Sığınak

22.4K 545 18
                                    

-1-

Onu ilk gördüğüm anı tabiki hatırlamıyorum ama ben zaten gözlerimi ona açmıştım. Annem ve babam annem bana hamileyken taşınmışlardı evimize. Amerikalıların banliyö dedikleri yer gibiydi yanyana iki katlı evler. Gerçekten çocuk büyütmek için en doğru yeri bulmuşlar. O kadar temiz bir muhitti burası. Hayatımda hiçbir zaman aksiyon aşırı bir üzüntü veya aşırı bir heyecan olmadı. Ama sıradanı özel yapan bir insan vardı ve bu yüzden hayatım sıradan değildi. Zaten aşık olmak bir insanın hayatını standartlıktan çıkarabilecek en duygulu yol değil midir? O beni istediği gibi görebilirdi karışmıyordum ben onu uzaktan seviyordum. Bu arada herkese onu anlatmayı da ihmal etmiyordum. Benim Kıvançı sevdiğimi herkes bilirdi tabi bunlar ben 7 yaşındaykendi. Herkese Kıvançla evleneceğimi söylerdim. Ben bile hatırlıyorum bunları söylediğimi , ne kadar utanç verici olursa olsun o zaman çocuktum ve kimse beni söylediklerim için suçlayamazdı tabi abim hariç. Ne zaman Kıvanç desem kafama bir tane indirirdi. Onlar top oynamaya giderken ben de gelmek isterdim izin vermezdi. Sonradan aklım başıma geldi de Kıvanç diye sayıklamayı kestim. Yoksa asla Kıvançın yanına yaklaşamayacaktım. Hala benimle dalga geçerler Kıvanç derdin küçükken diye kimse bilmiyor ki ben hala Kıvanç diyorum. Benim tek derdim o. Her yeni başlangıcımda Kıvançın beni farklı göreceğini düşündüm. Ortaokula başlarken liseye başlarken şimdi de ilk defa beni bir partiye götürecekken. Kimse beni anlamayabilir ama birini o kadar seviyorsanız onun da bir gün sizi seveceğinden emin olabiliyorsunuz.
O da bir gün beni küçük şapşalı olarak görmekten vazgeçecekti işte. Elimdeki beyaz mini elbiseye bakarak kocaman aptal sırıtışımla bunları düşünüyordum. Abimin kapıyı çalmayı bırakın onda o nezaket nerde gezer! odama dalmasıyla elbiseyi dolaba tıkıştırdım.
" Biz sığınağa gidiyoruz geliyo musun bücürük ? "
Elindeki telefondan kafasını bile kaldırmamıştı ve sakız çiğniyordu. Ehh o kadar sigara içince tabi ağzından sakız eksik olmuyordu.
" Tamam geliyorum abi " dedim telefonundan kafasını bir anlık kaldırarak
" Çabuk ol " dedi
Tabi ki çabuk olacaktım. Kıvançla geçireceğim bir dakikayı bile boşa harcamazdım ben. Geceliğimi hızlıca çıkarttım. Kot pantalonumu ve üstüne rahat düz kırmızı t shirtümü çıkarttım ve giydim. Saçlarımı elimle biraz düzelttikten sonra yatağın üstüne attığım telefonumu aldım. Aynada son kez kendime baktım.
Salaştım evet doğaldım evet ama sonuçta ben buydum ve çirkin de sayılmazdım. Sarı orta boydaki saçlarıma baktım çok mu standarttım beni neden fark etmiyordu? Hiç mi ilgisini çekmiyordum , kendime surat ekşitip aynanın karşısından ayrıldım. Merdivenleri ikişer ikişer indikten sonra kapının önünde hala telefonuyla uğraşan abimi dürttüm ve her zamanki mekanımıza ilerlemeye başladık.
" Kıvançla konuştun mu tamam dedi mi? " dedim benimle ilgilenmezken ona soru sormak daha kolaydı kısa ve öz istediğim yanıtları alabilirdim. Bu yüzden abimin sevgili sevgilisi Hazala bir kez teşekkürlerimi yağdırdım
" Konuştuk , gelecek " dediğinde kendi kendime sırıttım
İşşşteeee buuu! ne oldu Kıvanç benimle aptal partilere gelmezdin hani!
İçimdeki kutlamayı daha da uzatmayı düşünüyordum fakat bizim sığınaktan gülüşme sesleri geliyordu. Kaşlarımı çatarak abime baktım omuzlarını silkti.
" İçerde Kıvançtan başka biri mi var? " ona şüpheyle sordum bu saçma soruyu. içerde biri vardı belli ama burada bizden başka biri olamazdı ki.
Bizim kulübemsi tahta odaya girdik. Abim en sonunda cevap vermişti
'' Hıı Eylülü de getirecekti söylemişti'' dediğinde zaten onların olduğu yere gelmiştik kahkahalarını kesip bize döndüler bir an sessizlik olunca birbirlerine bakıp tekrar kahkaha atmaya başladılar.
Kıvançı mutlu görmekle bir sorunum yoktu. Benim sorunum Kıvançı benim dışımda biriyle gülerken görmekteydi. Sinir ve kıskançlık katsayım tavan yaparken onlar hala gülüyorlardı. Abim odanın başındaki demirle sonundaki demire bağladığımız hamağa kendini attı. Çok uzun olduğu için ayakları her zamanki gibi dışarda kalıyordu. Zaten o hamakta rahat edebilen bir tek bendim. O hamağı buraya getirmeyi düşünen de. Şu an Eylülün elindeki dolu cips poşetini koyduğu içi test kitaplarıyla dolu kocaman kutunun dışını da test kitabının çözülmemiş yapraklarıyla kaplayıp bantlayan ve adeta bir konsol olarak kullanmamız için düşünen de bendim. Ve sanırım en sonunda dayanamayıp bağıracaktım. Zaten gülmeyi kesmiş bana bakıyorlardı. SİNİRLENDİĞİM BELLİ OLUYOR MU? İYİ!
çünkü gerçekten sinirliyim
'' Buraya bizden başkasının gelmesi yasak '' dedim tıslayarak şu an ayıp olacağını veya Kıvançın bana kızacağını falan düşünemezdim. Çünkü ona kızgın olan bendim.
Eylül demin ağzına attığı cipsini çiğnedikten sonra ki bütün bunları zarifçe yapabiliyor. Bir insan cips yerken nasıl zarif olabilir ki? İşte bu kız öyle. Ondan nefret etmem için 500. sebebi de buldum. Her neyse ayağa kalktı. En sonunda kızı süzmekten vazgeçip Kıvança baktım. Eylüle özür dileyen gözlerle bakıyordu. Onu neden seviyorsun ?
Eylülü bir kez daha inceledim bunu 214527. defa yapıyordum herhalde. Bende olmayıp onda ne var? Mavi gözler kızıl kahve dolgun saçlar mükemmel bir fizik , inci gibi dizilmiş dişler. Kendimle karşılaştırmayacaktım bile. Mükemmelliğin iğrençliğiydi bu kız. Ondan o kadar nefret ediyordum ki hiçbir kusurunu bulamasam da bana güzel gelmiyordu işte.
''Tamam o zaman biz gidiyoruz '' dedi Eylül yanımdan geçerek ve malesef Kıvanç da peşinden gitti bana bakmadı bile.
Ve bütün bu çektiğim acılar yine benim yüzümdendi.

Bana Aşık OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin