İşin Aslı

8.2K 281 58
                                    

Yere saçılan Kıvanç'ın favori içeceği mocha beynimi uyarıcı etkisini boğazımdan geçmesine gerek olmadan göstermişti. Kıvanç kafasını benim olduğum tarafa çevirdiğinde kapıların açılmasıyla öne atılan yarış atları gibi koşmaya başladım. Beni görmesini , benimle konuşmasını , bana bir şeyler açıklamasını istemiyordum. Beni aldatmadığını biliyordum benden bıkıp eski sevgilisine geri dönecek kadar benden sıkılmış olamazdı. O halde el ele burada ne yapıyorlardı ? Her ne olursa olsun Bana neden yalan söylemişti ve bu affedilebilecek bir şey değildi. Kim bilir belki de benimle olduğu için pişman olmuştu ve yürütemeyeceğini düşünüyordu , hiçbir şey anlamıyordum. Sadece ona sinirliydim onun beni aldatmadığını bilsem de öyle hissetmeye devam ediyordum. Sahile kadar koştum, hiç koşmadığım kadar hızlı sadece koştum, boş bulduğum ilk banka oturarak ellerime yüzümü hapsettim ve ağlamaktan başım çatlayana kadar ağladım.

Neden Defneyi dinlememiştim ki bütün erkekler aynıydı değer bilmiyorlardı hayatım boyunca birine kendimi adamıştım ve o fırsat bulduğu ilk anda soluğu eski sevgilisinin yanında almıştı. Sadece birkaç gün önce ona ilk defa seni seviyorum demiştim sadece birkaç saat önce onun için sürpriz hazırlıyordum o ise eski sevgilisiyle kahve içerken bana migrenin tuttuğunu söylüyordu ve eski sevgilisiyle programı bittikten sonra da benimle sinemaya gidecekti ben hiçbir şey bilmeden saf saf sırıtacak ve akşam uyumadan önce yine onu düşünecektim peki o İkimizi birden mi yürütmeyi düşünüyordu acaba? Niyeti her neyse öğrenmek bile istemiyordum , o kızın ona bakışları o kadar netti ki resmen her saniye aşkını belli ediyordu , Kıvanç nereye hareket etse oraya ondan önce varıyordu , ağzından ona karşı bir kelime çıkacak diye dudağının ucuna bakıyordu. Bunları görmesine rağmen laf olsun diye bile onunla arkadaşca kahve içemezdi onlar arkadaş değillerdi çünkü, Kıvanç ona karşı bir şey hissetmese bile Eylül kesinlikle hissediyordu. Anlamıyordum orada olmalarını açıklamak için hiçbir bahane bulamıyordum bu beni deli ediyordu ağlamamı şiddetlendiriyor ve daha da güçsüz ve basit hissetmeme sebebiyet veriyordu. Kıvanç'ın artık tamamen benim olduğunu düşünmem aptallıktı , sonunda mutlu olacağımı hiçbir sorun çıkmayacağını düşünmem hataydı daha kaç yaşındaydık ki ben kafamdan evlilik planları yapıyordum. Neden her şeyi bu kadar abartıyor en sonunda yere çakılıyordum , keşke ondan hiçbir beklentim olmasaydı da bu kadar üzülmeseydim , keşke bir insanın bir diğerine güvenebileceği en son raddede ona güvenmeseydim de şu anda kendimi bomboş hissetmeseydim.

Keşke keşkelerim olmasaydı yani hiç Kıvanç'ı sevmeseydim. Her şey daha kolay olurdu. Sonra bunu düşündüğüm için kendime sinirlendim onunla yaşadığım birkaç gün bile vazgeçilemeyecek kadar güzeldi adeta cennetin spoileri gibiydi benim için.

'' Abla iyi misin ? '' sesi duyduğumda ellerimi yüzümden çektim başımda iki tane kız duruyordu kıvırcık birbirin kopyası yapıdaki saçları gevşekçe toplanmıştı ikisinin de özensiz giyinişleri vardı hatta bu kıyafetlerin kendileri için olmadığı bile belliydi

'' İyiyim '' dedim onlara zoraki gülümseyerek

'' O zaman böyle gül abla gülmek çok yakışıyormuş sana '' dedi diğer sarı saçlı küçük , ikisi de bana çocukca ama öyle güzel güldüler ki ikisinin de ön dişlerinden biri yoktu daha tüm dişlere bile sahip değilken , bembeyaz olmayan o dişleriyle öyle bir güldüler ki bu gülüş gözlerimi kamaştırdı , saf ve içten daha azı değil bir gülümsemeyi mükemmelleştiren sadece buydu. Onlara bakıp kendi dertlerimin ne kadar saçma olduğunu fark ettim. Kış geldiğinde üstlerine giyecek kazak bulamayacaklardı kim bilir şimdi de açlardı belki.. Anneleri , babaları kim bilir neredeydi onlar ise gelmiş temiz kalpleriyle bana iyi olup olmadığımı soruyorlardı.

'' Gördüğüm en güzel gülümseme sizde kızlar '' dediğimde birbirlerine gözlerini şaşkınca bakıp güldüler fakat bu sefer utangaç bir şekilde ağızlarını elleriyle siper ederek.

Bana Aşık OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin