71. Nefret!

18 2 0
                                    

_____Marza______

Önümde pis pis sırıtan Kuzeyin dişlerinin yarısını dökmüştüm. Elim kanlar içinde kalmıştı. Ve ellerim artık acımaya başlamıştı. Bu adamın inadını kırmak imkansız gibi duruyor. İmza atmamaya kararlı. Ben onu yakalatırken bir şekilde imzaları attırıp şirketlerimi geri alırım diye planlamıştım. Ama Kuzey sandığımdan çok daha fazla direnç gösterdi.

Belki de artık pes etmeliyim..

Yağılın cesedinin yanında duran silahını aldım ve Kuzey'in anlına dayadım.

"Son kez soruyorum! İmzaları atacak mısın?"dedim sertçe.

"Sen daha çabuk pes ettin!"dedi sırıtarak.

Ben cevabımı aldım. Bu it elimde kalana dek istediğimi yapmayacak. Ölüsü de bir işe yaramaz zaten.

Tetiği yavaşça çektim. Tam o sırada arkamdan gelen Deniz kolumu tutup havaya kaldırdı ve ben de tetiği çekmekten vazgeçtim.

"NEDEN ENGEL OLDUN?" diye kükredim.

"Daha fazla kan dökülmesin artık!"dedi Deniz ve ağlamaya başladı.

"Bu aşağılık adam benim adamlarımı ve senin iş arkadaşlarını öldürdü! Ölümü daha fazla hakeden kimse yok!"

"Herşeyi öldürerek çözemezsin! Şu adamın haline bak! Zaten sefil durumda!"

"Öldürmeyip ne yapacağız? Turşusunu mu kuracağız?"

"Bilmiyorum.."

Silahı belime koydum ve geçip koltuğa oturdum. Deniz de yanıma geldi. Aslında onu vurmamam daha mantıklı. Çünkü karşıdaki eski malikanemdeki adamlar sesi duyarlarsa buraya gelebilirler..

Peki ne yapacağız?

Bu adam imza falan atmaz. O zaman şirketlerimi geri almanın başka bir yolunu bulabilir miyiz ki?

"Deniz! Düşün! Şirketlerimi geri almanın başka yolunu düşün! Bu adam elimizdeyken neden hala benden çaldıklarını geri alamıyorum?"dedim sertçe.

"Düşünüyorum ama aklıma birşey gelmiyor!"

"Sen berbat bir sekretersin! Hiç-bir halttan anlamıyorsun!!"

Deniz bana öfkeyle baktı. Sonra dediklerime pişman oldum. Yine gereksiz yere kızcağıza bağırmıştım. Az ömrümün kalması ve mallarımı geri alamamam beni iyice germişti..

"Özür dilerim.."dedim Denizin elini tutup.

Deniz elini sertçe çekti ve üst kata odasına doğru ağlayarak koştu. Bana küstü sanırım.

Daha sonra onun gönlünü almaya gideceğim. Zaten neredeyse sabah olmak üzere. Biraz uyusun dinlensin.

Saat sabahın 6sı ve ben gece 12den beri Kuzeyi dövüyorum! Artık  ben de yoruldum.. Sanırım uyuyacağım.

....

..

________Hyu________

Saatlerdir Marza'nın telefonunun başından ayrılmasını bekliyorum. Bahçedeki sık dalları olan bir ağaca saklandım. Pencereden içeriyi kesiyorum. Marza geceden beri Kuzeyi dövüyor. İstediğini yaptıramadığı belli. Ama elbet yorulacak ve uyuyacak. Sonra ben sessizce içeri girip telefonunu alacağım. Onu saat başı arayan adamın numarasından adresini bulacağım.

Bu arada saatlerdir Marzanın telefonla konuştuğunu görmedim. Yoksa adamı artık aramıyor mu? Belki haberleşmek için başka bir yol bulmuşlardır. Buradan sesleri duyamıyorum. Belki Marzanın telefonu adamı arayınca otomatik açılıyordur ve o şekilde Marzanın yaşadığından emin oluyordur. Marzanın beni kandırmış olması da bir ihtimal fakat yine de hiçbir şeyi riske atamam. O adamın adresine gidip gerçekten de çember var mı, yok mu öğrenmeliyim..

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin