54. Alevimi Söndür

31 2 0
                                    

______Marza_____

Sekreterim Deniz ile ormanda kısa bir yürüyüşe çıktık. Deniz sürekli beni intikam planindan vazgeçirmeye çalışıyordu. Neymiş efendim sakin bir hayat yaşayacakmışım, kimseyi öldürmeyecekmişim. Ben mafyayım lan! Birkaç ay önce türkiyenin en büyük mafyasıydım!! Neyse kendi kendime sinirlenmeyeyim.

"Alçak Noyandan malları nasıl geri alacağımızı düşündün mü?"diye sordum Denize yürürken.

"Evet."diye cevap verdi DENİZ.

"Nasıl?"

"Onu kolundan tutup notere götüreceğiz ve şirketinin devir teslim işini yapacağız."

Denizi kolundan sertçe tuttum ve kendime çevirdim.

"Sen benimle daşga mı geçiyorsun!!!"diye kükredim.

"Bırak kolumu acıtıyorsun! Şaka yaptım Marza. Hemen neden kızdın ki?"

Kolunu bıraktım ve yürümeye devam ettik.

"Dalga geçme o zaman."dedim gözlerimi devirip.

"Onun yaptığı gibi bütün adamlarını öldürüp elegeçiremezsin. Çünkü hem adamın yok hem de hukuki problemler çıkabilir."

"Onu öldürmem için adama ihtiyacım yok! Aslında dediğin doğru. Bir şekilde onun şirketleri bana devretmesini sağlarsak mallarımı geri kazanabilirim."

"Ne oldu? Az önce kızıyordun bana!"dedi ve gözlerini devirdi.

"Tamam uzatma! Bir de sekreter tribi çekemem şimdi!"

"Eğer onu elegeçirip imza atmasını sağlayabilirsen kimse ölmeden intikamını almış olursun."

"Yok öyle! O noyan köpeği ölmek zorunda!"

"Olmaz. Canlı olması lazım. Eğer ölürse malvarlığı varisine geçer."

"Varisi mi? Yani mirasçısı öyle mi? İyi de onun çocuğu falan yok ki?"

"Karısı veya kardeşi de olur."

"Hmmm."diye düşündüm.

Deniz bana Noyanın kendisine karşı bir garip davrandığını anlatmıştı. Çok belli etmese de sanki hoşlanıyormuş gibiymiş. Aklıma bir plan geldi fakat Deniz asla kabul etmez. Kızı da zorlamak istemiyorum. Sonuçta bana iyi bakıyor burada. Neyse. Bunu daha sonra düşüneceğim.

"Hadi artık eve dönelim. Yoruldum."dedim ve arkamı döndüm.

"Peki."

"Senden birşey isteyeceğim ama sorgulamak, soru sormak, merak etmek yok! Anlaşıldı mı?"

"O ne öyle ya? Yine mafya işleri mi?"

"SORU SORMAK YOK!"

"Tamam tamam! Ne yapmamı istiyorsun?"

"Evde anlatırım."dedim ve adımlarımı hızlandırdım.

Hızlıca eve vardık. Hemen duş aldım çünkü çok terliydik. İyiki evde 2 tane banyo var. Yoksa Denizle sıra kavgası yapabilirdik. Gerçi ona bağırıp korkuturdum ve ilk sıra benim olurdu.

Duştan çıktım ve havluyu belime sardım. Uzun saçlarımı küçük havluyla kurulayarak banyodan çıktım ve odama doğru yürümeye başladım. Önümü göremiyordum. Birden bişeye çarptım ve kafamdaki havluyu aldım. Gördüğüm şey karşısında şaşkına döndüm ve kafamı çevirdim. Deniz yerdeydi ve havlusu düşmüştü! Ben kafamı çevirince o da apar topar havluyu üzerine sardı.

"Benim burada olduğumu unuttun herhalde!"dedim.

"Yanlışlıkla sana çarpınca yere düştüm. Havlu da o ara açılmış.."dedi utanarak.

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin