J.J
Ciğerlerime çektiğim nefes yavaşça göğsüme bir ağırlık yükledi, buna rağmen birkaç gün önce kovulduğum toplantı salonuna girerken ifademi düz tuttum. Yoongi, her zamanki ifadesiz haliyle Namjoon'un babasının yanında dikiliyordu. Gözleri gözlerime çıktığında kaçındığım dünün anıları birer birer zihnimde oynamaya başladı.
Farkındalık, bana ulaşmakta oldukça gecikmişti ancak yine de ona vasıl olduğum için memnundum. Birkaç gündür bütün olaylar bambaşka bir pencereden önüme serilirken, kendi düşüncelerimde kapalı kalmamın beni birçok ayrıntıyı görmekten de uzak tuttuğunu fark etmiştim. Özellikle Yoongi'nin bakış açısında, olaylar o kadar ağırdı ki ona bir kez daha hayran olmaktan kendimi alamadım. Tüm bu yolculuk boyunca yüklendiği sorumluluklar haydutların geleceği ve grubun güvenliği olmakla sınırlı kalmamıştı. Attığımız her adım, ona yepyeni bir yük olmuştu. Üyelerin aldığı nefes bile yeri geldiğinde ona yüklenmişti ve o, tüm bu ağırlık altında tökezlemeden ilerlemişti, en azından düne kadar...
Çöküşü, duvarları ile birlikte, benim karşımda olduğu için şanslıydım belki de. Onu tutmakta zorlanmamıştım fakat... bundan sonraki süreçte vereceği her kararın ardında sırtına yüklenecek olan yükün altında ezilişini bizzat görecektim. Çektiği her acı benim tarafından, yüzünden ilmek ilmek okunacaktı ve ona yardımcı olamayacağım gerçeği beni mahvedecekti. Sorun değil, dedim kendi kendime, bu işin sonunda onu tutacak olan benim. Bu yüzden güçlenmeliyim, yıkılmadan acıya bağışıklık kazanmalıyım. Yeri geldiğinde, tökezlese bile onu kendi başına bırakabilmeliyim, sonuçta, ilerlemek istediği yol bu. Ulaşmak istediği hedef tam önünde, gerekirse onu takip etmeyi bırakmalıyım, zarar görecek olsa bile. O, tüm her şeyi göze alarak ilerlerken ona engel olmaktan sonuna kadar kaçınmalıyım. Evet, bunu yapacağım.
"Son gelişmeler nedir?"
Namjoon'un babası, burnunun ucundaki gözlükle yavaşça önündeki raporları okurken diğer yandan da odada bulunan adamlarından birini konuşmaya çağırdı.
"Efendim, halkın yakın zamanda karışması kaçınılmaz. İki gün içinde söylentiler bütün adalara yayılacak, eğer zamanında müdahale etmezsek halk, bize dezavantaj oluşturacak şekilde örgütlenecektir," Namjoon'un babası yavaşça iç çekti ve gözlüğünü çıkartıp masanın çevresinde toplanmış bizlerde gözünü gezdirdi. Yoongi, duyduklarından hiç etkilenmemiş gibi kollarını arkasında kavuşturdu ve güçlü duruşunu sergiledi.
"Kang Kwang'a ulaşabildiniz mi?" Duyduğu isimle birlikte Yoongi bir anda konuşmaya ilgi gösterdi.
"Kang Kwang? Onun bu mesele ile ne gibi bir ilgisi var?"
Ani tepkisi karşısında Namjoon'un babası bakışlarını onun üzerine çevirdi.
"Kang Kwang bizim uzun süredir müttefikimizdir. Halk arasında ve suçlular arasında gerçekleşen birçok konudan onun sayesinde bilgi sahibi oluyoruz. Aynı zamanda bulunduğu ada içerisinde de oldukça saygı görür. Şu anda onunla işbirliği içinde olmamız, halkı yönlendirmemiz konusunda bize büyük fayda sağlayacaktır," konuşmasını tamamladıktan sonra bir süre Yoongi'nin yüzünü inceledi, "Onu tanıyor musun?"
"Evet, onu tanıyorum," Yoongi'nin cevabının ardından Namjoon'un babasına cevap vermekle görevli olan muhafız konuştu.
"Efendim, Kang Kwang dün gece buraya gelmek için yola çıktı."
"O zaman birkaç saat içinde bu adaya ayak basacaktır," yüzünde memnun bir gülümseme ile devam etti, "Onu karşılamak oldukça güzel bir jest olur."
Muhafız, emir üzerine selam verip odayı terk etti. Yoongi'nin gözlerinde hâlâ meraklı bir ışık yanıyordu.
"Kang Kwang tüm bu plandan haberdar mıydı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bandit // Yoonkook
FanfictionO haydutlar çetesinin kayıp lideri Min Yoongi'ydi. Bense son anda ölümün kollarından kurtardığı bir çocuktum. 'Yoonkook Vmin Namjin'