Neşe dolu, hanım hanımcık, karıncayı bile incitmeye korkan bir vampirken hayatına giren insanlar tarafından çok canı yakılan ve giderek gaddarlaşan Dilara..
Babasının emriyle kendini öldürtmek zorunda kalan fakat sürpriz bir olay sonucu hayatta kala...
Ertesi gün olmuştu. Sabah saat sabah 10a gelmek ürezeydi. Dün toplantıda bulunan adamların hepsi kendi adamlarını da toplayıp holding binasının önüne gelmişti. Hepsi siyah zırhlı jeeplere biniyorlardı ve üzerlerinde ağır silahlar vardı. Ama polisler anlamasın diye silahları bagaja koymuşlardı. Toplamda neredeyse 1000 kadar seçkin adam vardı. Saat tam 10 olunca babam eliyle hareket yaptı ve 1000 adam jeeplere binip Arslanoğlu Holding merkez binasına doğru yola çıktık.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben babamla aynı jeepteydim. Arka koltukta oturuyorduk. Babam minibardan bir şişe viski çıkardı ve bardaklara döktü. Bana uzattı.
"Al oğlum iç. Heyecanını azaltır ve enerji verir."dedi.
Bardağı aldım ve tepeme diktim.
"Sağol baba."
"Aslında bu kadar adama lüzüm yoktu. Sen tek başına girip bütün binayı ele geçirebilirdin. Sonuçta ölümsüzsüzsün."
"Aynen"
"Ama bunu istemedim. Kimliğin açığa çıkarsa bütün dünya seni yok etmek için çaba gösterir. Bunu asla istemem."
"Sağol baba."
Yaklaşık 10 dk sonra holding binasına vardık. Siyah zırhlı jeeplerimizi holdingin önüne sertçe parkettik ve arabalardan indik. Bagajlardan silahları çıkardık. Benim bagajda üç-dört tane mitralyöz ve bir kaç kutu mermiler vardı. İki mitralyözü aldım ve mermileri boynuma doladım. Babam jeepin camını indirdi ve omzumu tuttu.
"Adamları sen komuta edeceksin. İş bitince beni ara. Ben buradan polis gelmesin diye erketeye yatacağım."
"Sağol baba."
İşte savaş başlıyordu. Bütün adamlar ağır silahlarını çıkardılar ve holdinge doğru hareket ettiler. Hepsi çok hırslı ve cesur adamlardı. Ancak benim gözüm Yağıl denen iti arıyordu. Onu bir türlü görememiştim. Acaba çatışmaya gelmemişmi??
Holdingin dış kapısında yaklaşık 200 kadar güvenlik vardı. Bizi görünce onlar da silahlarını çıkardılar. Ben hemen iki mitralyözümü de onlara doğrulttum ve ateş etmeye başladım. Karşılıklı mermi yağdırıyorduk. Onların mermilerinden biri kolumu sıyırdı fakat kolum hemen iyileşti. Umarım kimse görmemiştir.. yoksa kimliğim açığa çıkar.
Yaklaşık 3 dakikalık çatışmanın ardından dış güvenliği temizledik ve güvenlik külübesini roketatarla patlattık. Şimdi içeri girmeye hazırırz!!
İşaretimle adamlarım akın akın holdinge girmeye başladı. Ben de arkalarından gittim. Bizi yüzlerce koruma ve silahlı tim karşıladı. Normal holding çalışanları, sekreterler ve çaycılar çığlık çığlığa sağa sola kaçışıyorlardı. Yalnışlıkla birkaç sekreter de vurulup yere düştü. Ama şuan onları düşünecek zaman yok. Biran önce holdingi temizlemeliyiz.
