72. Vicdan Azağbı..

19 1 1
                                    

_____Marza_____

..

Sıçrayarak koltuktan kalktım. Yine kötü bir kabus görmüştüm. Gözlerimi ovaladım ve çevreme baktım. Kuzey yine sırıtarak bana bakıyordu. Benim uyandığımı görünce başını bana çevirdi.

"Günaydın Marza bey!"dedi zar zor konuşarak.

"Sen daha ölmedin mi?"diye sordum ve ayağa kalktım.

"Sana birşey söylemem gerek."

"Neymiş o?"

"Sakın sana yardım etmek istediğimi düşünme. Bunu sadece biran önce ölmek istediğim için yapıyorum."

"Lafı dolandırma! Ne söyleyeceksen söyle!"dedim sertçe.

"Sen uyurken.. Biri malikaneye girdi!"

"Kim?"

"Yüzünü göremedim. Girer girmez arkama geçip beni bayılttı. Yani evi bir kontrol etsen iyi olur. Hala buralarda saklanıyor olabilir. "

"Beni oyalamak için yalan söylemediğini nereden bileceğim?"

"Sen bilirsin. İstersen hiçbişey olmamış gibi bana işkence etmeye devam et."

Yaşlı köpek acaba doğru mu söylüyor? Birisi ben uyurken içeri sızmış olabilir mi? Ulan aklıma bit yeniği soktun!

Etrafıma baktığımda Deniz'i göremedim. Bu saatlerde uyanık olurdu. Nerede acaba? Ben malikaneyi kontrol ederken Deniz bu itin başında dursa iyi olur.

Telefonumu çıkarttım ve Deniz'i aradım. Uzun süre çaldı fakat açılmadı. Bana hala kızgın olduğu için mi açmıyor? Hayır, öyle olsa direk meşgüle atardı. Biricik sekreterimin tribini az çekmedim. Bilirim.. Sanırım telefonunu sessizde unuttu. Kilerde saklanırken sessize almıştık.

En iyisi odasına çıkıp uyandırmak. Hem belki onu tatlı bir şekilde uyandırırsam gönlünü de alırım. Dün çok kötü üzdüm kızcağızı. İçim hala acıyor. Benim için yaptığı fedakarlıklara rağmen hala onu üzmeyi beceriyorum. Ama bu sondu. Artık ona her zaman iyi davranacağım..

Çünkü o benim herşeyim..

En değerlim..

"Beş dakikaya geliyorum! Sakın ölme. Seninle işim daha bitmedi!"dedim Kuzey'e.

Hızlıca Denizin odasına gittim. Kapıyı tam açacaktım ki yine çalmam gerektiği aklıma geldi. Kapıyı 2 kere tıklattım.

Hala cevap yok.

Birkaç kez daha tıklattım.

"Deniz.. Bak gerçekten özür dilerim. Dün dediklerimde ciddi değildim. Sadece biraz fazla gergindim.."dedim kapının arkasından.

Ama hala cevap yok. Trip konusunu azıcık abartmıyor musun Deniz?

"Bir şey söyle! Bak giriyorum içeri. Eğer müsait falan değilsen yakalanırsın ona göre! Benden günah gitti!"

Kapının kolunu yavaşça kavradım ve bastırdım. Kapı yavaşça açılırken burnuma yoğun bir kan kokusu geldi. Yoksa..

Kapı açılır açılmaz gördüğüm manzara karşısında neye uğradığımı şaşırdım. Dizlerimin bağı çözüldü ve kendimi yerde buldum. Dizlerimin üzerinde yerde duran Deniz'e bakıp öylece kaldım.

"Deniz.."diyebildim sessizce..

Deniz.. Biricik sekreterim. Şu hayatta en çok değer verdiğim kişi.. Vahşice katledilmiş! Kafası paramparça!! Kim yaptı bunu sana? O güzel yüzüne kim kıyabilir? Neden? Bu kızın hiçbir günahı yokken neden onu katlettiniz?

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin