27

1.8K 182 132
                                    



-Yukarıda eklediğim şarkıyı bir okurum Bandit için bırakmıştı, şarkı bölümün ruhuna o kadar uyuyor ki dinlemeniz için bırakmadan edemedim. '><' bu işareti gördüğünüz yerde şarkıyı başlatmanız önerimdir! Bir kez de başa sarmak durumunda kalabilirsiniz ama inanın bana buna değer. İsmini de şöyle köşeye bırakıyorum: Keaton Henson-La Naissance(feat. Ren Ford)

@_CodeDeath_ teşekkürler -

J.J

Gece, tekdüze bir şekilde ilerlerken kulağıma ulaşan dalgaların sesleri ve rüzgarın oluşturduğu hafif uğultu haricinde teknenin suda ilerlediğini belirten hafif sürtünme sesleri de yalnızlığıma eşlik ediyordu. Saçlarımı hafifçe dalgalandıran rüzgara karşılık içimi çekerek korkuluklara kollarımı dayadım ve yüzümü ellerimle destekledim. Ay, zifiri karanlık okyanusun üzerinde selam durmuş, kendi yalnızlığıyla beni selamlıyormuş gibi görünüyordu. Saatler geçmesine rağmen kimsenin ortalıkta olmayışı ve ayın konumu şafağa yaklaştığımızı işaret ediyordu. Yoongi'nin, açık sözlülüğüm karşısında beni cezalandırma yöntemi de buydu belki de; bütün gece nöbet tutmak. Yine de kendimi haklı bulmadan edemiyordum; çıktığımız bu yolculuğun amacı Prens'i Saray'a ulaştırmak iken şimdi neden onu Kral'a götürmek için yola çıkan bir adamın peşine onu kurtarmak için düşmüştük? Yoongi tam olarak ne düşünüyordu ki bu durumu görmezden gelecek kadar uysallaşmıştı?

Bir şeyler eksikti, bir şeyler gerçekten yanlıştı fakat ben, bunu görecek kadar iyi değildim. İçimi kaplayan huzursuzlukla birlikte gözlerimi kapattım ve saçlarımı hırsla karıştırdım. Şu anda Namjoon hyung'un rehberliğini almak için neler vermezdim! Düşüncelerim arasında arkamdan gelen hafif adım sesleriyle birlikte hızla o tarafa dönüp karşımda mahcup bir ifadeyle kalakalmış adama baktım. Siyah saçları rüzgarda uçuşurken onun yüzünde ise çekingen bir gülümseme vardı. Bir süre bakıştıktan sonra yavaşça yanıma yaklaştı ve korkuluklara dayandı.

"Bütün gece nöbet tuttun, dinlenmeye gitmeyecek misin?"

Her ne kadar huzursuz hissetsem de bu durumu gözardı edip onun gibi korkuluklara yaslandım ve cevapladım.

"Eğer biri nöbet için uyanmazsa nöbeti nasıl bırakabilirim?" Cevabıma karışıklık kahkahasını bıraktı ve derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti.

"Nöbet tuttuğunu iddia ediyorsun fakat kaç kez seni kontrole gelmeme rağmen beni hiç fark etmedin, aklın nerede?" Azarlamasına karşılık gözlerimi devirip önüme döndüm. Cevap vermememe karşılık konuşmasını sürdürdü, "Açıkçası sana bulaşmayacaktım fakat bugün şüpheli bir şekilde Minseo ve adamlarıyla toplandığınızı gördüm. Bizden gizli olarak ne konuştuğunuzu merak ediyorum, yanlış anlama, işinize burnumu sokacak değilim ama burada bir aradayız. Bu şekilde gizli saklı toplanacak ne gibi bir sebep olduğunu anlayamıyorum."

"Ve bunu sana söyleyeceğimi düşünüyorsun çünkü?" Cevabıma karşılık tekrar güldü.

"Söylemene gerek yok, bunu benim için onaylaman da yeterliydi." Beni oyuna getirdiğini anladığımda sadece gülmekle yetindim, konuşmasına devam etti, "Seokjin'i kurtarmak haricinde herhangi bir şeyle ilgilenmiyorum. Dolayısıyla bu durumu gözardı edeceğim, bu arada ben Hwan," elini uzattığında hafifçe tutup mırıldandım.

"Jungkook."

"Söylediklerim seni pek endişelendirmiş gibi gözükmüyor, sanırım bizden sakladığınız durum gerçekten bizi ilgilendirmiyor?" Sorusuna karşılık sadece iç çektim, ne cevap vermem gerektiğini bilmiyordum, "Pekala, daha fazla bu konu hakkında konuşmayacağım. Bütün gece nöbet tutmak için ne yaptın? Üstelik tedavi görüyorsun, bu gerçekten acımasızca." Yanımdaki çocuğun susmayacağını anladığımda ona eşlik etmeye karar verdim.

Bandit // YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin