Kurallar

10.3K 343 3
                                    

Evet alay konusu olmak hoş değildi onların dediklerini umursayıp ağlamış olmam utanç vericiydi -bunu onlar görmemişti en azından- benim hakkımda düşündüklerine kulak asmayıp Dorukla içeride konuşmalıydım belki de çünkü normalde bunu yapardım. Umrumda bile olmayan insanların benim hakkımda ne düşündüğünü ne zaman önemser olmuştum? Bunları sorgulamayı bırakıp biraz önce ne kadar iyi hissettiğimi hatırladım ve soğuk limonatadan bir yudum daha aldım. O veya bu sebeple onlara sinirlenmiş ve Doruk'un arkadaşı olduğumu kanıtlama çabasına girmiştim ve istediğimi almıştım ufak bir pürüz dışında her şey çok iyi gitmişti ve açıkcası hepsi mors olmuşlardı.

'' Buraya kaç kızın gelip Doruk'u sorduğunu bilsen bana öyle düşmanca bakıyor olmazdın Arya '' Doruk'un kardeşi gerçekten sempatikti dışardan o kadar kendini beğenmiş görünüyordu ki. Okuldaki kızlar onun için eriyip biterken ben sadece buz dağı olduğunu sanıyordum belli ki yanılmıştım.

'' Ben abime en son adıyla seslendiğimde beni pencereden aşağı sallandırmakla tehdit etmişti '' dedim gerçekten Doruk'a abi demiyor oluşu garibime gidiyordu.

'' Abini sevdim , üstünün hali onun eseri sanırım, şiddet görüyorsun '' Ege benimle dalga geçerken daha rahattım bu o kızın beni aşağılaması gibi değildi sadece takılıyordu farkındaydım ve kıyafetlerimin kırışık olduğunun da farkındaydım ama yapabileceğim bir şey yoktu. Egeyi sevmiştim ama arkadaşları bana hala burnu havada geliyordu ve onlar gittiğinden beri sanki havuz başı daha ferahtı.

'' Biraz daha Aryayla dalga geçersen şiddet görecek olan sen olursun '' Doruk'un araya girmesiyle ona kulaklarıma varan bir sırıtışla baktım. Kendinden başkasının benimle dalga geçmesine izin vermiyordu.

'' Arkam kuvvetli benim bulaşma bana '' dedikten sonra bilmiş bir şekilde Egeye dönüp dudaklarımı büzdüm.

'' Abim bir kızı ikinci defa savunuyor gözlerim yaşardı '' dedi abim derken vurgu yapmıştı. 

'' Sen neden gereksiz arkadaşlarınla çıkıp bizi rahat bırakmadın anlamıyorum, illa benim de başka abileri örnek alıp seni pencereden sallandırmam mı gerekiyor '' dedi Doruk aksi bir şekilde. Zaten buraya geldiğimizden beri aksiydi. Bu aksiliğinden Duru da nasibini almıştı. Geldiğimden beri benimle uğraşan Duruya kurduğu bir cümlesiyle kız köşesinde sinmişti Görkem etrafı yumuşatmak için benimle sohbet etmeye devam ederken Rana keşke burada olsaydı demiştim. Ona anlatsam kulaklarına inanamazdı, Görkem bizim okuldaydı ve Rana onu uzaktan uzaktan seyrediyordu görüp belki ilgisini çekerim düşüncesiyle Egenin benim sarhoş olduğum -bir daha olmayacak- partisine gelmişti ama çabaları boşa gitmişti bildiğim kadarıyla. Eğer konuşsalardı eminim bana anlatırdı. Aslında Ranayla partiden beri konuşmuyorduk insanlar beni aramayınca ben aramazdım genelde.

'' Siz daha eğlencelisiniz. Zaten Durunun zırlamaları ve senin onu nasıl terslediğin bol tekilalı bir ortam olacaktı. Bu kızın yanında ise ne olacağı belli değil. '' 

'' Benim yanımda ben yokmuşum gibi konuşmasan '' dedim tıslayarak ama içten içe Doruk'un Duruyu terslemesini düşünüyordum. O kızla eskiden aralarında bir şey geçtiğine bahse girerdim şimdiyse kızı resmen yok sayıyordu.

'' Ben kimseyi terslemedim '' dedi Doruk da muhabbetten sıkılmış gibiydi.

'' Evet ağzından çıkan kelimelerin insanları nasıl etkileyeceğini hiçbir zaman düşünmezsin ama orada yaptığın tam olarak terslemekti '' konu daha ciddileşmeye başladığında ikisi hakkında bir fikir sahibi olabilirim diye düşünerek hiçbir ayrıntıyı kaçırmamaya çalıştım. Benim için bulmaca gibilerdi. Hayatım boyunca hep tanıdığım insanların yanında olmuştum ama Tezer kardeşler hakkında hiçbir şey bilmiyordum.

'' Ağzımdan çıkacak kelimelerden etkilenmeleri benim problemim değil '' dediğinde umursamazlığına şaştım. Düşününce aslında Duruya söylediğinde bir şey yoktu ama kız Dorukla beni gördüğü anda gerilmişti bunu ben bile anlamıştım. Bana yönelttiği bakışlar hiç nazik değildi. Zeynep bana yanında bir bikinisi olduğunu ve havuz başında kırışık kıyafetlerimle durmama gerek olmadığını söylemişti. Zeynep benimle köpek mi saldırdı sana diye dalga geçen kızdı fakat onu sonradan sevmiştim en azından bana delici bakışlar fırlatmıyordu. Ben ise Zeynepin teklifini kibarca reddetmiştim. Ortamdaki bütün kızların fiziği mükemmeldi ve bronz tenleriyle buraya gerçekten yakışıyorlardı. Ben ise kabak gibi beyazdım ayrıca onlar gibi taş da değildim. Kırışık da olsa güvenli kıyafetlerim her zaman tercihimdi.

'' Ne oldu utandın mı ? Mikrofonu alıp bağıra bağıra şarkı söylemekten utanmıyordun sesine güvendiğin kadar fiziğine güvenmiyorsun galiba '' düşüncelerimi okumuş gibi konuştuğunda olduğum yerde kaskatı kesilmiş buraya ilk geldiğimden bile daha çaresiz hissetmiştim kendimi. Benim cevap vermediğimi görünce daha da keyiflenmişti. Ayrıca şu şarkı söyleme olayını cidden yaptığıma inanamıyordum. Herkes söylediğine göre yaptığıma ikna olmuştum ama ayrıntıları öğrenmem lazımdı.

'' Senin yerinde olsam belki havuz başında kıyafetlerimle bile duramazdım sen de haklısın tabi '' pekala bu çok ağır olmuştu. Bu cümlelerin üstüne ben bir şeyler saçmalayacakken Doruk araya girmişti ona bundan sonra cankurtaran tarzı bir lakap bulmalıydım. Ne zaman güç durumda olsam beni o kurtarıyordu sonuçta. 

Limonatamdan bir yudum daha alırken demin ciddi sandığım ortamın aslında hiç de öyle olmadığını fark ettim.

'' İdolümsün abi bak bu cümleyi de yazdım kenara ikinci favorim oldu '' 

'' Sen de abi mi diyorsun Doruk mu diyorsun bi karar ver '' dediğimde benim orada olduğumu yeni fark etmiş gibi saçlarımı karıştırdı. '' Ayrıca favori cümle derken ? '' saçlarımı elinden kurtarırken önüme gelenleri kulağımın arkasına attım.

'' Arkadaşının hangi cümleleri sıklıkla kurduğunu fark etmedin mi ? Siz beraber o kadar da takılmıyorsunuz galiba? '' Ege muzip bir şekilde bize bakarken benim konuşmama fırsat vermeden Doruk cevapladı

'' Kendi işine bakmaya ne dersin kardeşim '' 

'' Ahh hadi ama açıklasan ne olur ki zaten ilk defa bir kızı arkadaşın olarak tanıtıyorsun merak ediyorum doğal olarak. '' Ege Doruk onu cevaplamadıkça cümlesini daha da uzatıyor  anneminkilere benzer cümleler kuruyordu. Cam sehpanın üstündeki aperatiflere uzanarak bir tanesini ağzına atıp yuttuktan sonra yine devam etti.
'' Eğer benim partimde tanıştıysanız aranızdakilerde benim de payım var her şeyi öğrenmeyi hak ediyorum ben '' 

'' Dolu ağzınla konuşmayacak kadar terbiyelisin ama boş kafayla konuşmakta hala bir sakınca görmüyorsun Ege '' 
Cümlesine atacağım kahkahayı engellemek için alt dudağımı dişlerken Ege hiç bozulmuş görünmüyordu uzanıp aynı aperatiften ağzına bir tane daha attı
'' Şimdi nasıl ? '' diyerek ağzı doluyken konuştu ve bu sefer kahkahamı tutamadım. Doruk arkasındaki havluya uzanarak Egenin suratına fırlattı.

'' Sen gidip duş al '' Ege suratındaki havluyu çekerek koltuğunun altına sıkıştırırken ayağa kalkıp yanağımdan makas almayı ihmal etmedi '' Her ne kadar kalmak istesem de kovulduğum yerde duramam '' kendince gurur yaparak orada durmaya devam etti Doruk'a baktığında onun ilerle komutu veren kafa sallamalarıyla suratını büzüştürüp yanımızdan ayrıldı.

'' Sonunda '' Dorukun bıkkın cümlesine rağmen ona sırıtarak bakıyordum '' Egeyi çok sevdim neden kovuyorsun eğleniyordum ben '' 

'' Sen eğlen diye bu haytanın gereksiz ergen arkadaşlarıyla yeterince aynı ortamda bulundum ve daha fazla çekemem '' somurttuğunu görünce yerimden kalkarak onun yanındaki koltuğa oturdum

'' Tamam bir gün benim istemediğim ama senin istediğin bir ortam olur beni sürüklersin tamam mı ? Ayrıca onlara ergen diyorsun da ben daha da küçüğüm '' dedim kıkırdayarak

'' Onlar ergen sen çocuksun fark bu '' dedikten sonra işaret parmağıyla burnuma yavaşça vurdu

'' Evet sen çocuksun cümlesini Kıvanç da çok kurar teşekkür ederim yokluğunu hissettirmiyorsun '' dedim normalde benimle dalga geçilmesine aldıran biri değildim ama bu cümle beni gerçekten üzüyordu. Çocuk gibi görülmek istemiyordum artık 

'' Merak etme dediğim gibi sen benim projemsin Kıvanç seni çocuk olarak görmeyecek bundan sonra '' yine kendinden emindi böyle yaparak hayatım boyunca içimde olan umutların çok köklü bir şekilde oluşmasına sebep oluyordu ya da sağlıyordu mu demeliydim ? Çünkü iyi bir şey mi yoksa kötü mü bilmiyordum.

'' Bunu nasıl yapacağını konuşsak iyi olacak '' dedim etraf tamamen kararmıştı ve aydınlatmalar devreye girmişti eve gitmem gerektiğini biliyordum ya da telefonuma uzanıp kaç bin arama olduğuna bakmam gerektiğinin farkındaydım annem işten dönmüş olmalıydı ve sabah attığım hasta bakmaya gidiyorum yalanının üstünden çok zaman geçmişti bunlara rağmen telefonuma bakmayı sonraya sakladım. Ne de olsa yiyeceğim fırça aramadığım saat sayısı boyunca katlanmayacaktı değil mi ?

'' Evet bir plan bile yapacağız sen merak etme '' derken hala benimle dalga geçiyor gibi görünüyordu ona ters ters baktığımı görünce 

'' Peki başlayalım o zaman bana doğru düzgün kendini tanıt önce '' hala alay ettiğini dudaklarının kıvrımından anlayabiliyordum  

'' Ne anlatayım ki '' omuzlarımı silkerek devam ettim. '' Bu kendini tanıtma olaylarından ilkokuldan beri nefret ediyorum. Ben Arya annem psikolog babam inşaat mühendisi büyüyünce astronot olmak istiyorum '' deyip sırıttım. 

'' Sen bir an olsun ciddi olmaz mısın ? '' dese de o da gülüyordu '' Demek astronot olmak istiyordun beni hiç şaşırtmadın ne okuyorsun peki '' 

'' Mimarlık, hazırlık bitti bu sene bölüme geçeceğim ama hala astronotlukta gözüm var '' gülümsememi bastırarak '' Ya sen ? Senin hakkında hiçbir şey bilmiyorum ''

''  Benim hakkımda bir şey bilmene gerek yok zaten , planımız birine beni aşık etmek değil '' dediğinde somurtup omzuna vurdum.  

'' Oluşmamış bir planımız var işleri çok ağırdan alıyorsun patron '' 

'' Biliyor musun haklısın ama seni o çocuğa aşık edebilmem için adı neydi ? '' 

'' Kıvanç ''

'' Evet Kıvançı da tanımam gerekiyor bu yüzden bir etkinlik düzenlememiz lazım onunla aynı ortamda olabileceğimiz. Sana nasıl davrandığını gözlemlemem gerek '' derken ciddi görünüyordu şaşkınlıkla beraber suratımda oluşan gülümsemeye bakarak '' Ben ciddiyim Arya yeni mi anladın ? '' 

'' Bilmiyorum neyse nasıl bir etkinlik düşünüyorsun ? '' bana cevap vermeyerek bir süre düşündü kafasında seçenekleri tartıyor gibiydi onu incelerken gereksiz yere konuşmaya gerek duymadım. Ben genelde rahatsız olduğum zaman ortam sessizleştiğinde garip olduğunu düşündüğüm için saçma şeylerden bahsederek konu açardım. Doruk'un yanında sessizce durabildiğime göre gerçekten rahattım

'' Kamp '' dedikten sonra bilmiş bilmiş gülümsedi sanki kafasının üstünde ampül çıkmış mükemmel bir fikir bulmuş gibi duruyordu bu haline gülmeden edemedim

'' Kampa gideceğiz istersen şu abin de gelebilir ve kız arkadaşı da ben de birkaç grup ayarlarım '' kelimeleri peşpeşe dizdiğinde tamam dedim zaten babamlardan izin almak zor olmazdı abim varken. Hem kamp yapmayı küçüklüğümüzden beri severdik Hazalla abim bildiğim kadarıyla ayrıydı o yüzden o gelemeyecekti tabi ama Doruk'a bunu açıklamayı gereksiz görerek asıl merak ettiğim konuya tekrar gelmeye çalıştım

'' Biraz da senin hakkında konuşsak '' dediğimde sanki önemli bir toplantının ortasında odasına dalmışım gibi bana baktı

'' Aman ya sen de pek gizemlisin '' gözlerimi devirmeme engel olamadım 

'' Özel hayatımın özel olmayışıyla dalga geçmenden hoşlanmadım '' dediğinde ona ciddi ciddi baktım

'' Neden bahsediyorsun sen ? '' 

'' Bir dakika sen gerçekten benimle ilgili bir şey bilmiyorsun ? '' bu sefer ciddi değildi yüzüme cevap almak için bakarken neden bahsettiğini anlamamış olmama kahkaha attı '' Sen bilmiyorsun ''
 
'' Ben bilmiyorum evet bunda yeni anlayacak ne var. Supermanın aslında Clark Kent olduğunu keşfetmiş  gibi bakma bana '' onu kendimce terslesem de bu cümlemle daha da gülmeye başladı

'' Beni konuşmuyoruz tamam mı ? Sen Kıvançla konuş kampa gelmesini sağla ben de ayarlamaları yapacağım birkaç güne gideriz '' hala gülümsese de en azından kahkaha atmıyordu. Gerçi onun kahkahasının sesi hoşuma gidiyordu ama ben neye güldüğünü anlamazken sinir bozucu oluyordu

'' Sanırım Eylül seni tanıyor ona bile sorabilirim '' bana aldırmadan omuzlarını silkti '' Eylül Kıvançın sevgilisi olan mı ? '' aklıma onların yan yana görüntüsü düşünce yüzümün de düşmesine engel olamadım 

'' Bu Kıvançı sevdiğini kimler biliyor ? '' Bu sorunun cevabı gerçekten komikti. Kimseye söylemeyen ben gelip hiç tanımadığım Doruk'a anlatmıştım. Onun dışında bilen dedem vardı o da hastalığı yüzünden benim onun torunu olduğumu bilmeden beni dinliyordu. Normalde bana her şeyini anlatan deli dolu arkadaşım Defneye veya Ranaya falan anlatmam gerekirdi ama benim pek de normal olduğum söylenemezdi zaten '' Sen ve dedem '' bir an kaşlarını kaldırdı '' Deden mi ? '' dediğinde onun şaşkınlığına karşılık oluşan tebessümümle başımı salladım 
'' Sen cidden tuhaf bir kızsın ''

'' İltifatların için teşekkürler sen de öylesin neyse benim artık gitmem gerekiyor '' dedim telefonum gözüme canavar gibi gözükürken uzanıp çantamdan onu çıkardım. Ekrana korkarak baktığımda durumun gerçekten vahim olduğunu anlayarak ayağa kalktım abim telefonumu cevapsız arama yağmuruna tutmuştu Defne ve annemden de bir çağrı vardı.

'' Gerçekten çok teşekkür ederim onlara neden bir şeyleri kanıtlamak istediğimi bilmiyorum ama bu iyi geldi '' neden böyle cümleler kurduğumu bilmiyordum ama Doruk'a karşı tam anlamıyla dürüstlük ilkesini uyguluyordum. İçimden geçen ne varsa söylemek rahatlatıcıydı. Doruk'un bugün canı sıkkın ve huysuz olsa da bir dahaki görüşmemizde bugun için teşekkür olarak onu eğlendirecek bir şey bulacaktım.

'' Bana teşekkür etme. Artık benim dediklerimi uygulamaya başlıyorsun aramızda kurallar var 1.si de bu ''  o da ayağa kalkmıştı.

'' Kibarlığa gelemiyorsun yani ? Benim gerçekten gitmem gerekiyor fermanlarınızı sonra bekliyorum padişahım '' uzanıp yanağından öptüğümde gülümsüyordu.

'' Seni ben götüreceğim ilerle '' 

'' Gerek yok ben giderim zaten ilerde taksi durağı var '' tek kaşını kaldırıp ilerlemem için üzerimde baskı kurdu

'' Teşekkür ederim ama ben giderim '' elimi belime koymuştum onunla inatlaşmak hoşuma gidiyordu teşekkür etme dediği için özellikle ,vurgulayarak söylemiştim

'' 2.kural sözlerimi ikiletmemen '' gözlerimi onun mavi gözlerinden çekerek başımı arkaya attım artık kararmış olan gökyüzüne sabır dileyerek baktım.

'' 3. madde ne ? Bu kurallar değişemez değiştirilmesi teklif edilemez mi ? '' onu ikiletmememi söylediği için yanından geçerek garaja doğru ilerledim arkamdan geldiğini duyuyordum. Bugün geldiği üstü açık arabanın önünde durduğumda o da anahtarların önünde durmuştu. Bir tanesini alıp yanımdan geçti şaşkınca onun gittiği tarafa dönünce garaja ilk geldiğimizde aşık olduğum beni yanından zorla kopardığı kırmızı Ferrarinin önünde durduğunu gördüm. Elindeki anahtarı bana fırlattığında refleks olarak atılıp tuttum.

'' Hadi ne dikiliyorsun orada acelen var  '' 
 

Bana Aşık OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin