4. Noyan'ın Öyküsü

456 12 2
                                    

Noyan benle birlikte vampire evime gelmişti. ona sıcak tarhana çorabsı ve ekmek verdim.Yemek yerken çok sakin ve cool duruyodu. Sanki bir vampirle karşılıklı oturuyormuş gibi değildi. Ama pardon artık oda bir vampirdi nede ol sa ;)))

Son lokmasınıda yuttuktan sonra bana sert bir bakış attı. Sonra gözlerini devirdi. onun hikayesini dinlemek için sabırsızlanıyorum.

-Hadi? Bana neden ölmeği istediğini anlatsana? dedim?

Noyan birden kaşlarını çaktırdı. Sonra bana yakınlaştı.. O muhtazam parfüm kokusu burnuma yeniden ulaştığında kendimi yeniden kaybettitm. Gözlerimi kıstım ve kendimi ona teslim ettim. Sonra o bana yaklaştı yaklaştı ve dudağımın kenarına ıslak ve sıccak bir öpücük kondurdu. Aslında soğuktu biraz çünkü o da bir vampirdi. ama onun baş döndüren kokusu ve yumuşak dudağı, tişörtün altından belli olan kasları beni kendimden geçirmişti. Sonra ne olduğuna anlam veremediğimi farkedip vampir hızıyla ondan uzaklaştım.

-Ne yaptığını sanıyorsun? Beni neden öptün? diye haykırdım. Kısa ve güzel rüyamdan uyanmıştım.

-Yalnış anlama dedi bana gülümsüyerek. Bu mafya cargonunda bildiklerini kimseye anlatma anlamına gelir" dedi.

mafya kelimesini duyunca irkilmiştim. Yoksa bu Noyan mafya mıydı ki ya?

-Sen mafia msın ya? " diye sordum.

-Evet Dilacula. Ben mafyayım. Ve az sonra anlatacaklarımı kimseye anlatmamaman senin adına çok iyi olur.

" Anlatırsam ne olur?"

"Seni bulurlar ve öldürürler?"

"Peki" dedim. Anlat hadi çatlıyorum meraktan? Neden ölmek istiyirsun. diye sordum.

"Kulaklarını aç ve iyi dinle.Beni dirilterek nelere sebebolduğunu öğren. Ben ünlü mafya babası Kuzey Kurtoğlu'nun oğluyum."

Kuzey Kurtoğlu mu? Soy adı sanki bana bişiler çağrıştırdı ama.... Neyse bunu ilerleyen bölümlerde anlatırım merak etmeyin ;))

"Benim ailem büyük bir savaşın için de. rakip mafya ailesi olan Aslan Aslanoğlu ile savaştayız. yıllardır birbirimizin adamlarımızı öldürüyoruz fakat en son ben aslanın oğlunu öldürdüm. Babam bu savşın bitmesi için çok uğraştı fakar ben herşeyin içine ettim lanet olsun! Babam son görüşmemizde bana ne yap ne edip yap! Bu savaşı bitir dedi. Ben de Aslan'ın diğer oğlu olan Marza'yı arayıp beni öldürmesini teklif ettim."

"Ne yani? Sırf savaş bitsin diye kendinimi öldürtecektin idin?"

"Evet çünkü bu savaşın bitmesi icabediyordu. binlerce insan öldü.Her iki tarafında da en az 5bin adam öldü bu savaşta."

Noyan hikayesini anlatırken arada bir beni süzüyordu. hava sıccak olduğu için askılı büluz ve mini şhort giymişdim. Arada bir pürüzsüz ve bembeyaz bacaklarıma bakması beni rahatsızlık versede umursamıyordum. Noyan hikayesine devam etti.

-Tam savaş bitti, herkez barış için de yaşayacaklardı derken sen çıkageldin ve herşeyin içine ettin lanet olsun!

-nereden bilebilirdim? dedim gözlerimi devirip.

-Eğer benim ölmediğim anlaşılırsa ailelerimiz yeniden savaşa girerler. dedi Noyan Kurtoğlu.

-Bence bişi olmaz ya.dedim Seni görmedikleri sürecede savaşmazlar. Seni güzelce saklarız.

Şimdi de ben onu süzüyordum. Masmavi gözleri tarhananın etkisiyle birazcık kızarmıştı. Kirli sakalı onu daha da sert yapıyordu adeta. Hele o yara izi yok muydu. kimbilir hangi cesur ve sert kavga da almıştı o yara izini diye düşünürken dudaklarımı ıstırdığımın farkına varmamıştım. yoksa bu mafya bozuntusuna karşı bişiler mi hissediyordum? Yoksa yoksa bu yoksa aşk bu muydu.

Beğenip yorum atarsanız çok sağolun canlarım :)

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin