kurtadamlıktan kurtulmak için yollar aramaya başlamış. Yıllarca araştırmış ülke ülke gezip diğer kurtlarla görüşmüş ve nihayetinde işte o iksiri yapmış. O günden beri sülalemizde hiç dönüşen kurtadam yok. Sana da anlatacaktım aslında ama sonra vazgeçtim."

"Vay be. Dedeme çok üzüldüm." dedim ve iç geçirdim.

"Şimdi anladınmı bir lütüf mü yoksa lanet mü?"

"Anladım baba. Zaten mafyayız. Bide kurtadam olmaya gerek yok. İnsanların bizden korkması için bu yeterli."

Babam uzun saçlarını geriye attı arkasına yaslandı.

"Şimdi sen anlat bakalım evlat! Nasıl hayatta kaldın? Yoksa kurtadam özelliklerin biraz aktif mi kalmış?"

"Hayır baba ondan değil. Çok değişik birşey oldu." dedim ve sırıttım.

"Ne oldu?"

"Marza beni vurduktan sonra ölmek üzreydim. Sonra biri çıkıp geldi.. Hayatımda ondan daha güzel bişey görmedim. Geldi ve beni kurtardı.."

"Nasıl!"

"Beni vampire dönüştürdü!"

"NE!!!"

Babam birden telaşla ayağıya kalktı. Sonra geri oturdu.

"Bu kötü bişeymi?"

"Elbette kötü bişey evlat! Bir lanetten kaçarken başka bir lanete düşmüşsün."

"Nasıl?"

"Vampirlik kurtadamlıktanda beter. Sürekli kan içmen gerekir ve kıyamet gününe kadar yaşayacaksın. Sevdiğin tanıdığın herkesin gözünün önünde eriyip toprak olduğunu göreceksin. Ve bedenin hep soğuk olacak. Kalbin atmayacak!! Bu korkunç evlat. Senin adına üzüldüm.."

"Hiç bu yönden bakmamıştım."

Yüzümdeki sırıtış birden yokolmuştu. Babamın söyledikleri acı gerçekler moralimi bozmuştu. Ama iyi tarafından bakmak lazım. Dünyanın en güzel vampiri de kıyamet gününe kadar benimle olacak ;)

"Bu arada tekrar özür dilerim baba. Aslanoğlu holdingle olan savaşı bitiremediğim için."

"O savaş geçen gün bitti oğlum. Sen rahat ol!" dedi ve sırıttı.

"Nası"

"Aslan Aslanoğlu öldü. Artık ortada savaşacak kimse kalmadı."

"Pekiya Marza?"dedim tedirgince .

"O aptal oğlan bize hiçbir halt yapamaz. Aslanoğlu holdingi ayakta tutanlar Arfa ve Aslandı. ama artık onlar yok. Marza tek kaldı. Çok yakında ona saldırıcağız ve tüm holdingini elegeçireceğiz."

"Ne yani! Savaşı bitirmek için yıllarca uğraştık. Şimdi bizmi saldıracağız?"

"Düşmanı zayıf gördüğün an yok etmek savaşın birinci kanunudur evlat! Bunları zamanla öğreneceksin. Mafya savaşlarına hazır ol!!!"

Demek mafya savaşları..





###______#_#____#_#___####___#

Hep vampir falan konularına değindik fakat bu kitabın ilk ismi olan "vampir kız ve mafya" (Sonra değiştirdim) daki mafya tarafına değineceğim sevgili okurlarım.. Artık hikaye çok daha sert olacak :))))

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin