K.T
Oldukça yoğun geçen haftalardan sonra saraya tekrar ayak basmanın benim için nefes almak anlamına geleceğini kim bilebilirdi ki! Çocukluğumun bir kısmını ve gençliğimi geçirdiğim bu yerde biriktirdiğim onca kötü anıya rağmen buraya tekrar dönmek için can atacağımı söyleseler asla inanmazdım. Ve işe bakın ki, tam şu anda sarayın bir şenlik havasıyla düzenlenmekte olan bahçesinde arkamdaki birçok astımla birlikte ilerliyorum. Şu anda bambaşka bir konumdayım; görmezden gelinmiyorum veyahut ayak altında dolanmamam için kovulmuyorum. Tam tersine herkes saygıyla önümde eğiliyor ve ben buna alışmanın o kadar da zor olmayacağını düşünüyorum. Asıl ironi ise bana bu konumu veren insanın, bana bu saraydaki en kötü günlerimi yaşatan kişi olmasında geçiyor. Yine de tüm o günleri arkamda bırakıp onu affetmeyi başardım, birkaç haftadan fazla ömrü kalmayan birine nefret beslemenin anlamsızlığını görebiliyorum.
Seokjin tahtı aldığında tabi ki kabul görmesi o kadar kolay olmadı. Meclis tarafından hakkında tahtı tamamen bambaşka bir kimlikle, kralı devirerek elde etme teşebbüsü sebebiyle soruşturma başlatıldı. Elbette Seokjin mecliste kendisine karşı olanların kirli çamaşırlarını ortaya sererek meclisten sürülmelerini sağladığı için bu soruşturmanın düşmesi uzun zaman almadı. Ayrıca Seokjin bir prens olarak değil, tamamen yabancı biri olarak görüldü. Bu konuda şikayetçi olduğunu düşünmüyorum, hatta tüm bu çabalarının sebebi de buydu. Elde etmek istediği konumu prens kimliğiyle almak istemedi; bunun temel sebepleri içinde takip etmek zorunda olduğu formaliteler ve kısıtlı hüküm hakkı var. Bir prens olarak tahta geçseydi, söz hakkı kazanması için edinmesi gereken tecrübeler ve elde etmesi gereken beceriler vardı. Bunlar öyle kolay kazanılacak durumlar değildi. Meclisten onay alması için tüm bakanların onaylaması gerekiyordu ve ancak onaylandığı zaman kral o konuda hüküm verme hakkına sahip oluyordu. Temelde kralın yetkilerini kısıtlayan bu sistem mantıklı görünse de, meclisin bu sistemi kendi lehleri üzerinde kullanması durumu tam tersi bir hale çevirmişti. Eğer Seokjin bu şekilde tahta geçmeyi kabul etseydi yetkilerini eline alması oldukça uzun bir süreç alırdı, ayrıca meclisin ona karşı olması durumunda ise bu durum imkansızla eşdeğerdi.
Peki tahtı dışardan bir isim olarak ele geçirdiğinde ne gibi kazançlar sağladı? Düşünüldüğünün aksine, şu anda hiçbir şey daha kolay olmayacak. Öncelikle bir kral olarak kendini kabul ettirmesi gerekiyordu ve meclisteki oyunlarının ardından bu zor olmadı fakat her şey buradan itibaren başlıyor. Tahta geçmesiyle birlikte ilk işi eski sistemde değişikliğe gitmekti. Meclisi tamamen ortadan kaldırmak riskli bir seçim olduğundan etki alanları ve söz hakları kısıtlandı. Ayrıca ordu üzerindeki hakimiyetleri tamamen kaldırıldı. Eğer önceki sistem söz konusu olsaydı, meclise sunulan bu kararname, meclisteki herkes Seokjin'in adamı olsa dahi, reddedilirdi. Şu anki durumda yeni sistemin oluşturulması tamamen Seokjin'in bir sözüne bakıyor, en azından şimdilik. Seokjin bu sistemi kurarken tek başına karar almıyor, güvendiği adamlarından oluşan bir grup insanla gece gündüz alınacak kararlar ve sonuçları hakkında tartışıyor. Bu yoğun günlerinde uğraşması gereken tek şey ülkenin yönetimi değil. Şu anda alev alması için bir kıvılcım yeterli olacak halkı da sakinleştirmek ve kendisine güven duymalarını sağlamak zorunda. Bu durumda ise iş bana düşüyor. Ordunun komutanı olarak halkı bastırmak ve tüm adalarda güvenliği ve kontrolü tekrar sağlamak benim görevim. Bunun yanında halkın ihtiyaçlarının belirlenmesi ve yardımların düzgün bir şekilde yapılmasını da sağlamalıyım çünkü bu süreçte halk büyük bir yara aldı. Çıkan karışıklıklarda dükkanını, işini, evini kaybeden çok fazla insan var ki durum bundan öncesinde de çok iç açıcı olmadığından toparlanması gereken büyük bir topluluk var. Ayrıca yakalanması gereken birçok suçlu ve çökertilmesi gereken suç örgütleri var. Her ne kadar bu suç örgütleri hakkında uzun yıllardır bilgi topluyor olsak da şu anki ordunun tüm bunlara yetişmesi kolay değil çünkü ordu yeterli değil. Bu da yeni bir sorun doğuruyor: Asker alımı ve eğitimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bandit // Yoonkook
FanfictionO haydutlar çetesinin kayıp lideri Min Yoongi'ydi. Bense son anda ölümün kollarından kurtardığı bir çocuktum. 'Yoonkook Vmin Namjin'