7. Islak ve Sıcak Orman

292 11 1
                                    

Hızlı adımlarla ormanın içinde ilerliyoruz. Yanımda taze vampir Noyanla birlikteyim. Onu saklamak için 200 sene önce bu ormana inşââ ettiğim küçük sevimli orman külübeme götürcem. Arada bir beni süzdüğünü hissediyorum.Arkama mı bakıyor acaba diye iç geçirdim.Üzerimde dizimin bir karış üzerimde deri mini etek + beyaz askılı tüşört × ve siyah yürüyüş ayakkabım  giyinmiştim. Çok hızlı hareket ettiğimiz için acaba biryerim gözüküyormu dur diye düşündüm. Tövbe ya ;)

Ormanda hızla ilerlerken geceydi. Güneş batalı çok olmuştu. Doğmasına az kalmıştı. Nefes nefesdik. Noyan beni eliyle okşadı ve durdurdu.

"Bekle biraz dinlenelim Dilacula!"

"Güneş doğmadan külübeme varmalıyız.Güneş doğanca vampir hızında yürüyemeyiz."

Noyan kolumdan tuttu ve beni sertçe kendine çekti. Tam gözlerimin içine bakıyordu. Karanlıkta onun parlayan ateş atan mavi gözlerini farkettim.Vampir olmasına rağmen gözleri kızıl olmamıştı. Bu ilginç bir detay (sonra anlatırım ;)

Beni sertçe kendine çekti ve bir ağaca yasladı. Vampir gücünü sonuna kadar kullandığını hissettim. Bana yaklaştığında nefesini yüzümde hissedebildim.

"Beni nereye götürüyorsun Dilara? dedi kükrercrsine. Çok öfkeliydi.

"Dedim ya"dedim"Seni saklamak için külübeme götürüyorum"dedim.

"Beni öldürmeyeceğini nereden bileyim?)

"Aptal mısın sen salak!" Diye haykırdım.

"Sadece korkuyorum!" Dedi sertçe. Boynundaki damarlar fırlamıştı.

"Anladım. Mafia savaşının ortasında kalmamak için senden kurtulacağımı sanayorsun. Ama öyle bir niyetim yok Noyan!"

"Sen acele edince öyle sandım.dedi

"Hem sem daha iki gün önce ölmek istemiyormuydun? Neden şimdi korkuyorsun?

Kokusu burnuma geldikçe fenalık geçirecek gibiydim. Dile kolay 300 sene boyunca erkek vampir görmemiştim.

"Haklısın." Dedi ve beni bırakıp yoluna devam etti. Sonra durup "sen öne geç yolu bilmiyorum" dedi şapşal :) Vampir hızımla önüne geçtim ve yürümeye devam ettim. O da arkamdan yürümeye devam etti. Derken yaklaşık 300 metre ileride kulubemi gördüm.

"İşte orada!"

Vampir hızımla külübeme 1 saniyede vardım. Kapının önünde durdum ve duygulandım.200 senedir buraya gelmiyordum.İçerisi kimbilir ne kadar tozludur. Değil mi?

Kapıyı araladım ve sağ ayağımla içeri girdim. Noyan da arkamdan geldi. Hemen birkaç mum ve şömine yaktık.

Duvarda kesilmiş hayvan kafaları vardı. Noyan meraklı gözlerle onları inceliyordu.

"Bunları sen mi yaptın?"dyie sordu.

"Evet.daha önceleri hayvan kanıyla besleniyordum ziyan olmasın diye kafalarını kesip duvara astım. Dekorasyon amaçlı "dedim.

"Çok yorgunum" dedi ve kendini şömünenin önindeki ölü ayı postunun üzerine attı. "Gel oturalım sen de yoruldun" dedi ve yanını işaret etti.

Elimle eteğimi tutup yavaşça oturdum. Benim utangaç tavırlarımı gören Noyan piç smile attı.

"Ne var?" Dedim yüzüm kızarmıştı.

"Madem bu kadar rahatsız bişiy neden şu etekleri giyiyorsunuz?" diye sordu hiç utanmadan.

"Siz bakmazsanız biz de rahatsız olmayız."

Kanlı Öpücük Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin