Final.3

2.1K 140 191
                                    

Bölüm Şarkısı: The Promise - Tracy Chapman

M.Y

Hiçbir zaman hayatın bana sunduğu koşulları sorgulamadım. Bir aileye sahip olmadım; bunun için ne kimseyi suçladım ne de diğer çocukları kıskandım. Büyüdüğüm köyde başımı sokacak bir evimin olmamasını önemsemedim veyahut sıcak bir yuvanın hayalini de kurmadım. Hiç sahip olmadığım bir şeyin eksikliğini hissetmemeyi garip bulmadım.

Günlük olarak bana sunulan yiyeceklerden fazlasını talep etmedim. Gösterilen şefkati geri çevirmedim ama yokluğunu aramadım da. Yaralandığımda kendi yaralarımı sardım, kaybolduğumda kendi yolumu buldum, üşüdüğümde bir şekilde ısındım. Yardım istemek neydi hiçbir zaman bilmedim ya da insanlarla bir şeyleri paylaşmayı... Belki biraz eksik büyüdüm, belki de diğer insanların aksine birçok şeyi çok geç öğrendim. Normalde sahip olmam gereken şeyler konusunda hayata gücenmedim, eksikliğini hiç hissetmedim. Garip olduğum çok kez söylendi, çok kez insanlar beni küçümsedi, yadırgadı ve sonunda görmezden gelmeyi uygun gördü. Bense sadece devam ettim, neden bilmiyorum: neden hiç düşünmedim veyahut vazgeçmedim? Sadece... yaşadım. Nefes aldım, bulduğumda bir şeyler yedim, uykum gelince bir köşeye kıvrıldım. İhtiyaç neydi, istemek neydi, hissetmek neydi, sevmek neydi, yaşamak neydi...

Kendi kendime yetmeyi öğrendim, yalnız yürümeyi, bir şekilde hayatta kalmayı, düşünce kalkmayı ve devam etmeyi... Bir şeyler elde etmeye uğraşmadım, sorgulamadım, suçlamadım. Bana sunulan hayat buydu, ve ben de yaşadım. Kendi içimde yürüttüğüm bu yalnızlığı bozan ise Taehyung'tu. Hayatıma öylesine dalmıştı ki ne yaparsam yapayım onu kendimden uzaklaştıramamıştım ve şu anda pişman değilim. Hatta, ona minnettarım. Bana insan gibi hissettirdiği için; sevgiyi, yaşamayı, istemeyi, kaybetmeyi, eksikliği ve en önemlisi hissetmeyi öğrettiği için. Fark etmediğim bir arayışta olduğumu onun sayesinde gördüm. Ve bazen o, duraksadığım anlarda devam etmek için sebebim oldu. Keşfetmek için gözlerimi açmamı sağladı, hissetmekten korkmamam gerektiğini gösterdi.

Ayrı düştüğümüz zamanlarda onu aramak için çok uğraştım. Köle pazarlarında satılmak için gezdirilirken bile bir gözüm hep onu aradı. Babasının beni bir şekilde kurtarmasını ümit ettim ve bu benim için ilk oldu. İlk defa birinin eksikliğini kalbimde hissettim, ilk defa birine ümit besledim ve ilk defa yardım diledim. İlk defa tam anlamıyla yalnızlığın farkına vardım. Onu bir daha göremeyeceğim gerçeği suratıma çarptığında... sadece... devam ettim, yine. Daha zordu, özellikle kaybettiğiniz birini kalbinizde taşırken... Yine de, vazgeçmedim. Bazen çok acıttı, çok ağır geldi ve nefesimi kesecek kadar göğsüme baskı uyguladı ama alıştım. Alışmak, bu dünyada öğrendiğim en ıstıraplı duygu oldu.

Min Donghyun... Tam da büyük bir boşlukta süzülürcesine kayıp hissettiğim zamanlar bana elini uzatmaktan çekinmeyen o adam... Birlikte geçirdiğimiz günlerde onu baba figürü olarak gördüğümü inkar edemem. Seokjin'in soyadı değişikliği teklifini reddetme sebebim de bu, bana yaptığı her şeye rağmen bana bıraktığı soyadını tüm geçmişimi somut bir şekilde hatıralarımda bulundurmak için onu taşımak istiyorum. Yine de, yaptıklarını sineye çekecek değilim. Bu hayatta hiçbir yere ait olmamış beni kucaklarken onun nasıl biri olduğunu geri plana atmak kolaydı. Bana verdiği görevleri ahlak süzgecinden geçirmek zihnimin ucundan dahi geçmemişti ve belki de ahlakın tam olarak ne olduğunu bilmemek de bunda etkili olmuş olabilirdi.

Kolayca manipüle edilebilecek saf bir çocuktum. Onun emri altında her türlü suçu işlemekte tereddüt dahi etmedim. Öldürdüm, parçaladım, yaktım, yıktım... En ufak bir kuruntum bile olmadı. Ona inandım, sözlerine güvendim, doğruyu sorgulamadım, yanlışı sürdürmekten çekinmedim. Her kararttığım hayat ruhumda leke bıraktı ve ben bundan zevk aldım, tüm o izleri gururla taşıdım lakin... gerçeklerin yüzüme çarpması çok zaman almadı. Kang Kwang beni aydınlatmak için çok çabaladı. Usanmadan her akşam beni aynı barda bulup zihnime yavaş yavaş bir şeyleri işlerken yaptıklarımı sorgulamama engel olamadım. Donghyun'un bana verdiği görevleri artık aynı görev bilinci ile yürütemez oldum ve sonunda patlak verdiğimde ise hem Kang Kwang'ı kaybettim hem de bana yaşam verdiğini düşündüğüm adam tarafından gözden çıkarıldım. Kendimi tekrar köle platformlarında bulmak travmatikti. Tekrar başa döndüğüm hissi beni tüketti ve geriye vazgeçmiş, hırçın bir genç bıraktı.

Bandit // YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin