Acı Kahve

6.9K 276 46
                                    

9. kez Defneyi arıyordum ve bu sadece bu saat içindeydi. Aradığım kişiye ulaşamayacağımı söyleyen kibar sesi duymaktan bıkmıştım o uzun dıt sesleri bile bundan daha umut vericiydi. Sinirlenip telefonu sıraya bıraktım ve tırnaklarımla üstüne vurmaya başladım. Diğer elimi de çenemin altına yerleştirmiştim sıkıntıyla oflayıp bu sefer son çare olarak Defne'nin annesi Efsun Hanım'ı aramak için onun ismini tuşladım. Şu dünyadaki en soğuk varlık yarışması olsa o ve Doruk'un anneannesi Azra Hanım yarışırdı kimin kazanacağını ise Allah bilirdi telefonlarıma cevap almamaya o kadar alışmıştım ki açıldığında duraksadım sonra kendime gelip kendimi cici kız moduna aldım

'' Efsun Hanım nasılsınız ? ''

'' Kimsiniz ? '' bu soruyu kanıksamamam gerekirdi zira kadın benim numaramı kaydedecek kadar bile beni umursamıyordu.

'' Ben Arya sizi rahatsız ettim çünkü Defne'ye ulaşamıyorum ve merak ettim ''

'' Sanırım evde ya da okuldadır bilemiyorum ''

'' Peki o zaman hiç değilse rica etsem siz konuşunca benim ona ulaşamadığımı ve merak ettiğimi iletseniz '' sesim geri çevrilemeyecek kadar tatlı çıksa da kadın hala benimle aynı ihaleye girmiş ve rakibi olan şirketin patronuymuşum gibi konuşuyordu. Tamam dediğinde konuyu kestirip atacağı ve Defne'ye söylemeyi tamamen unutacağı belliydi. Kubilay Hoca'nın amfiye girmesiyle bu konuyu kafamda rafa kaldırmaya çalıştım fakat pek mümkün değildi. Bu yüzden arka kapıdan sıvışıp dersten çıktım Defne ile araba yarışından sonra konuşmamıştık ve huzursuzluk içimi kemiriyordu bana cevap vermemesi hayra alamet değildi. Bulduğum ilk taksiye atlayıp soluğu onların evinde aldım. Kapıyı açan Nazlı teyzeydi Defne'nin odasında olduğunu söyledi beni tanıdığı için Defne'ye haber vermeyi gerekli görmemişti. Hızlıca merdivenleri inip Defne'nin odasının kapısını tıkladım fakat cevap gelmemişti bunun üzerine içeri girdim odası bahçe katında olduğundan orada olduğunu tahmin etmiştim kapıyı duymaması normaldi. Geniş odanın açık kapısından gelen rüzgar beyaz perdeleri uçuşturuyordu onların arkasından geçerek bahçeye ulaştım Defne geniş yuvarlak koltuklu özel tasarım salıncağında yastık ve battaniyeyle sarılmış bir şekilde manzaraya kilitlenmişti.

'' Hey turuncu '' dedikten sonra gülümseyip kafamı sağa eğdim '' Karadenizde gemilerin mi battı ne bu hal? ''

'' Ne işin var burda ?''

'' Hayırdır ne bu soğukluk , sen misafirini böyle mi ağırlıyorsun yazıklar olsun sana '' güldüğümde alaycı bir şekilde kaşlarını kaldırdı '' Tabi ya, bana yazıklar olsun ''

'' Neler oluyor Defne , 20 yaş depresyonuna mı girdin 10ları bıraktık diye yaşlandığını mı düşünüyorsun ''

'' Beni çok iyi tanıdığını düşünüyorsun değil mi ? '' sesi öyle düzdü ki neye üzüldüğünü ya da üzülüp üzülmediğini dahi anlayamıyordum yanına yaklaşıp yere atılmış mavi pufun üstüne kendimi attım

'' Tabi ki seni çok iyi tanıyorum , sen benim en iyi arkadaşımsın '' elini tutup sıktım '' Bu yüzden her ne oluyorsa anlat '' elini elimden kurtarıp battaniyesini üstüne biraz daha çekti

'' En yakın arkadaşınım öyle mi ? ''

'' Kıvanç artık sevgilim olduğuna göre evet sanırım en iyi arkadaşım sen oldun '' kıkırdayacağını düşündüğüm bir şey söylemek istedim fakat o bana boş boş bakıyordu oysa ona motorsiklet maceramı ve Kıvanç'ı süründürmeyi artık bıraktığımı söylemek için can atıyordum.

'' Senden daha iyisini beklerdim ''

'' Eğer Kıvanç'ı süründürme olayını diyorsan merak etme yapmaya devam edeceğim ama sonuçta artık bence sevgilim olduğunu kabul .. '' elini ' yeter bu kadar ' dercesine kaldırıp beni susturdu

Bana Aşık OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin