10. Tehlikeli Üçken (Threesome)

233 11 1
                                    

Arkamda kaşları çatık Noyanı görünce telaşla ayağıya kalktım.Çok öfkeliydi. Sertçe bakışını kaçırdı ve külübeden çıktı.Galiba gördüğü şeyi yalnış alnamıştı. Peşinden gitmek istedim ama öfkesinin geçmesini beklemek daha iyi olur.

Tekrar yerde yatan Hyumun yanına döndüm. Biraz daha iyi görünüyor idi.

"Daha iyi görünüyorsun?"dedim. Yüzüm hala kızarıktı.

"Ben... ne diyeceğimi bilemiyorum vampir kız. Beni kurtardığın için sağol.."

"Sen emir kulusun.Eminim aslında içten içe iyi bir insansındır. Ölmeyi haketmedin."

Hyu ayağıya kalkmaya çalıştı fakat beceremedi. Hala çok zayıftı.Anlını kaplayan kalühünü geriye attı ve sırıttı.

"Sen... sen tıpkı birine çok benziyorsun"

"Kime benziyorum"

"Yıllar önce Türk bir sevgilim vardı. Adı  Rabia.. ona çok benziyorsun ama o vanpir depil normal hanım hanımcık şirin şirincik hoş bir bayandı.."

Yüzüm kızardı..Ne diyordu bu Koreli çocuk be? Vampirler kötü kız mı yani! Galiba henüz kendine gelemedi.

"Biraz dinlen.Sana giyecek bişeyler bulalım.Böyle üşürsün..." dedim vücüdüna bakmamaya çalışarak.

"Tekrar teşekkür ederim vampir kız bu iyiliğini asla unutmayacağam.."

Yanından ayrılıp dışarıya çıktım.Güneş doğuyordu.Acaba Noyan neredeydi? Yerdeki ayak izlerini takib ettim. Güneşte vampir hızıylan gidemeyceği için çok uzağa gitmiş olamz. İzleri takib ettim.

Noyan bir ağacın altında oturuyordu. Yanına gittim. Beni görünce tepki vermedi.

"Noyan.."

"Ne var?"

"Neden kaçıp gittin.:?"

"Sizi başbaşaa bırakmak istedim.Fena mı oldu!"

"Noyan sen gördüklerini yanlış anladın."

Noyan öfkeyle ayağıya kalkdı ve kolumu sertçe tutup beni kendine çekti. Gözlerinden alev atıyordu.

"Neyi yanlış anladım lan!" "Basbayağıya öpüşüyordunuz!"

"Kolumu acıtıyorsun!"

"O benim eski düşmanım! Öpecek başka birini bulamadınmı? Zaten onu öldürmek istemememenden anlamalıydım ondan hoşlandığını!"

Acaba öylemiydi? Gerçekten ondan hoşlandığım içinmi diriltmek istedim di?

"Biz öpüşümeyorduk Noyan! O vampir öpücüğüydü. Onu diriltmek için gerekliydi!"

Noyan beni sertçe ağaca yasladı ve suratıma nefesini üfledi. Karşı koymak istemedim..

"Sen bu yalanlarını git başkasına anlat lanet olsun!"

"Bana inan lütfen."

Noyan bu sefer beni serçe kolumdan çekip başka bir ağaca yasladı..

"Ben gördüğüme inanırım. Sakın inkar etme. O köpeği seviyorsun!"

Noyan dişlerini sıktı.Beni bıraktı ve arkasını dönüp gitmek üzereydi.

"Ben sadece seni seviyorum..."

İşte... Söylemiştim.. Hyu gelmeden önce söylemeye niyet ettiğim şeyi bir çırpında söyleyivermiş idim...

Noyan durdu. Sıktığı yumruklarını gevşetti. Yavaşça bana döndü. Yüzünde ifadesiz bir ifade vardı. Öfkesi geçmiş gibiydi. Ağzını aralayıp bişey söylecek gibi oldu.

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin