Futbol

13.5K 352 18
                                    

Hatırladıklarım hislerimi daha da güçlendirirken parmaklarımızın arasındaki akımı sadece ben mi hissediyorum acaba diye gözlerimi kilitlediğim ellerimizden çekerek Kıvançın usta bir heykeltıraşın elinden çıkma gibi görünen suratına baktım. Evet sadece ben öyle hissediyordum. Kıvanç bana güven vermek istercesine tutuyordu ellerimi havada , bense öyle acizdim ki onun her sözüyle ayrı bir umut besliyor , her bakışına ayrı bir anlam katıyor , her hareketiyle mest oluyordum. Dünyamın ondan ibaret olması ve bunu tamamen kendi içimde yaşıyor oluşum bana ağır geliyordu duygularımın bu kadar bastırılmış olmasından dolayı bir gün volkan misali ,basınç arttığında kuvvetli bir şekilde duygu patlaması yaşayacağımdan korkuyordum.
Ellerimi tutmaktan hiç rahatsız olmuyordu bu bir babanın kızının elini tutuşu gibiydi o kadar içten ve doğaldı başka hiçbir his beslemediğine emindim. Bu düşüncelerle ve beni demin resmen istemeden de olsa aşağılamış olmasının da verdiği sinirle gurur kırıntılarımı toplayıp elimi Kıvançın güven veren ellerinden hızlıca çektim. Ona sinirli bir şekilde bakarken bu sinirimin vucuduma bile yayıldığını fark ettim nefes alışlarım hızlanmıştı. Kendine gel diye telkinde bulundum.
'' Arya beni anlamıyorsun '' özür dilercesine bakıyordu ama onun bu bakışları bile beni yumuşatmaya yetmedi
'' Ne anlamıyorum Kıvanç , bende ne bulabilir değil mi Doruk? Bende ne var ki değil mi ? '' sesimin ne kadar kırılgan ve ağlamaklı çıktığını duyuyordum. Ama güçlü olmak zorundaydım. Beni farkında olmadan kırıp parçalarımı tamamen ayrı taraflara dağıtsa da ben parçalarımı bulacak ve yapıştıracaktım. Çünkü beni benden başka düzeltebilecek kimse yoktu.
'' Arya ben sadece küçük olduğunu söylüyorum o çocuk Kayra ve benden de büyük , seninle eğlenecek başka ne olabilir '' aklınca bana akıl veriyordu. Doruk öyle biri değildi beni o gözle kesinlikle görmemişti bunu hatırlıyordum o yatakta ağlıyordum ve o bana yardımcı olmuştu. Hayatımda ilk defa beni benden başka biri toparlamaya çalışmıştı. Oraya nasıl geldiğim canlandı gözümün önünde her şey birer birer oturuyordu sanki
Kıvanç ve tanımadığım bir kız koltuktalar Kıvançın eli kızın yanağında. Daha fazla hatırlamak istemeyerek gözlerimi yumdum. Bunu bilinçaltımın en derinlerine gizlediğimden emindim bastırmak istediğim an tam olarak buydu. O gece de hissettiğim tarifsiz acı gögsümdeydi yine. Neden hatırlamıştım ki ?
'' Benimle kimsenin eğlendiği falan yok '' dedim gözlerimi açarak
'' Buna izin vermem zaten '' eli kirli sakalına gitti ne yapacağını bilemiyormuş gibi ovuşturduktan sonra
'' Sen ne zaman bu kadar aşık oldun '' bu soruyu bana değil de kendine soruyor gibiydi sanki cümleleri kalbimin içini deliyordu. Ne zaman bu kadar aşık olmuştum ?
Ben bunu bile hatırlamıyordum. Ona ilk ne zaman aşık olduğumu bilmiyordum.
'' Bu konuyu konuşmayalım artık '' dedim ona bakabildiğim en sert bakışlarımla bakarken.
Bana bakıp kafasını iki yana salladı. '' İkimiz de aşk acısı çekiyoruz Arya , kafa dağıtmak için ne yapsak acaba ? '' dedi.
İçimden onun aşk acısına lanetler ederken Doruk olayının kapanmış olmasına içim rahatladı. Sanki canım hiç acımamış ve hiçbir şey umrumda değilmiş gibi omuzlarımı silktim. Yapacak bir şeyim olmadığı için artık tadını bile alamayacağıma emin olduğum sandviçimi elime alıp kemirmeye başladım.
'' Belki de Kayrayla uğraşmalıyız biz kahrolurken o mutlu '' dedi dudaklarını büzerek
'' Abim çıkacağım demişti '' ağzımda lokma varken elimi tutup konuşmuştum. Beni cümleleriyle güldürme çabalarının işe yaramadığını görüp suratını asarken o sırada gelen mesajın sesine telefonunu cebinden çıkarttı. Mesajı okuduktan sonra üfleyince ne kadar ona soğuk davranmayı kafama koymuş olsam da
'' Ne oldu '' dedim kaşlarımı kaldırarak, normalde bu kadar meraklı bir insan değildim hatta merak etmem gereken şeyleri bile merak etmezdim ama konu Kıvanç olunca iş değişiyordu
'' Arda üşütmüş akşamki maça gelemiyormuş '' dedi gözlerini devirerek '' Şimdi yerine birini bulmamız lazım ''
Bu konuyla ilgilenmeyerek yemeğimi yemeye devam ettim. Bu sırada minik ayak sesleri duyduğumda kafamı aşağı indirdim. Rüya dibime kadar girmiş kollarını açmış beni kucağına al diyordu adeta. Sandviçimi bırakıp ellerini tuttum gözlerime değişik şekiller verip şaklabanlık yaptım kahkahalarla gülüp ellerimi bıraktı ve ellerini birbirine vurup alkış yaptı. Kucağa alma tehlikesi geçmişti ilgisini başka yere yöneltince Kıvança döndüm. Beni izliyordu , onunla ilgilenmemek adına yemeğime devam etmek istedim ama hiç keyfim yoktu
'' Sen bana küstün mü bakayım ? '' oturduğu yerden kalkarak bir adımda yanıma geldi Rüyanın yanından geçerek bana sarıldı. İlk başta onu itmeye kalksam da sonunda kafamı gögsüne yasladım. Bana sonunda böyle davranacaksa beni üzmesine bile razı gelebilirdim. Ona karşı artık tamamen yumuşamışken omuzlarım da rahatladığını ilan edercesine aşağı düştü.
Kendisini benden uzaklaştırırken
'' Oyuna var mısın ? '' dedi gözleri muzip bir şekilde parlarken neden bahsettiğini anlamamıştım. Soran gözlerle ona bakarken jetonun düşmesiyle kaşlarımın da inanmayarak kalkması bir oldu
'' Abim olmadan mı oynayacağız '' dedim. Neden bahsettiğini anlamıştım. İddaalaşma oyunuydu bu ve gerçekten çok eskiye dayanıyordu.
'' Evet ve Kayranın haberi olmayacak eğer kabul edersen '' dudaklarımda çarpık bir gülümseme oluştu. Benden ne isteyeceğini gerçekten merak ederken
'' Bu demek oluyor ki ben de senin sınırlarını zorlayabilirim ? '' dedim yani benim de ondan bir şey isteme hakkım olacaktı. Çılgın bir oyundu ama çok eğleniyorduk ve abim onsuz yapmamızdan hiç hoşlanmayacaktı
'' Ben kabul ediyorum '' dediğinde '' Ben de '' dedim meydan okuyordum çünkü Kıvanç hiçbir zaman çok yaratıcı olmamıştı veya düşünmemişti beni zorlayacak bir şey de bulacağını sanmıyordum sonuçta ben Aryaydım sınırları zorlamayı da severdim.
'' Ne olduğunu kabul etmeden kabul ettin Arya '' dedi benden uzaklaşıp kahkaha atarken
'' Ne isteyebilirsin ki '' derken heyecanla bakıyordum. Normal halimize dönmüştük ve deminki konu sonsuza kadar kapanmıştı bunu umuyordum.
'' Akşamki maça Arda yerine çıkmanı istiyorum '' neredeyse yerlere yatacak kadar çok gülüyordu.
'' Oha '' dedim katıksız bir şokla ben ve futbol imkansızdı ayrıca bir kızı aralarına almazlardı.
Kıvanç kahkahalarını keserek ciddi olmayı denedi
'' Ne oldu cicim yemedi değil mi ? '' dediğini düşünürken alt dudağımı dişliyordum. Bunu yapmam lazımdı çünkü yapamazsın demişti.
'' Beni aranıza almazsınız ki '' dedim tükürür gibi
'' Zaten işin güzelliği orada Arya sana gidip peruk alacağız benim formamdan giyeceksin ve erkek gibi davranacaksın '' öyle güzel ve doğal gülüyordu ki ne dediğine konsantre olamadım bir an , anladığımdaysa ona erkek gibi davranıp bizimle futbol oynayacaksın demiş gibi baktım. Aynen bu bakışı attım çünkü çok saçma ve absürd gelmişti.
'' Ve onlar da benim erkek olduğuma inanacaklar yani '' dedim başımı sallayarak
'' İnandırmak sana kaldı artık '' dudaklarını büzmüş bekliyordu
'' Tamam yapacağım ama benim de üstünde bir hakkım var unutma hem de bana inanmasalar da sırf denediğim için bile yapmış sayılırım '' dedim kuralları baştan koyarak
'' Tamamdır '' dedikten sonra telefonunu çıkarıp antreman arkadaşlarından birini aradı
'' Osman oğlum ben Ardanın yerine birini buldum bir daha aramanıza gerek yok ''
'' Siz tanımazsınız ''
'' İsmi mi ? '' gülmekten artık yanağının ağrıdığını düşünüyordum ama o durmaksızın gülüyordu. Bakışlarını yüzüme sabitledi
'' İsmi Ayhan '' cidden Arya ismine en yakın Ayhanı mı bulmuştu. Babamlar bile daha yaratıcıydı abimin adı Kayra benim adım Arya işte isim benzerliği böyle olurdu. Bastırdığı kahkahasını telefonu kapatırken koyverdi.
'' Peruk olayını halledelim '' sabırsızca ayaklarımı yere vuruyordum. Ne kadar belli etmemek istesem de bu çok farklı bir şey olacaktı heyecan vericiydi benim için, acaba bir anda olsa birilerini kandırabilecek miydim? Ama antreman sırasında abim de oradaydı ve beni fark etmemesi imkansızdı. Bu yüzden bu akşam çocukların futbol olayının yattığına emindim
'' Annem gelir birazdan öyle çıkarız Rüyayı götürmeyelim bir daha zaten elinde tutamıyorsun '' gülümsedi
'' Bak ehliyet almamak için o kadar direnmeyip kursa gitseydin şimdi arabayı sen sürerdin ben de Rüyayı tutardım '' dedi
'' Siz de bebek arabası alsaydınız kimse tutmak zorunda kalmazdı '' ona diklenmesem eksiklik hissediyordum.
'' Ahh bunu düşünemediğimiz için kusurumuza bakmayın '' dalgayla kaşlarını kaldırdı ve elini kalbine götürdü. Ona dil çıkartırken aklına bir şey gelmiş gibi '' İki dakika Rüyaya göz kulak ol ben geliyorum '' her zamanki gibi yanağımdan makas alarak daha ben ne olduğunu bile soramadan gitti ve ben daha nereye gitmiş olabileceğini düşünemeden zilin sesine kapıya doğru ilerledim. Ardına kadar açtığım kapının arkasında Kıvanç elinde iki tane cornettoyla duruyordu
'' Birileri dondurma istemişti '' dedi şımarık bir çocuk gibi gülümseyerek , yine bana iyi hissettirdiği anlardan biriydi. Elindeki cornettolardan büyük olanını bana uzattı ona hediyesi kalmıştı yanımdan geçerek içeri geçti
'' Ne kadar düşünceli olduğumu söylemeyecek misin ? '' kendini koltuğa atarken dudaklarında küçük bir gülümseme vardı. Elindekini işaret ederek
'' Onu da bana verirsen düşünceli olduğunu söyleyebilirim '' diye dalga geçtim
'' Sen doyumsuzsun ama avucunu yala bu benim '' dedikten sonra dondurmasının kabını koltukta rahatça otururken ayağını uzatmış olduğu masanın üstüne attı. Attığı çöpü alarak dondurmamla mutfağa ilerledim kendiminkini de açarak çöpleri poşete attım. Salona tekrar dönüp dondurmasını neredeyse yarılamış olan Kıvançın yanına oturdum.
