J.J
Bir keresinde, ailemle yaşadığım zamanlarda, bir adam sürekli beni rahatsız ederdi. Peşimde dolanıp kendisiyle gelmem için bana küçük hediyeler verirdi fakat ondan her zaman ürkerdim ve onu gördüğüm anda ondan uzaklaşmak için elimden geleni yapardım. Bir gün, beni zorla peşinden sürüklemeye çalışmıştı ve babam ona engel olmuştu. O zaman o kadar korkmuştum ki, ailemin yüzünü bile neredeyse unutma düzeyine gelmişken o adamın yüzünü asla zihnimden silememiştim. Şu anda karşımda kanlı canlı bir şekilde bana bakıyor oluşu da bunu destekleyen anlardan biriydi. Gerçekten burada olmadığını biliyordum fakat, fakat o kadar gerçekçiydi ki... Başını arkasına yaslamış olan Yoongi'nin yanında beni izliyordu. Yoongi'nin kaşları çatıldı ve bir an, bir an onun orada olduğunu hissettiğini sandım fakat Yoongi gözlerini açıp bana baktı, bakışlarımı fark ettiğindeyse yanını kontrol etti, ardından bana döndüğünde sessizliği bozmasını istedim, bozmadı.
Köle olarak satıldığım zaman, beni satışa çıkaran adam, her satış sonrası satılmamamdan ötürü beni kırbaçlardı. O zamanlar satılmamamın sebebinin belki de vücudumdaki yaralar olduğunu düşünürdüm fakat o adamın bunu umursayacağını sanmadığımdan da sessizliğimi korurdum. Acı içinde gecenin son bulmasını dilerdim çünkü satışa çıkmadan önce karısı temizlenmeme yardım edip yaralarımı sarardı. O kadını severdim, keşke, keşke şu anda yanımda bana sırıtan da o kadın olsaydı fakat değildi. Sırıtan yüzünü görmeye daha fazla katlanamayarak başımı diğer yanıma çevirdiğimdeyse beni satın alan ilk adamı gördüm. Geri çekilmeye yeltendiğimde diğer yanımdaki adamı hatırlayıp sinirle haykırdım. Titreyen ellerimle yere tutunup kendimi tüm bunların birer hayal ürünü olduğunu ikna etmeye çalıştım ama...ama sonra görüntülerine sesleri de eklendi.
"Yarın satılsan iyi edersin küçük!"
"Benimle gel, sana nasıl oyuncak yapılacağını öğreteceğim, haydi!"
Sinirle başımı iki yana salladım, duymak istemiyordum. Başımı yere koyup iki elimle kulaklarımı kapatıp tüm sesleri bastıracak şiddette bağırdığım sırada başımda hissettiğim dokunuşla onun bileğini yakalayıp hareket edemeyeceği şekilde altımda kıstırdım. Kulaklarımdaki uğultu yerini başka bir sese bıraktığındaysa onun hayal ürünlerimden biri olmadığını gördüm. Yoongi, başının üstünde birleştirdiğim ellerini çekiştirerek tekrardan adımı seslendi.
"Jungkook!"
Bilincim tekrar yerine geldiğinde şaşkınlıkla üzerinden çekilip tekrar yere eğildim ve başımı iki elim arasına aldım. Bu katlanılmaz bir histi; kalbim göğsümü yarmak istercesine atıyordu ve terden alnıma yapışan saçlarım pek hoş hisler uyandırmıyordu. Nefesim boğazıma batıyordu, daha fazlasını ciğerlerime çekmek istiyordum fakat ne kadar çok nefes alırsam canım o kadar yanıyordu. Zihnimde susmak bilmeyen sesler sürekli sürekli bana bir şeyler fısıldıyorlardı. Ne kadar direnirsem direneyim, kontrolü kaybetmek üzereydim. Kontrolü kaybetmeme neden olan son darbe ise; Yoongi'ydi.
"Ne kadar aptalsın, hep haydut olabileceğini sandın değil mi küçük? Seni istemediğimizi ne zaman fark edeceksin, seni sevmediğimizi?"
"Hayır!" Haykırışımın ardından başımı yere doğru bastırdım ama kulaklarımı ne kadar kapatırsam kapayayım sesler kesilmedi.
"Korkaksın, geçmişin seni asla rahat bırakmayacak. Hep kaçacaksın çünkü korkaksın!"
"Sus!"
"Bir erkekten hoşlanabileceğime inanıyor musun? Aptalsın!" Kahkahası kulaklarımı doldurduğunda daha fazla dayanamayarak başımı kaldırdım ve karşımdaki adamı tekrardan yakalamak için hamle yaptım fakat geri çekildi. Kızgın bir boğa gibi solurken bulunduğumuz odanın içinde onu yakalamak için uğraşıyordum. En sonunda köşeye sıkıştığında nefes nefese konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bandit // Yoonkook
FanfictionO haydutlar çetesinin kayıp lideri Min Yoongi'ydi. Bense son anda ölümün kollarından kurtardığı bir çocuktum. 'Yoonkook Vmin Namjin'