Neşe dolu, hanım hanımcık, karıncayı bile incitmeye korkan bir vampirken hayatına giren insanlar tarafından çok canı yakılan ve giderek gaddarlaşan Dilara..
Babasının emriyle kendini öldürtmek zorunda kalan fakat sürpriz bir olay sonucu hayatta kala...
Sabah iğrenç kuş sesleriylen uyandım. Bu adada yaşayan binlerce garip kuş türü vardı ve hepsinden nefret ediyorum! Kalktım ve kulübenin köşesinde duran ahşap kovadaki suyu yüzüme çarptım. Kaptan hala uyuyordu. Yanına gittim ve onu dürttüm.
"Kaptan! Hadi kalk sabah oldu!"dedim sertçe.
"Biraz daha uyuyayım aşkım ya.."dedi mırıldanarak.
"Pardon patron ya.. Rüyamda kız arkadaşımı görüyordum da. Yanlışlıkla sana aşkım dedim. Yoksa sana niye öyle şeyler söyleyeyim ki?"
"Zaten saçlarım uzadı karı gibi oldum! Bir de böyle şeyler söyleyip beni kızdırma."
"Uzun saç sana yakışıyor patron."dedi ve sırıttı.
"Öyle mi? Nereden bileyim hiç aynaya bakmadım ki aylardır."
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sizce hangi hali daha iyi?
"Iyisin iyi. Bana bak! Bu Kıvılcım sana vurulmuş olmasın?"
"Bu nereden çıktı şimdi?"
"Adadan gitmemizi istemiyor gibi. Ya sana ya bana vurulmuş belli."
"Adadan gitmemizi istemiyor değil. Sadece gidemezsiniz dedi. Zor olduğu için imkansızmış."
"Yani patron biliyorsun benim zaten sevgilim var. Ama Kıvılcım bana vurulmuşsa hayır da demem yani. Sonuçta aylardır 2 sap bu adadayız. Kıvılcım da güzel kız." deyip piç smile attı.
"Saçma sapan konuşma!!!"diye kükredim.
"Ne oldu kıskandın mı?"
"Bırak şimdi bunları kaptan. Bir an önce adadan kaçmanın yoluna bakalım. Bu arada kıvılcıma adadan gitmek istediğimizi falan söyleme. Gücenir."
"Tabi tabi. Söylemem."dedi ve sırıttı.
Ben Katil olmadan şu adadan kurtulsaydık hayırlısıyla..
Kaptanla birlikte dışarı çıktık. Etrafta yerliler işlerine güçlerine bakıyorlardı. Birisi yanımıza geldi. Birşeyler söyledi fakat anlamadık. Sonra eliyle kendisini takip etmemizi istedi. Başta istemedik fakat sonra çok ısrar edince peşinden gittik.
Yerli adam bizi büyük bir kulübenin önüne getirdi. Sonra içeri girmemizi işaret edip gitti. Kaptanla birlikte içeri girdik. Ortada büyük bir sofra vardı ve Kıvılcım tüm zerafetiylen bizi karşıladı. Bugün onu gündüz gözüyle gördüğüm için sanki daha bi güzelleşmişti..
"Gelin beyler. Birlikte kahvaltı yapalım."dedi bize.
"Çok kibarsınız Kıvılcım hanım."dedi kaptan ve masaya oturdu.