'' O elindekine cornettonun aşkınası deniyor biliyorsun '' dedim bunu neden dediğimi bilmeyerek
Elindekine bir an bakıp ayağı kalktı televizyonu açarken 
'' O zaman barışınca Eylüle de almalıyım '' dediğini duydum. Hala Eylülü düşündüğünü gösteren sinyalleri almak istemiyordum. Öylesine dediğim şeylerden onu çıkarmasını istemiyordum. Aklının bir köşesinde hep Eylül olsun istemiyordum. Başka kızları da istemiyordum. Tek istediğim bana sarılması boynundaki girintiye başımı yaslamasıydı. Tek istediğim buyken ve bu kadar yakınımdayken bu bana en sevdiğim tablonun gözümün önünde olması ama benim ona dokunamamamı andırıyordu. Ellerim uzansa da dokunmam yasaktı. Ve bu insanı delirtecek kadar acı veriyordu. Ve ben bu acıyla yaşamak zorundaydım. Belki de hayatımın her evresinde..Televizyonun kumandasını da bulduktan sonra yanıma geliyordu. Gözlerimi ona değdirmek istemediğim için tamamen televizyona odaklanmıştım. Ama kafamda dikilip de yanıma oturmadığını anlayınca  dondurmanın külahından dudaklarımı çekip kafamı kaldırıp baktım. Elindeki cornettonun sonunu bana uzattı dudaklarımda kocaman bir sırıtışla sadece çikolata olan sona uzandım burasını çok sevdiğimi biliyordu.
Kendini koltukta yanıma atıp gevşek bir şekilde oturdu
'' O elindekine de tatlı son deniliyor ve bütün tatlı sonlarımı sana vermek boynumun borcu '' deyip ekrana bakarak sırıttı
Kıvanç ben seninle tatlı bir son istiyorum bundan sonra bütün dondurmalarımı sana verebilirim yeter ki artık beni gör demek için bütün hücrelerim haykırırken sadece çikolatalı sonu ağzıma attıp uzun brir süre sırıttım.
Bir süre televizyon izledikten sonra Sevim teyzenin arabasının sesini duyduk zaten televizyonda da bir şey yoktu anında ayaklandık Kıvanç bana baktığında kahkaha attı. 
''Dur dur '' kolumdan tutup kendine çekti ne olduğunu anlamamıştım.Parmakları dudaklarıma gittiğinde şaşkınlıktan geri çekiliyordum ki beni kendine biraz daha çekti. 
'' Kaç yaşındasın hala dondurmayı her yerine bulaştırmadan yiyemiyorsun '' sesi dalgasına bir azar içeriyordu. Dudaklarıma parmakları değdiğinde mide boşluğumda bin tane kelebek varmış ve uçup da oradan çıkmaya çalışıyorken birbirlerine çarpıyorlarmış gibi hissettim kapının açılma sesine kendimi ondan çeksem de umarım kızarmamışımdır diye dua ediyordum.Bana bakıp muzipçe gülümsedi. Bazen onun her şeyi bildiğini ve benimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynadığını düşünüyordum , bu kadar salak olamazdı bu kadar kör olamazdı. Ya ona öyle bakmama hiç ihtimal vermiyordu ya da içten içe benim ona olan bağımı biliyor bilmezden geliyordu. Sevim teyze içeri girip bana sarılmadan önce deminki hislerimin üstüne soğuk su döküp sordum
'' Bir şey kaldı mı ? '' dedim dudağımı göstererek parmakları alnıma gitti ve sanki bir şey varmış gibi orayı da sildi. 
'' Tamam artık kalmadı '' derken ona çocuk musun sen bakışımı attım. Omuzlarını silkip gülmeye devam etti.
Evden çıkıp perukçuların olduğunu gördüğüm sokağa gittik arabayla gittiğimiz için sorun olmuyordu. Ama yine de yolumuz uzundu
'' Yarışma için hala heyecanlı değil misin ? '' diye sordu yakınlaştığımızda. Bahsettiği resim yarışmamdı Aslında garip bir şekilde sakindim. Bu kademeyi geçeceğimi biliyordum ama o gün neler hissedeceğimi Allah bilirdi. Yarışmayı değil çıkışında gideceğimiz restorantı düşünüyordum daha çok. Gerçekten önünden geçip de gitmek istediğim randevuyla çalışan bir restorant vardı çok şık bir yerdi. Abimle Kıvançı ikna etmiştim kutlama yapmak için beni oraya götürün diye eğer yarışmanın o aşamasında takılırsam kutlayacak bir şey olmayacaktı ve böyle bir ihtimal korkunçtu. O yarışmayı o kadar zamandır bekliyordum ki. Beni daha çok 2. aşama korkutuyordu ama ya birinci aşamayı bile geçemezsem. Kendime güven vermek amaçlı omuzlarımı dikleştirdim
'' Heyecanlı değilim çünkü o aşamayı zaten geçeceğim '' dedim sesli söylemek daha çok inanmamı sağlıyordu.
Yarışmayı ve sonrasını düşününce gülümsememe engel olamadım. 4 kişilik rezervasyon yapmıştım. Hazalı da çağırmıştık. Zaten Kıvanç Eylülden ayrıydı ve planımıza atlayamayacaktı ve sanki iki çift yemeğe gitmişiz gibi olacaktı. Belki çiftlerle oturmak  ve ortamın romantikliği Kıvançı benim için hissettiği kardeşlik duygularından çıkartabilirdi.
'' Bir de bana megaloman dersin '' dedi ama mavi gözlerini yoldan çekmiş bana sıcak bir şekilde gülümsüyordu.
Arabayı park etmişti ve dükkana doğru yürüyorduk bu durum komiğime gidiyordu. İçeri girdiğimizde bir kaç kız dönüp Kıvança baktı ama bu bakış bu adamın perukçuda ne işi var bakışı değildi. Resmen yanımdaki adamı süzüyorlardı ve Kıvanç birisine açık bir şekilde gülümsüyordu. Bakışlarımı onun sabitlendiği yere çevirdim ortamdaki en güzel kızı anında radarına almıştı gözlerimi kısarak Kıvança döndüm bu sinir bozucuydu. O kız neden hala Kıvança bakıyordu ki? Sonuçta yanında ben vardım o kadar mı etkisiz elemandım ben. Ya da bu kızlar yanında sevgilisi olsa da bir adamı süzüyorlar mıydı? Ya da sevgilisi olmadığım o kadar belli miydi? Sinirlerim tepeme çıkarken Kıvançın kolunu cimcikledim. Hatta o kadar sert bir şekilde yaptım ki bunu hiç beklemediği için gözlerini kızdan anında bana çevirip sol eliyle cimciklediğim yeri tutup '' Ahh '' dedi ama aynı zamanda hala gülüyordu
'' Ne yapıyorsun Arya '' dedi beni koltuk altına alıp ilerlerken en azından artık kıza bakmıyordu. Ben de gözlerimi ondan çevirip kızıl kafalı kızın hala bize bakıyor olmasına karşılık nefret dolu bakışlarımı ona yönlendirdim. Kız bakışlarını istemeden de olsa bizden çekerek karşısındaki perukla ilgileniyor gibi yaptı.
'' Buraya göz süzmeye mi geldin maça az kaldı '' dedim koltuğunun altından çıkarak
En sonunda bizi fark eden bir görevli yanımıza geldi. Kıvanç kadına istediği saç biçimini söylerken benim fikrimi sormadı bile. 
Kıvançın anlattığına en benzer peruğu almaya kesin olarak karar verdiğimizde ancak kafama takmama izin verdiler. Nasıl olacağını gerçekten çok merak ediyordum. Kadın uzun dalgalı sarı saçlarım gözükmeyecek bir şekilde. Kıvançın seçtiği kahvemsi sarı kısacık peruğu kafama taktı. Saçlarım gerçekten suratıma giderken modeli bir bayan kesimi kesinlikle değildi tam anlamıyla erkek peruğuydu bu. Yüzüme göre makasla son düzenlemeleri yaptı kadın. Ama hala bize deliymişiz gibi bakıyordu. Neden erkek peruğu takıyordum çok merak ettiğini görebiliyordum ama özellikle açıklamadık. Kıvanç bütün ısrarlarıma rağmen parayı öderken hala bari yarısını ben vereyim diyordum
Bunu teklif etmem çok saçmaymış gibi bana kızgınlıkla bakmıştı. Dükkandan çıktığımız ve arabaya yürüdüğümüz o kısa mesafede bile herkes bana bakıyormuş gibi hissediyordum. Erkek saçlı bir kız. Kendimi garip hissetmek istemesem de yol boyunca Kıvanç bana bakıp bakıp güldü.
Beni eve bıraktığında Kayraya görünmemem için uyardı ama abim zaten evde yoktu. Odamdaki aynada kendime bakarken ben de kahkaha atmadan edemedim. Bebek suratlı bir erkek gibi olacaktım. Birden bu işi ciddiye aldım gögüslerimi de saklamam gerekecekti. Evi alt üst ederek gögsüme saracak bandajımsı bir şey bulduğumda zil çaldı. Kıvanç elinde formasıyla bekliyordu.
Elindekileri alarak onu içeri davet etmedim işlerim vardı sonuçta. Bu durumun ne kadar hoşuna gittiğini biliyordum ve şu an Eylülü düşünmediğine emindim. Aslında Eylülle biraz daha ayrı kalırlarsa onunla arasında hiçbir bağ olmadığını o olmadan daha bile mutlu olacağını anlayacaktı. En azından ben öyle umut ediyordum.
Gögsümü bandajladıktan sonra Kıvançın formasını üstüme geçirdim beyaz formayı Kıvançın kokusunu almak için burnuma bastırsam da deterjandan başka bir şey kokmuyordu. Aynada bacaklarıma baktım. Umarım kimse anlamazdı abim anlamazsa hele , o kadar komik olurdu ki abimla eve döndüğümüzde ona anlatırken gülmekten yerlere yatardık. Bunu düşünürken ağzım yırtılacak gibi sırıtıyordum. 
Ne olursa olsun o çevremdeyken gülecek bir şeyler illaki çıkıyordu. Onu bu kadar iyi tanımayı aramızda kimsenin anlamayacağı garip anlaşmalar ve oyunlar olmasını seviyordum.
Aynadaki kız mı erkek mı belli olmayan tipime bir kez daha baktım. Kıvançın forması çok çok büyük geliyordu zaten altımdaki şortun düşmemesi için en dibine kadar çekmiştim ve bir sürü düğüm atmıştım ama o düşmek için savaş veriyordu sanki. Üst kısmı da çok büyük olduğu için üstünü şortun içine tıkıştırmıştım. Böylece şortun bolluğu da biraz daha azalmıştı. Zil sesine koşuşturarak aşağı indim. Kapıyı ardına kadar açarken Kıvanç beni baştan aşağı süzdü. Mavi gözleri bile eğlendiğini belli ediyordu. Kahkahasını bastırdığını görebiliyordum.
'' Evet Ayhan bekletme beni çıkacağımız bir maç var '' dedi sesini sertleştirerek ben dayanamayıp kahkahalarla sarsılırken içeri gidip anahtarları aldım ve dışarı onun yanına çıktım.
'' Senden bir şey isteyeceğimi biliyorsun değil mi ? Benim de bir hakkım oldu artık '' dedim sesimi erkek sesi gibi çıkararak , sonuçta anlaşmamız vardı bu oyunu boşuna oynamıyorduk ama yine de emin olmalıydım 
Bana takdirle bakıp kahkaha attı askerlik arkadaşıymışım gibi sırtıma bir tane indirdi.
''  Biliyorum biliyorum ''

Arkadaşlar normalde burada bırakmayacaktım ama o kadar uzun oldu ki bu kadar da abartmayayım dedim :D bölümle ilgili yorumlarınızı bekliyorum sizi seviyorum :) multimedyaya Kıvançı koyuyorum

Bana Aşık OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin