Şarhoş

14.5K 431 0
                                    

Gözlerimi odanın içini aydınlatan ışığa alıştırmak için birkaç kez kırptım en sonunda adapte olduğumda yerimden kalkmak için bir başka atak yaptım ama başarısızlıkla sonuçlandı. Yüzüne bakmaya utandığım yabancı homurdanarak yavaşça kolumdan tutup beni kaldırdı. Gözlerimi yerden çekemiyordum çünkü demin hiç tanımadığım bu yabancıya istemeden bütün iç dünyamı açmıştım ve bu gerçekten utanç vericiydi. En azından onu tanımıyordum ve bir daha görmeyecektim bu da rahatlatıcıydı. Beni kendine dayayarak yatağa oturttuğunda itiraz etmedim çünkü psikolojik ve fizyolojik olarak çökmüştüm. Yatakta karşıma oturdu gözlerimi ellerimden çekmeden 
'' Teşekkür ederim '' dedim.
'' İyisin değil mi ? '' diye sordu sesi pürüzsüz çıkıyordu yüzüne bakmamak için kendimi zor tuttum.
'' Hı hı '' onaylayıcı sesimi duydum
Normal bir şekilde burdan çıkmasını bekliyordum beni daha fazla utandırmamasını ama o hala karşımda oturuyordu merakım utancıma baskın gelirken karşımdaki adama baktım ve bütün herkesi incelediğim gibi onu da en ince ayrıntısına kadar incelemeye başladım. Güçlü çenesini kirli sakalı çevreliyordu. Sert bir yüz yapısı vardı ama şu anda güldüğü için yüz hatları yumuşamıştı güldüğünde dişlerinin beyazlığına hayrete düştüm. Kahverengi serseri gibi dağılmış saçlarından mavi gözlerine gitti bakışlarım gözleri gözlerime değdiğinde hemen gözlerimi kaçırdım.  Yüzü gerçekten ilgi çekecek kadar kusursuzdu sanki heykeltıraş tarafından yapılmış gibiydi. Eve gittiğimde onu çizeceğimden emindim.
'' Beni incelemen bitti sanırım '' dedi sesi artık endişeli gelmiyordu basbayağı eğleniyordu neden gülüyordu ki? 
Onu incelediğimi inkar edecek değildim 
'' Evet bitti '' dedim tekrar ona bakarak dudakları yukarı doğru kıvrılırken mavi gözleri takdirle doldu.
'' Peki o zaman bana odamda ne aradığını anlatabilirsin demektir '' dedi ellerini göğsünde kavuşturup bana baktı. Benden büyük olduğu her halinden belli oluyordu ve partiye gelmediği de. Onun kim olduğunu merak ettim
'' Beni duydunuz mu ?'' dedim ağlamalarımı kastederken gözlerim tekrar elime kaymıştı. 
'' Evet duymamak imkansızdı '' hala eğleniyordu bakışlarımı ellerimden çekerek ona gözlerimi kısarak baktım
'' Çok mu komik '' 
'' Açıkçası biraz komik , yastığı yumruklaman ..'' cümlesini bitiremeden kıkırdamaya başladı. Bu hali normal şartlarda beni de gülümsetebilirdi ama benimle düpedüz dalga geçiyordu ona düşmanca bakarak ayağa kalktım burktuğum ayağım üstüne basınca acıdı ama o kadar kötü durumda değildi. Ama yataktan bir adım uzaklaşamadan beni kolumdan yakalayıp durdurdu 
'' Tamam gülmeyeceğim otur da ayağın biraz kendine gelsin '' dedi ama hala sesinden eğlendiğini duyabiliyordum. Yine de dediğini yapıp oturdum. Zaten aşağı inmek istemiyordum. Umarım o Kıvanç gerizekalısı beni bulamaz ve merak eder deliye dönerdi. O kızla beraberken benim yokluğumu fark edebilecek miydi merak ettim. Suratımın daha fazla düşmesine engel olamadım
'' Söyle bakalım seni bu kadar sinirlendiren kim ''
Tabiki ona anlatacak değildim aslında içimde biriken o kadar şey vardı ki artık biriyle paylaşmam gerekiyordu ama kimseye o kadar güvenmiyordum
'' Size neden söyleyeyim ?'' 
'' Bana siz demeye devam mı edeceksin ?'' dedi o muhteşem gülüşlerinden göndererek, bu adamda her kızı tuzağına düşürebilecek bir gülümseme vardı ama beni etkilemiyordu. Benim içimi ısıtan tek gülümseme Kıvançınkiydi ve o aşağıdaki kıza o gülüşlerini ücretsiz bir şekilde sunuyordu
Kendi düşüncelerime sinirlenerek gözlerimi yumdum
'' Sana neden anlatayım '' dedim
'' Sen bilirsin ama yardımım dokunabilirdi '' dedi hala gülüyordu benimle dalga geçmesi sinirimi bozuyordu.
'' Ne gibi bir yardım '' dediğimde umursamaz bir tavırla omuzlarını silkti.
Onun kim olduğunu daha da merak etmeye başlamıştım zaten her şeyimi duymuştu hiçbir arkadaşımın bilmediği kadar çok şeyimi bilirken birbirimizin ismini bilmiyorduk
Ona bir şey anlatmayacağımı anlayınca 
'' Pekala '' dedi ve komidinde durduğunu o uzanınca gördüğüm araba anahtarlarına uzandı
Nedense bu hareketine karşılık 
'' Ben burda onun için ağlıyorum o aşağıda başkasıyla oturuyor '' dedim şu an yaptığım şeyin garipliğinin farkındaydım ama hiçkimseye bir şey anlatmamak kimseye anlatacak kadar güvenmemek ve duygularımı bu kadar yoğun yaşamak dengemi bozmuştu. Şu an tanımadığım bir adamla onun yatağında oturuyor ve kimseye anlatmadığım anlatmayacağım üzüntümü bir cümleyle özetliyordum.
Arabanın anahtarını elinde çevirerek bana gülümsedi
'' Orasını balkondan da duymuştum '' dedi
'' Her zaman kapı dinleyecek kadar saygısız mısın ? ''
'' Kapı benim kapım olduğu sürece öyleyim. Peki sen nereye açılacağını bilmediğin odalara kendini atmakta her zaman bu kadar cesur musun ? '' dediğinde ilk defa kıkırdadım.
'' Neden merak ediyorsun ki '' dedim gülüşümün arasında demin ağlarken şimdi gülüyor olmam da garipti
Sorunun cevabını bilmiyormuş gibi etrafa baktı
'' Cidden neden merak ettiğimi bilmiyorum ama ilgimi çektin '' dedi 
'' Ben Arya '' dedim sonunda kendimi tanıtarak, gülümseyerek elini uzattı 
'' Ben de Doruk '' elimi onun büyük eline uzattığımda yumuşakca sıktı bu güven vericiydi.Bugunkü muhabbetler bir kulağımdan girip çıkıyordu ama bu ismi aşağıda duyduğuma emindim sonunda onun kim olduğunu anlayarak elimi çektim işaret parmağımı ona uzatarak 
'' Sen Egenin abisisin '' dedim kendimi Sherlock Holmes gibi hissetmemem gerekiyordu çünkü demin buranın kendi odası olduğunu söylemişti ama nedense bir şeyleri anlamış gibiydim. Neden aşağıdaki çoğu kızın Egenin abisini gördünüz mü dediklerini anlamıştım mesela
'' Egenin abisi olmak suç mu ? '' dedi gülerek sonra da elini kalbine götürerek
'' Sen yoksa Ege için mi ağlıyorsun burda '' diyerek suratını ekşitti.
'' Hayır '' dedim gözlerimi kocaman açarak Egeyi şahsen tanımıyordum bile ama okulda herkes onu tanırdı gözlerinin rengi ilgimi çekmişti önceden de abisinin gözleri gibi masmavi gözleri vardı ama Doruk'un gözleri daha derin bakıyordu sanki, baktığında ruhunu görüyormuş gibi bu biraz garipti hem güven veriyor hem de ruhumu çıplak hissetmeme sebep oluyordu.
'' Aşağıda herkes seni konuşuyor '' dedim devam ederek ama bu sefer ben kıkırdıyordum
Suratını ekşiterek ''evet onlardan kaçış yok peşimi bırakmıyorlar '' dedi egosunu şimdi görebiliyordum ne kadar iyi göründüğünün farkındaydı 
'' Bu ego ağır gelmiyor mu yürüyebiliyor musun onunla '' dedim daha da sırıtarak
'' Ha ha '' deyip omzuma yavaşca vurdu.
'' Madem rahatsız oluyorsun neden partidesin '' dedim
'' Çıkacaktım ama erken yakaladınız beni bu saatte de bir mekana gidilmez ki '' 
''Sanırım şu anda da ben çıkmana engel oluyorum '' dedim kaşlarımı çatarak , benim sorunlarımla uğraşmasını istemezdim sonuçta onu tanımıyordum bile . Benim yüzümden eğlencesinden olmamalıydı
'' Aslına bakarsan çıkmaktan vazgeçtim'' dedi o mükemmel gülüşlerinden birini atarken , bu gülüş ve gözlerle ona aşık olan her kız haklıydı aşağıda onu konuşmaları normaldi onları yargılayamazdım
'' Neden ? '' dedim kaşlarımı çatarak
'' Sana yardım edeceğim şapşal kız '' dedi
'' Konuyu bilmiyorsun bile beni kardeşi gibi görüyor ''
'' Bir kızı ? Bir erkek ? '' kelimeleri yavaşca söylüyor anlamakta zorlanıyor gibi kaşlarını çatıyordu elimde olmadan kahkaha attım. İşe yaramayacağını biliyordum ama onunla konuşmak iyi gelmişti en azından gecem berbat geçmeyecekti
'' Beni herkes kardeşi gibi görür '' dedim 
'' Şu an bir cadı gibi görünürken mi ? '' dedi yüzümü işaret ederek , gözlerimdeki makyajın akmış olduğunu ve tamamen dağılmış olduğumu o zaman hatırladım. Yataktan kalkarak aynanın yanına gittim ayağımın acısının da tamamen geçtiğini fark ettim
Aynanın önüne geldiğimde kendi kendime kahkaha atmaya başladım
'' Benimle ben bu haldeyken nasıl ciddi bir şekilde konuşabildin '' dedim lavaboya ilerlerken 
'' Ciddi bir şekilde konuştuğumuzu sanmıyorum '' dediğini duydum lavaboda suratımdaki makyajı silmeye ciddi anlamda bir uğraş sarf ettim belki makyaj temizleyicisi tarzı şeyler olsa daha kolay olabilirdi ama yoktu işte gözlerim en sonunda temiz olduğunda suratımda hiç makyaj kalmamıştı. Odaya geri döndüğümde hala yatakta oturuyordu beni görünce ayağa kalktı yanıma geldiğinde onun ne kadar uzun olduğunu anladım. Ayağımda topuklu ayakkabılar varken bile gögsüne geliyordum ve ben de kısa sayılmazdım
Topuklularla hala zor yürüdüğümü anlayınca kolunu girmem için kıvırdı. Merdivenleri inip asıl partinin olduğu kısımlara geldiğimizde herkesin bize baktığının sonra tekrar o bakışların Doruka döndüğünün farkındaydım
'' Her zaman böyle bön bön mü bakarlar '' diye fısıldadım ona 
Bu kahkaha atmasına sebep oldu.
'' Her zaman değil yanımda küçük bir kız görünce şaşırmışlardır '' dedi
'' Moralimi bozmak zorunda mısın ? '' dedim ona bakmadan. Evet o mükemmeldi ve onun yanında kusur gibi duruyordum ama sonuçta yapabileceğim bir şey yoktu bunu o istemişti. 
'' Ne dedim ben şimdi '' kaşlarını kaldırıp masumca bana bakıyordu
Bu sırada Kıvançın demin oturduğu koltukların olduğu kata gelmiştik ama orda değildi gözlerim onu her yerde ararken Doruku dinlemiyordum bile fakat bulamadım. O beni merak ediyorsa eğer ben de onu ediyordum. Neredeydi?
Doruk beni bahçeye doğru ilerletti. Gözümle bahçeyi taradım en sonunda bizimkileri gördüm ama orada değildi. Güçlü bir ağlama isteğiyle baş başaydım ama Dorukun beni tutan eli güç veriyordu. Canlı ve oynak bir parça bahçeyi dolduruyordu çoğu insan çoktan kopmuş deli gibi oynuyorlardı Dj de sanki onları daha da kopartmak istermişcesine hareketli parçaları üst üste çalıyordu.
Yanımıza gelen bir sürü kızın dışında Doruk tamamen benimle ilgileniyordu. Hepsiyle kısa kısa sohbet ediyor ve onları deyim yerindeyse başından savıyordu. Benimle neden ilgilendiğini bilmiyordum ve şu anda Kıvançı merak etmekten bunu merak bile edemiyordum
'' Ben içki almaya gidiyorum süt ister misin küçük kız '' diye bana takıldığını duyduğumda onunla iddialaşarak
'' Ne içiyorsan ondan olsun '' deyip kaşlarımı hodri meydan dercesine kaldırdım
Kahkaha atarak '' Pişman olacaksın '' dedi. O ilerlerken beni görüp yanıma yaklaşmakta olan Batuyu gördüm sinirli görünüyordu bir de onunla uğraşmak istemiyordum yanıma gelmesini istemediğimi belirtecek şekilde ona sırtımı döndüm yanıma birinin geldiğini görünce kaçınılmaz olarak döndüm ama gelen Doruktu. Sinyalimi anlayıp yanıma gelmediği için Batuya içimden teşekkür ettim.
Doruk elindeki içkiyi bana uzatırken  '' Emin misin ? ''  dedi
'' Evet '' deyip ne olduğunu bilmediğim içkiyi kafamdan aşagı dikleyerek mideme yolladım boğazımı o kadar yakmıştı ki gözlerim doldu ama Dorukun benimle dalga geçmesini engellemek amaçlı öksürüğümü tuttum
'' Yavaş kızım yavaş '' deyip sırıtıyordu en sonunda dayanamayıp öksürdüm tuttukça daha kötü oluyordu artık basbayağı kahkaha atıyordu. Kafama ne kadar dikmiş olsam da içkinin yarısı hala duruyordu
'' Boğazıma kaçtı tamam mı '' diye ona diklendim ama kendisi rahat bir şekilde içkisini yudumluyordu onun neden boğazı acımıyordu. İçkisini bitirdiğinde geri kalan kendi içkimi de boğazımı yakmasını takmadan zoraki yuttum. 
'' Seninki nerede '' dedi etrafı işaret ederken. Omuzlarımı silktim onu merak etmek istemiyordum onu düşünmek istemiyordum
'' Ben yine içmek istiyorum '' dedim ona sırıtarak
Kaşlarını kaldırarak '' Olmaz '' dedi
Suratımı astım '' Sanki  ben gidip alamıyorum '' deyip savsak adımlarla içkilerin olduğu masaya ilerledim. Tam önüne geldiğimde ne içeceğimi bilemedim hiçbirini içmişliğim yoktu.
Tam arkamda ayak sesleri duyunca onun geldiğini anlayıp gülümsedim.
'' Baş belasısın '' deyip yanıma geçerek bardağa yarımdan az vodka koyarak üstüne vişne suyu boşalttı.
Ona kaşlarımı çatarak '' Al onu sen iç '' deyip dil çıkarttım
'' Hem baş belası hem de çocuk '' dedikten sonra içine biraz daha vodka döktü
Sırıtarak elinden aldım beni ne kadar yavaş olmam konusunda uyarsa da hızlı hızlı içtim çünkü tadı tamamen iğrençti. Amacım sarhoş olmaktı zaten. Bu parlak fikir nerede patlak verecekti bilmiyordum ama sarhoş olduğumu anlayınca Kıvançın benimle uğraşmak zorunda kalacağını biliyordum tabi neredeyse artık ?
Çalan şarkılarla iyice kafam giderken olduğum yerde deli gibi oynuyordum. Doruk bana pek eşlik etmese de onun elini tutup teşvik ediyordum  ama o eliyle beni döndürmekten öteye gitmiyordu. Başım iyice dönüyordu saçma sapan kahkaha attığımı duyuyordum.
'' Bakalım ne zaman kusacaksın eğer üstüme kusarsan yenisini alırsın '' diye üstünü gösteriyordu
'' Ben kusmam '' deyip sırıttım. Sanki daha önce içki içmiştim de , tam o sırada midemin bulanması da ayrı bir sinyal oldu, zaten tuvaletim gelmişti 
Doruka dönüp '' Benim çişim geldi '' deyip kahkaha attım bu aksam onu baya eğlendirmiş olmalıydım çünkü o da kahkaha atıyordu lavaboya gitmeliyim yerine çişim geldi dediğimi o zaman fark ettim ama umrumda değildi saçma sapan her şeye gülmeye devam ediyordum. Beni sabit tutmaya özen göstererek bahçeyi geçtik içeri geçtiğimizde beni kucağına aldı
'' Ne yapıyorsun '' deyip onu ittim
'' Şu bahçeyi bi saatte geçtiğinin farkında mısın '' hala sırıtıyordu beni lavabonun önünde indirdi
'' Yüzünü falan yıka mutfağa gel sana kahve yaptıracağım'' dedi düzgün bir şekilde lavaboya girmemi bekledi. İçeri girdiğimde başım hala dönüyordu oturmaya çalışırken yere düştüm ama olduğum yerde kahkaha atıyordum ve kahkahalarım tıss kıss hıh tarzı çıkıyordu acaip sesler çıkartıyor ve bunlara gülüyordum. En sonunda elimi yüzümü yıkadığımda az da olsa kendime gelmiştim. Bahçeye savsak bir şekilde çıktım düzgün yürüyemiyordum gerçekten kontrolümü kaybetmiştim Batunun yanıma geldiğini onun sesini duyduğumda fark ettim
'' Arya ne yapıyorsun sen '' dedi kafam gidik olmasına rağmen onun ses tonunun yargılayıcılığının farkındaydım. Dilim dönebildiğince
'' Kıvanç nerde ?'' dedim sesleri fazla uzatıyor her dediğime gülüyordum.
Batu sıkıntılı bir şekilde elini saçlarına götürdü sıktığı dudakları ve kasılmış çenesiyle endişeli görünüyordu
'' Seni görünce aradım geliyor sen eve gittin sandı merak ettik '' dedi.
'' Beni merak mı etmiş '' dedim kaşlarımı çatarak hala kıkırdıyordum söylediğim şey ne olursa olsun kıkırdamama engel olamıyordum
''O çocukla nerden tanışıyorsun '' dedi kaşları hala çatıktı
'' Doruk '' derken u ları uzatmıştım bana mutfağa gel demişti öyle dediğini tamamen unutmuştum
'' Şey ben , görüşürüz '' deyip kıkırdayıp arkamı döndüm ama Batu kolumdan tutmuş bırakmıyordu
'' Bırak '' diye tısladım ilk defa gülmüyordum sanki eli yanmış gibi anında elini çekti
'' Sen bilirsin '' deyip dönüp gitti arkasından dilimi çıkardım
O sırada Dj milleti iyice coşturuyordu. Aslında mutfağa gidecektim ama kendimi Dje yürürken buldum bu arada oynaya oynaya ilerliyordum
Adamın yanına gittim. Arkasında oturması için bir sandalye vardı ama o ayaktaydı şarkıya uygun bir şekilde kafasını sallıyordu elinde de bir içki vardı sanıyorum viskiydi bu.
Beni fark ettiğinde bana soran bakışlarla baktı
'' Ben şarkı söyleyeceğim '' dedim bütün kelimeleri uzatarak ve gülerek
'' Tabi söyleyeceksin '' deyip kahkaha attı.
'' Lütfen '' derken sadece ü leri uzattım. Adam bakışlarını benden alarak kapıya çevirdi birine kafasını salladıktan sonra selam veriyormuş gibi bir hareket yaptı kafamı ben de tam onun baktığı yere çevirecektim ama adamın 
'' Peki küçük kız '' demesiyle kendimi ellerimi çırparken buldum. 
'' Hangi şarkı olsun '' derken düşünmeye başladım aklıma bütün yaptıklarıma uyan bir şarkı geldi bu şarkı eskiydi fakat sözlerini anladığım zamandan beri sanki benim için yazıldığını düşünüyordum
'' Lena - Satellitte '' dedim Adam şarkıyı laptopuna indirdikten sonra başka bilmediğim işlemlerden geçirdi. Deminki şarkının bitmesiyle beraber elime bir mikrofon tutuşturdu
'' Bunu izlemek zevkli olacak '' deyip ellerini Doruk gibi gögsünde birleştirdi.Şarkının melodisini duyduğumda kendi sesimi duydum iyice moda girmiştim herkesin beni görebileceği bir yere çıkmıştım Dorukun evin camına yaslanmış gülerek beni izlediğini gördüm ona sırıtıp asker selamı çaktım

I went everywhere for you 
Senin için her yere gittim 
I even did my hair for you 
Senin için saçımı bile yaptım 


Love, you know I'll fight for you 
Aşkım, senin için savaşacağımı biliyorsun 
I left on the porch light for you 
Senin için balkon lambasını açık bıraktım 
Whether you are sweet or cruel 
Tatlı veya acımasız olsan da 
I'm gonna love you either way 
Seni her halükarda seveceğim 

Love, oh, love, I gotta tell you how I feel about you 
Aşkım, oh, Aşkım, senin için neler hissettiğimi sana anlatmalıyım 
'Cause I, oh, I can't go a minute without your love 
Çünkü ben, oh, senin sevgin olmadan bir dakika bile yaşayamam 
Like a satellite, I'm in an orbit all the way around you 
Bir uydu gibi, çevrende bir yörüngedeyim 
And I would fall out into the night 
Ve geceye küsebilirim 
Can't go a minute without your love 
Senin sevgin olmadan bir dakika bile yaşayamam 

Love, my aim is straight and true 
Aşkım, benim amacım doğru ve gerçek 

I even painted my toe nails for you 
Senin için ayak tırnaklarımı bile boyadım 
I did it just the other day 
Bunu geçen gün yaptım 

Love, oh, love, I gotta tell you how I feel about you 
Aşkım, oh, Aşkım, senin için neler hissettiğimi sana anlatmalıyım

Gözlerimi kapatmış kendimden geçercesine söylüyordum. Kelimelerim bazen anlaşılmıyordu bazen de nefes almak için şarkının bazı yerlerini kaçırıyordum insanlar önce bana şok olmuş bir şekilde bakıyorken şimdi gülüyorlardı ama dalga geçercesine bir gülme değildi oynuyorlar gülüşüyorlardı. Şarkıyı hala söylüyorken bir el belimi kavradı ve beni aşağı indirdi sesim kesilirken
Onun tanıdık kokusunu içime çektim gözlerimi açtım ve Kıvançın bana büyük bir kızgınlıkla bakan gözleriyle karşılaştım.

Sanırım Doruku merak etmişsinizdir onu koyuyorum multimedyaya

Bana Aşık OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin