Tanıtım

12.8K 522 137
                                    

Kulağına ulaşan uğultulu sesler yüzünden kapüşonunu daha da önüne çekti ve pelerininin yakalarını sıkıca kavradı. Kalabalık pazar yerinde en son istediği şey birileri tarafından tanınmaktı. Burnuna dolan ciğer kokusu nedeniyle yüzünü buruşturup başını diğer yöne çevirdi. Hızlanan adımlarıyla ilerlerken diğer yandan da kemerinde asılı duran bıçağını sıkıca kavramıştı. İçine daldığı kalabalıkta başını daha da eğerek hızla insan kalabalığından kurtulmayı umdu. Ter kokusu çiğ balık kokusuna karışırken kulağını rahatsız eden tezahüratlarla nerede olduğunu anlayıp derin bir nefes verdi. İnsan ticaretinin merkezi olan bu yerin üzerinde oluşturduğu huzursuzluk yüzünden istemsizce gerilen bedeniyle biraz daha hızlandı. Ağzından çıkan nefes beyaz bir buhar halinde kuru soğuk havaya karıştığı sırada omzuna çarpan biri yüzünden sendeledi. Bıçağını daha sert kavradı ve başından hafifçe sıyrılan kapüşonlusundan dışarıya açılan gözleri onu gördü. Bu soğuk havaya karşın incecik beyaz bir gömlekle bulunduğu platformda duruyordu genç çocuk. Korku dolu büyük gözleri irice açılmış bir şekilde etrafı gözetiyordu. Tir tir titreyen bedenin soğuktan titremediğine emindi Min Yoongi. Çocuğun gözleri karşısındaki adama kaydığında hareket eden Adem elmasından yutkunduğunu anladı, istemsizce adımları dövüş platformuna doğru yöneldiğinde kendine engel olamadı ve platforma iyice yaklaştı.

İpleri çocuğun ellerini kesmeyi önemsemeden bıçağıyla parçalayan adama rahatsız bir bakış attı ve izlemeye devam etti. Çizilen bileğinden yere damlayan kana kaydı küçük çocuğun gözleri, elleri daha da titremeye başlamıştı şimdi. Oldukça bitkin duran bedeniyle platformun ortasına doğru yürüdüğünde çatık kaşlarıyla onu izlemeye devam ediyordu büyük olan. Öyle ki, başından sıyrılıp düşen ve siyah saçlarını ortaya seren kapüşonunun dahi farkında değildi. Genç çocuk platformun tam ortasında durduğunda Yoongi'nin kaşları daha da çatıldı. Çocuğun aklından neler geçirdiğini anlayamıyordu fakat çocuğun hal ve tavırlarındaki değişim gözle görülebilir cinstendi. Çocuğun iri cüsseli rakibi kendi üzerindeki ince tişörtü çekiştirip yırttı ve platformda genç çocuğa doğru ilerledi. Çıplak ayaklarıyla olduğu yerden karşısındaki adama korkusuz gözlerle bakan çocuğun iyi rol yaptığını düşündü Min Yoongi. Az önce korkudan tir tir titreyen beden şu anda korkusuzca karşısındakine bakıyordu. Çocuğun dudaklarına konan tebessümle Min Yoongi şaşkınlıkla irkildi. Çocuğun karşısındaki adam, çocuğa bir adım daha yaklaştığında uğuldayan kulaklarına doldu yüksek tezahüratlar;

"Dövüş, dövüş, dövüş!"

Hırçın kalabalık iyice kendini oyuna kaptırdığında çocuk ilk darbeyi aldı. Darbe çenesine öyle sert bir şekilde inmişti ki, Yoongi acısını hissetmişti sanki fakat çocuğun yüzündeki ifade hâlâ olduğu gibi duruyordu. Kirle kaplanmış yüzüne yediği bir diğer yumrukla birlikte çocuğun düşmemek için geriye doğru adımladığını gördü. Hırçın kalabalık daha da çıldırmış bir şekilde bağırmaya başladıklarında Min Yoongi öylece dayak yiyen çocuğu izliyordu. Çocuk, ardı ardına yediği darbelerin etkisiyle kanlar içinde yere düştüğünde dövüş isteyen kalabalık yuhalayarak ellerine geçen her şeyi platforma atmaya başlamışlardı. Eğer genç çocuk karşılık vermezse kalabalık tatmin olmayacaktı ve oyunun sahibi para kazanamayacaktı. Bunun sonucunda ise çocuk kendisine yapılan işkencelerle birlikte ölüme mahkum edilecekti. Min Yoongi endişeyle izlemeye devam ederken çocuğun ne yapmaya çalıştığını yeni fark etmenin verdiği bilinçle gözlerini etrafta gezdirdi. Hızlı adımlarla platformun etrafında dolanmaya uğraşırken diğer yandan da kalabalığı yarmaya çalışıyordu. Nefes nefese tekrar platforma baktı. Cüsseli adam genç çocuğu yakalarından kavrayıp yüzüne doğru birkaç kelime haykırmıştı ancak çocuğun tek yaptığı şey kanlı dişlerini göstererek gülmekti. Sinirlenen adam çocuğun yüzüne bir yumruk daha attığında, genç çocuk tekrar açmamak üzere kapamıştı güzel gözlerini. Yoongi telaşla dolanmaya devam ederken diğer yandan da çocuğun salaklığına sövmekle meşguldü. Çocuk iki türlü de öleceğinin bilincindeydi ve bunun farkındalığıyla kendisine bunu yapanlara para kazandırmamak için zor yoldan ölmeyi seçiyordu. Min Yoongi içinden mırıldandı;

'Ah küçüğüm, seni kolay kolay ölüme teslim edeceklerini mi sanıyorsun!'

Min Yoongi, genç çocuğu kenara doğru taşıyan insanları gördüğünde onlara doğru yöneldi. Çocuğu ayıltmak için kenara çekmişlerdi. O tarafa ulaştığında nefes nefese bir şekilde platformun üzerindeki adamın dikkatini çekebilmek için kemerine astığı altın keselerinden birini yerinden söktü ve adamın önüne attı. Adam eğilip altın dolu keseyi avuçlarken diğer yandan da purosunu tüttürüyordu. Çapaklı gözlerini Min Yoongi'ye dikti ve yüzündeki iğrenç gülümsemeyi daha da büyüterek karşısındaki beyaz tenli adama baktı.

"Ne istiyorsun?"

Derken diğer yandan da platformdan aşağı tükürmekle meşguldü. Min Yoongi başıyla yerde kanlar içinde yatan bedeni işaret etti.

"Onu istiyorum."

Adam gözlerini kısıp karşısındaki adamı bir kez daha süzdükten sonra mırıldandı. "İsyankar bir köle, işine yaramaz." Derken aklından karşısındaki adamı nasıl elde edebileceğine dair planlar oluşturmakla meşguldü. Eğer karşısındaki adamın kim olduğunu bilseydi, hiç düşünmeden istediği bedeni ona karşılıksız verip buralara bir daha dönmemek üzere terk ederdi adayı.

Min Yoongi huzursuz bir gülüş bıraktı soğuk havaya ve derin sesiyle konuştu. "Ne kadar istiyorsun?" Purosunu tüttürmeyi bırakan adam, ağzında tuttuğu dumanı havaya saldıktan sonra sarı dişlerini göstererek güldü.

"3 kese istiyorum," dediğinde Min Yoongi bir kese daha çıkarıp adamın ayaklarının dibine fırlattı ve söylendi.

"Eğer ölesiye dövülmeseydi paha biçilemez bir köleydi. Şu anda ise yaşayıp yaşamayacağı bile meçhulken bir kese altın dahi etmez."

Adam yerdeki keseyi aldıktan sonra sarı dişlerini göstererek tekrar konuştu. "Yine de ona iki kese verdin." Min Yoongi omuz silkip konuştu.

"Böyle bir dövüşten sonra patronun tarafından bu platformdaki sıradaki kişi seçileceğinden dolayı, sana acıdığım için verdim o paraları."

Adamın asılan suratına ve korkuyla titreşen göz bebeklerine memnun bir ifadeyle baktıktan sonra platforma çıktı ve yerde yaralı bir şekilde yatan gencin yanına çömeldi. Parmakları gencin kirli teninden şah damarına baskı yaptığında hâlâ cılız bir şekilde atmakta olan damarı hissetti ve rahatlamayla derin bir nefes aldı. Yüzündeki gülümsemeyi kaybetmemiş zayıf bedeni kucağına alırken etrafındaki kalabalık veya tanınma tehlikesi umurunda değildi. Kucağında, geriye düşmüş başıyla kanlar içinde duran çocuğu köşede boş duran bir arabaya kadar taşıdı ve arabacının kapıyı aralamasıyla kucağındaki bedeni karşılıklı koltuklardan birine yatırıp yanına diz çöktü. Ter ve kanla ıslanmış ve alnına yapışmış olan kahverengi saçları geriye doğru taradıktan sonra gencin yüzünü daha yakından inceledi.

"Biraz daha dayanman gerekecek küçüğüm. Dayanmak istemediğini biliyorum fakat dayanmalısın. Hayattan vazgeçmek bu kadar kolay değil."

Spotify çalma listesi: Bandit
Spotify kullanıcı adı: sarıpenguen

Vovvovov ne yapıyorum ben djdkmd Bir anlık ilham ve Yoonkook bebeğim.

Bandit // YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin