NEDEN?

5.3K 261 23
                                    

Kendimi aşkı memnunun final sahnesinde gibi hissediyordum Adnan'ın Behlül'e ' Sen benim oğlumdun!' demesi gibi abim de birazdan Kıvanç'a sen benim kardeşimdin! diyecekmişcesine bakıyordu. Hiç kimse konuşmuyordu kareoke barda gürültü tavan yapsa da bizim aramızda fırtına öncesi sessizlik hakimdi.

'' Bana inanmamanı bir derece anlayabilirdim fakat kendi gözlerine de inanmayacak kadar kör değildir umarım bu ikisine inancın '' Eylül alaycı bir şekilde kaşlarını kaldırdı , abimin yumruklarını sıktığını görebiliyordum herhalde yıllardır yapmak istediğimi yapıp Eylül'un gözüne sol kroşesini geçirecekti. Bunu düşüdüğüm saniyeler içinde ayağa kalktı ve bir santim önümde olan Kıvanç'ın karnına o yumruğu geçirdi , önlenemez bir şeydi ne ara olduğunu bile fark edememiştim ağzımdan bir çığlık koptu. Abim yumruklarını gelişigüzel geçiriyordu sanki bütün gücü ve siniri o kolunda birikmişti , suratı kıpkırmızıydı ve adeta ateş saçıyordu. Elim ayağım birbirine dolandı hareket dahi edemiyordum , Kıvanç karşılık vermiyordu bilerek dayak yiyordu darbeleri azaltmak için kendini korumuyordu bile. ' Dur ' diyebildim sonunda ve ayaklarıma marş komutu verebildim abimi itiklemeye çalıştığımda Kıvanç beni sol koluyla uzaklaştırdı sanırım ara dayağı yememi istemiyordu. Bardaki görevliler olaya sonunda dahil olduklarında abim Kıvanç'ı bırakıp onlara girişmeye başladı abim resmen mekandan atılırken Kıvanç yarı kambur bir şekilde peşinden gidiyordu '' Sorun yok benim arkadaşım '' dediğini duydum zar zor ilerliyordu.

Eylül benim yarım bıraktığım kokteyle uzandı bana doğru kaldırıp '' Başkalarının mutsuzluğu üzerine kurduğunuz ilişkinize , aksiyonu bol olsun '' deyip gülümsedi , kanımın donduğunu hissettim içsel bir duyguyla üstüne atlayıp o nefret ettiğim kızıl kahverengi saçlarına elimi dolayıp bir güzel çektim. Ne olduğunu anlayamadığı için önce hafif bir çığlık attı ve elindeki kokteyl üstüne döküldü saçlarını kurtarmaya çalısırken taburesindeki oturuşu sarsıldığı için yerle tabure arasında sıkışıp kaldı eğer saçlarından tutmasam yere düşecekti tabiki onun yere düşmesine gönlüm razı gelmezdi '' Ne yapıyorsun , delirdin mi ? '' diye bağırmaya başlamıştı saçlarını bırakıp sağ yanağına tokadı geçirdim. '' Bir daha benim ilişkime burnunu sokarsan seni pişman ederim anladın mı ? '' tokadın etkisiyle sarsılırken bir de üstüne onu itince yere yapıştı. Kimse beni durdurmaya çalışmıyordu elime deminki yarısı dökülen kokteyli alıp '' Bu acınası halinin şerefine '' dedim yerde ayağı kalkmak için cebelleşirken bana bakıyordu kokteyli dudaklarıma götürdüğüm sırada sağ ayak bileğime aldığım büyük bir çekme gücüyle havadaki bağlantım kesildi Eylül aldığı kuvvetle beni de yere çekmişti şimdi ise yerde birbirimize saçma tokatlar atıyor saçımızı çekiyorduk , leş bir pozisyondu. Abimi dışarı atan adamlar ikimizi de yerden kazıyıp dışarı atarken hala birbirimize laf sokuyorduk kendimi hiç bu kadar basit hissetmemiştim. Barın kapısında ne abim ne de Kıvanç vardı. Eylül'e baktım dayağa doymuş olmasını istiyordum çünkü halim yoktu.

'' Bacağın kanıyor '' dedi üstünü çekiştiriyordu saçları porsumuş şekilsizce kabarmıştı. Yüzünün sağ alt kısmını tamamen yırtmıştım tırnak izlerim vardı birden bire gülmeye başladım

'' Yüzün kedi tırmalamış gibi '' o da gülmeye başladı bir süre sonra o kadar gülüyorduk ki gözlerimden yaş gelmişti. Nasıl bir darbe almışsam her yerim de acıyordu. Saçma sinirimiz bozuldu gülüyoruz kahkahalarını bitiren Eylül oldu o da isteyerek bitirmemiş olsa gerekti cünkü Kıvanç gelmişti onu umursamadan elime uzandı ve sokağın sonuna doğru benim ilerlememi sağladı. Eylül tek başına bu saatte nasıl eve dönecek diye bir saniyeliğine bir düşünce geçse de aklımdan bunu sildim. O bizi hiç düşünüyordu sanki.

İkimiz de dayak yemiş Kıvanç neredeyse kan revan içindeyken bizi arabasına bir taksici fazladan para almak koşuluyla kabul etti bu ikimizi de güldürmüştü...

Bana Aşık OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin