Parti

16.2K 444 18
                                    

Tabi ki içim içime sığmıyordu sonunda parti günüydü ve aksam Kıvançla dışarı çıkacaktık. Sadece ikimiz. Kendi kendime gülerek oturduğum yerden kalktım. Aldığım elbiseyi 1246. Defa üstüme giydim ve nasıl durduğuna baktım. Ben elbise giymeye alışkın değildim kendimi tuhaf hissediyordum ama sevimli göründüğümü inkar edemezdim. Zaten her zaman sevimli görünürdüm güzel değil. Bu düşünceyle yüzümü ekşittim elbiseyi incelemeyi bırakıp Kıvanç defterime onun kahvaltıdaki halini çizmek için resim masama oturdum. Malzemeleri çıkarmışken beyaz elbisemin mahvolma ihtimalini göze alamayacağımı düşünerek tekrar pijamalarımı geçirdim üstüme.
Masama tekrar oturduğumda Kıvançı nasıl çizmem gerektiğini düşündüm. Kahvaltısından sonraki sandalyeye yayılmış abimle bana gülümseyerek bakarkenki halinde karar kıldım. Bana gülümseyerek bakmasını seviyordum. Kıvanç defteri onu gördüğüm günlerde Kıvançla ilgili bir kara kalem çalışmamla oluşuyordu ve defter sayısı gerçekten fazlaydı. Ama bu tuhaf karşılanmamalıydı çünkü ben her gün en az 10 resim çiziyordum. Bana ilginç gelen insanlar, surat yapıları farklı olan insanlar , annemin abimin babamın bütün arkadaslarımın hepsinin bir sürü kara kalem çalışması vardı tabi Kıvançı çizdiklerimin sayısı çok daha fazlaydı ve onu çizdiklerim için ayrı defter kullanıyordum onlar da Kıvanç defterleriydi ama bu hoşuma gidiyordu. Kıvanç istedi diye Eylülü bile çizmiştim ki bu gerçekten acı vermişti. Bu zamana kadar Kıvançın çıktığı kızların hiçbirini çizmemiştim bir lanet olarak hepsini en ince ayrıntısına kadar incelemiş hafızama atmıştım ve bunu da yapmak istemiyordum onları hatırlamak istemiyordum kafamda onlarla kendimi karşılaştırmak benim ne eksiğim olduğunu düşünmek istemiyordum. Eylülü çizdiğimi hatırladığımda Kıvancın masada duran ellerini çiziyordum kalemi hırsla fırlatarak resmi yarım bıraktım. Eylülle tekrar barışacaklardı ve ben buna engel olamayacaktım acilen bir şeyler yapmam lazımdı. Sandalyemden kalkıp odamın içinde dolanmaya başladım. Ama ben ne yapabilirdim ki ? Kıvançı Eylülden daha önceki sevgililerinden ayırma planlarım işe yaramıştı ama bu kızdan ayrı bir nefret ediyordum bu yüzden olmuyordu işte. Kıvançın eski sevgilisi Gökçeyi düşününce kıkırdamama engel olamadım.
Gökçeyle muhabbet ederken Kıvançın nefret ettiği şeyleri Kıvanç bunlara bayılır diye anlatmıştım, Gökçe de benden sonra bütün anlattıklarımı tek tek denemiş ve Kıvançı kendisinden soğutmuştu.
Eylüle bakmaya bile dayanamıyordum değil onunla konusmak. Düşüncelerimden sıyrılmaya çalışarak telefonumu aldım. Kıvançın hala uyuyor olma ihtimaline karşı ona mesaj attım telsizle uyandırmak istemiyordum perdesi de kapalıydı.
" Akşam kaçta gideriz hala uyuyor musun tembel ? " yazdım
" 5te gideriz Kayrayla Hazalı gidecekleri yere bırakırız ufaklık"
Yazdığında onun evde olmadığını anladım.
" Nerdesin sen ?"
" İşim var demiştim sana"
" Ne işin var gizemli çocuk"
" Merak seninle bütünleşeli uzun zaman oluyor artık ayrılın , 5te görüşürüz " yazdı.
Ekrana sinirli bakışlarımı gönderirken telefonu sıkıyordum. Nerede olduğunu neden söylemiyordu ki ? yoksa Eylülün yanında mıydı? Ona cevap atmak yerine telefonu yatağa attım. Yataktan kalkarak abimin odasına yürüdüm kapıyı tıklatıp içeri girdim saat 14 olmustu ve abim hala yatakta yüz üstü yatıyordu suratının yarısı yatağın dışında sağ ayağı diğer taraftan çıkmış üstündeki pike üstünü kapatmayacak şekilde yanına düşmüştü. Bu haline gülüp yanına gittim onu sertçe dürttüm ama elimi ittirerek
" Aryaa " dedi bu defol git demekti ama canım sıkılıyordu bu yüzden onu dürtmeye devam ettim
" Saat kaç farkında mısın abi "
" Git başımdan " dedikten sonra kafasının altındaki yastığı dibinde olduğum için gözleri kapalıyken yüzüme fırlatabildi. yastığı düştüğü yerden alırken abime yastıkla vurmaya basladım
" Kalk diyorum canım sıkıldı "
" Gidip Kıvançla uğraşsana sen " dediğinde yastıkla ona vurmayı bırakıp kafasına attım yatakta sırt üstü olacak şekilde döndü ve doğruldu
" Kalktım oldu mu ?" Dediğinde ona kocaman gülümseyip yatağa yanına oturdum.
" Akşam Hazalı nereye götüreceksin"
" Tanıştığımız cafeye " derken gözlerini ovuşturuyordu.
" Hm güzel fikir aynı masaya da otuttur çünkü sen klasiksin her zaman aynı şey"
" Ne yapayım bayan çok bilmiş " dedi ve tikim olduğunu bildiği için belime dokundu ay deyip çekilirken her zamanki gibi sırıtıyordu.
" Farklı bir şeyler yapın bence daha eğlenceli şeyler " dedim
" Biz nerde olursak olalım eğleniyoruz Arya ortama gerek yok" dedi kendince artistik bir şekilde
" İyi sizi biz bırakacakmışız sanırım Kıvanç babasının arabasını alacak" dedim
" Tamam Hazala söylerim hazır olur o saate " dediğinde artık konuya girebilirdim
" Ee dün ne yaptınız sen tam bir anlatsana kahvaltıda geçiştirdiniz " dedim
" Ya sen ne yapacaksın Arya ne yapacaksın yani hesap mı vericez sana "
Somurttuğumu görünce dayanamadı
" Eylülü konuştuk işte abicim ne yapacağız "
" Ne konuştunuz benim yüzümden ayrıldılar diye kötü hissediyorum " dedim yalanın da böylesi barışmasınlar diye dilek ağaçlarına kurdele bile bağlayabilirdim
" Ya barışır onlar sen takma , ayrıca bu akşam Kıvançın yanından ayrılma ne içeceksen önce ona içir " sırıtıyordu şimdi de.
" He abi zaten ben padişahım zehirleyecekler beni önce Kıvanç denesin diyor ya ''
'' Sen beni dinle '' dedi uyarıcı ses tonunu kullanarak böyle konuştuğunda komik oluyordu yataktan onu zorla kaldırdıktan sonra bir şeyler atıştırdık yemeklerimizi yedikten biraz sonra kapı çaldı. Gelen beni süslemeyi kendine görev edinmiş Pelin olmalıydı. Bu saatlerde gelirim demişti.Ona partiden bahsettiğime pişman olmuştum zaten bizim eve gelmek için yer arıyordu beni süsleme bahanesiyle abime göz süzmek amaçlı geliyordu resmen geleceğini abime söylememiştim çünkü Pelinin ilgisinin abimi boğduğunu görmek hoşuma gidiyordu ve Pelinin geleceğini bilse evde oturmazdı. Hoşnutsuzlukla kapıyı açtığımda bana samimiyetsiz gelen bir sarılmayla sarıldı. O sarılırken abimin ona görünmeden yukarı çıkma çabasını görüp kendi kendime kıkırdadım ona acıyıp Abim rahat rahat kaçsın diye Pelin benden tam ayrılacakken onu kendime çekip biraz daha sarıldım. Abim de bana geldiği kapının önünden selam çakıp içeri girdi. Salona geçtiğimizde gözleri abimi aradı ama bir şey söylemedi kaç dakika daha dayanacaktı merak ettim.
" Partiye az kaldı üstünü giy de makyaj yapalım sana " dedi balkona doğru yürürken, abimin orada da olmadığını görecek ki benim cevap vermeme fırsat vermeden
" Kayra nerede ? " Dedi evet 5 dakika dayanmıştı abimi sormadan bu da bir başarıydı tabiki.
" Bilmem ki nerede o hep bir yerlerde " diye kaçak bir cevap verdim.
" Zaten sen beni süslemeye gelmedin mi ? " Diye devam ettim gülümsememi bastırmaya çalışarak
" Tabi ondan " derken gözlerini devirmişti. Doğrusu Pelin güzel bir kızdı en azından ne giyeceğini nasıl makyaj yapacağını ve kendine bakmayı biliyordu. Onunla o kadar zıttık ki fakat bugun suratıma yapacaklarına ses çıkarmayacaktım çünkü güzel görünmeliydim.
Merdivenleri çıkıp odama girdik.
" Üstünü giy de ona göre makyaj yapalım " dedi
" Tamam " deyip elbisemi askıdan aldım banyoya girip hızlıca giyindim. çıktığımda Pelin beni baştan aşağı süzdü.
" Eee nasıl buldun " dedim bir tepki vermemesine sabırsızlanarak
" Çok sevimli olmuşsun gel otur " dedi
Suratından beni pek beğenmediğini anlamıştım sinir olarak dediği yere oturdum. Elinde ben banyoda üstümü giyerken fişe takıp ısıttığını düşündüğüm düzleştirici vardı. Saçlarımı düzleştirdikten sonra aynaya bakmak istedim ama izin vermedi
"Dur en sonunda göreceksin"
Çantasından makyaj malzemelerini çıkararak masama koydu. En azından benim makyaj malzemem olmadığını tahmin edebilmiş diye düşündüm. Suratımı kendi boyalı suratına dönüştürmemesi için onu uyardım. İşini bitirince bana bakıp sırıttı.
" Gerçekten makyaj yapmalısın sen " dedi
" Boya küpü olmayı sevmiyorum " dedim bozulduğunu gördüm ama ben böyleydim sözümü sakınamıyordum ağzımdan çıkıveriyordu. zaten kirpiklerimi çekiştirmek istiyordum suratımda bir katman daha vardı sanki dokunsam elime boyalar gelecek gibi hissediyordum. Boyaların olması gereken yer tuvaldi bu kadınlar neden bu makyaj işini bulmuşlardı ki. Kim başlattıysa herkes onun izinden gidiyordu ve ben de güzel görünmek için bunu yapmak zorunda kalmıştım. Kirpiklerimi yolma isteğime karşı koymayı başararak hevesle aynaya gittim.
Doğruyu söylemeliyim bu işi iyi becermişti suratımda onun kendi yüzünde olduğu kadar makyaj yoktu ve soft renklerle beyaz elbisemin masumluğunu yüzüme de yansıtmıştı. Dalgalı Saçlarım düzleştirilince daha uzun durmuş önüme dökülüyordu. Kendime mutlu bir şekilde gülümseyip elbisemi havalandıracak şekilde dönüp sırıttım.
" Teşekkür ederimm" dedikten sonra yanağına kocaman bir öpücük bıraktım ama bir sorun vardı ki dudağımdaki ruj suratına geçmişti. Bunu düşünmediğim için kendi kendime güldüm, suratını silmeye çalısırken Pelin de gülüyordu dudağıma sürdüğü ruju da bana verdikten sonra biraz muhabbet ettik saatin yaklaştığını görünce
" Ben artık gideyim " dedi Pelin
" Geçireyim seni " aşağıya indiğimizde gözleri hala abimi arıyordu.
" Kayraya da selamlarımı söylersin tabi annenle babana da "
" Tabi söylerim görüşürüz " dedikten sonra bana her zaman samimiyetsiz gelen öpme başlığı altında yanak dokundurma işlemini yaptı ama makyajlarımız varken başka bir şansımız yoktu.
O gidince merdivenleri ikişer çıkarak abimin odasına daldım. Pantolonunu giymiş gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. Beni görünce baştan aşağı süzdü. Ona özellikle bu elbiseyi göstermemiştim ne tepki vereceğini beklerken kapının önünde ellerimi önümde birleştirmiş sağa sola sallanıyordum şaşkın bir şekilde kaşlarını kaldırdı ilgiyle bana bakmayı kesip düğmesinin sonunu da ilikledi
" Kız gibi olmuşsun Arya " dedi sırıtarak
ondan başka bir tepki beklediğim için kafadan sorunlu olmam lazımdı zaten.
Yatağa yürüyerek oturdum
" Beğendin mi ?" diye üsteledim bana dönüp biraz daha baktıktan sonra
" Beğendim ama sen gibi değil bir garip" dedikten sonra üstündeki gömleği gösterdi
" Bu mu yoksa bu mu?" diğer desenli gömleği daha çok seviyordum ama abimin üstündekini Hazal almıştı
" Üstündeki kalsın , beğendin yani beni?"
" Beğendim ama bu süs neye anlamadım" dedi diğer gömleği askıya asarken
Odamdan gelen mesaj sesini duyunca ona cevap vermeden odama gittim
Kıvançtan geldiğini görünce gülümsedim.
" Abi Kıvanç geliyormuş çıkalım " diye seslendim.
Aceleyle beyaz babetlerimi giymek için ayakkabılarıma yürüdüm. Beyaz babetimin yanında duran annemin bana zorla aldırdığı ve hiç giymediğim beyaz önden çapraz bir şekilde açık olan dolgu topuk ayakkabıya baktım. O an gelen gazla ayağıma onları geçirip aynaya yürüdüm baston yutmuş gibi görünüyordum ama elbiseye yakışmıştı ve bacaklarım daha hoş görünüyordu. Herhalde yürüdükçe alışırdım topuğu o kadar yüksek değildi. Omuzlarımı dikleştirerek yatağın üstündeki çantama uzandım. Kapıdan abimle aynı anda çıktık bana bakıp sırıttı
" Onunla yeri öpeceksin Arya " pis pis kıkırdıyordu ama yanıma gelip kolumdan tuttu merdivenleri beraber indik. Dışarı çıktığımızda Kıvanç arabada bizi bekliyordu abim ön kapıyı bana açarak binmem için bekledi. Bugun kibarlığı tutmuş olmalıydı. Arabaya bindiğimizde Kıvanç şaşkınlıkla bana baktı
" Kelebek kozasından çıkmış " deyip bacağıma yavaşça vurdu
" Kelebek mi ? Arya ? " Abim arkadan kahkaha atıyordu. Şurada ayda yılda bir iltifat alıyordum onu da mahvediyordu.
Benim bozulduğumu anlayınca
" Sen ona ne bakıyorsun bu akşam bütün erkekler sana bakacak " deyip sırıttı
sen baksan yeter Kıvanç diyemedim tabi ki.
Abim yayıldığı koltuğunda dikleşip Kıvançın omzunu sıktı
" Göz kulak olacaksın yanından ayrılma " dedi. Benim zaten gülmekten yanaklarım ağrımış bir şekildeydi
" Valla biraz eğlenmek onun da hakkı çok merak ediyorsan Aryayı sen de gelecektin partiye "
bir an Hazalı da alıp partiye gelecek diye korktum hemen atladım
" Ben Kıvançın yanından ayrılmam abi" bana bakıp başını salladı.
Hazalın evinin önüne gelmiştik abim dikiz aynasından kendine baktı bu hali hoşuma gidiyordu ilk defa bir kıza değer veriyordu. Onların nasıl tanıştığını düşününce gülümsedim.
5 ay önce Kıvanç ben abim bir cafede oturuyorduk. Hazal da bizim arkamızdaki masadaydı tek basına oturuyor nescafe içiyordu belli ki birini bekliyordu. Abimle sürekli göz göze geliyorlardı.
" Bu kız gerçekten çok tatlı " dedi abim Kıvanç arkadan çaktırmadan kıza baktı
" Git konuş numarasını al " dedi aramızda her zaman bir iddialaşma bir yaparsın yapamazsın muhabbeti vardı oyun gibi bir şeydi. Bu yüzden ben de çok saçma şeyler yapmıştım ama abim için gidip Hazalla konuşması dönüm noktasıydı bence. Hazalla abimi gidecekleri yere bıraktıktan sonra hala uzun bir yolumuz vardı.
Bu yol boyunca ona bugun nereye gittiğini kaç defa sordum ama söylemedi. Sinirle onunla konuşmadım ve önüme döndüm. Bütün yol boyunca gittiğimiz yerin ne kadar uzak olduğundan şikayet etti ama en sonunda gelmiştik işte.
Bu parti üst dönemden Ege diye bir çocuğun partisiydi onu tanımıyordum bile ben buraya onun arkadasının arkadası tarafından davet edilmiştim ve bu ev gerçekten kocamandı fark edileceğimizi sanmıyordum arabadan indiğimizde Kıvanç yanıma gelip kolumu tuttu. Rahat yürüyebiliyordum ama yine de onun koluna yapıştım. Büyük bahçeyi insanlar doldurmuştu yaz tatili olmasına rağmen bu kadar insanın haberi olup nasıl geldiğine şaşırdım. Hareketli bir şarkı ortalığı kaplıyordu. Beraber bahçeye konulmuş uzun masalardan birinde ayakta durduğumuzda oturmak istiyordum çünkü ayakta durdukça ayağım ağrımaya başlamıştı ama burada oturmaya bir tek salıncak ve banklar vardı ve dolulardı.
Ayrıca inatla Kıvançla konuşmuyordum. Zaten bana bakmıyordu ortamı inceliyordu
" O kadar da kötü bir parti değilmiş" dediğinde dayanamadım
" Ben sana demiştim" bu cümleyi söylemek haz veriyordu ve bu yüzden bana nereye gittiğini söyleyene kadar ağzımı açmama prensibimi bozmuştum.
Bu sefer başkalarına bakmayı bırakıp bana döndü biraz geri gidip tamamen baktı arabada tam anlamıyla görememişti çünkü oturuyordum.
" Sen cidden süslenmişsin" şaşırdığı bütün mimiklerinden okunuyordu
yanıma yaklaşıp beni belimden kendine çekti. Bu hareketine içim çekildi bir an nefesini yanağımda hissedebiliyordum
" Seni bu hale getiren kim ? " Dedi
Kaşlarımı çatarak kafamı kaldırdım
" Kimden hoşlanıyorsun yani de böyle süslendin ?"
Bu çocuk gerizekalıydı hiçbir zaman anlamayacaktı galiba.
" Hoşlanmıyorum kimseden " dedim ve ondan uzaklaştım eh yalan değildi sonuçta hoşlanmıyordum deli gibi seviyordum.
Kendi kendine sırıtarak
" Tabi tabi sen varya sen " dedi
Kesinlikle emin olduğum bir şey vardı ki Kıvanç bana karşı hiçbir şey hissetmiyordu ama bugun en azından bir kız olduğumu fark etmişti.
o sırada Batunun bize doğru geldiğini fark ettim yanında da okuldan arkadaslarım Rana ve Fethi vardı.
Hemen bana sarıldı
Ve endişeli bir şekilde beni tutarak
" Arya iyi misin ? bir yerin acıyor mu ? çok acı çekmiyorsun ya ? " Dedi
Ne dediğini anlamamıştım yanlışlıkla düşmüştüm de haberim mi yoktu
" Anlamadım neden ki " dedim
" Cennetten düşmüşsün " dedi
Ben kahkahalarla gülerken Rana " Ayy iğrençsin "diyordu ama gülüyorlardı.
Arkamda olan Kıvança döndüm
" Hepiniz ergensiniz diyorum " dedi. sonrasında Rana ve Fethiyle de selamlaştık.
" Ergeniz sorma bütün kızlar Egenin abisi nerede diye sorup duruyorlar onun olmadığı tek muhabbet çevresi burası sanırım" Fethi Ranaya bakarak somurttu
" Ne var merak ettim ben de " dedi Rana.
Kıkırdayarak atladım
" Burada o muhabbet yapılmayacaktı belki konuyu sen açtın farkında mısın ?"
Batu hala bana bakarak gülümsüyordu konuyla ilgisiz olarak basını iki yana salladı
" Gerçekten çok güzel olmuşsun"
Batu benden hoşlanan tek erkekti ve iğrenç esprilerinin dışında gerçekten komik olabiliyordu. Ona baktım bu aksam için kendine özen göstermiş olduğu belli oluyordu. Kıvanç ise buraya bizim zorumuzla dışarıda bana söylemediği gizli işinden sonra kot t shirt gelmişti. Ama benim için ortamdaki ilgi çekici tek erkek oydu.
Batudan ben de hoşlansaydım işler daha kolay olabilirdi. Hala bana iltifat ediyordu gülümseyince yanağında beliren gamze onu daha da sevimli yapıyordu bu hali hoşuma gitmişti. Kıvanç içecek bir şeyler almak için bizi yalnız bırakmıştı ve hala gelmemişti biraz muhabbet ettikten sonra Rananın yanına gidip lavaboya dedim. Çünkü nerede bulacağımı bilmiyordum tek başıma olmamdansa arkadasımın olması iyiydi. Yoksa toplu tuvalet seanslarını tasvip eden biri değildim. Kızlar sürü halinde neden gidiyorlar anlamazdım. beraber bahçeyi eve bağlayan camdan kapıdan geçtiğimizde topuklu ayakkabılara lanet ediyordum. Bunlarla komik yürüdüğümün farkındaydım ayrıca acı veriyorlardı Hangi akla hizmet giymiştim ki ben bunları.
lavabodan çıktığımızda yine bahçeye yerimize gittik ama hala Kıvançı görememiştim. Onların yanında bir süre bekledim ama yoktu. Tek basıma onlardan ayrılarak bahçede yürümeye başladım yürümeye çalıştım da denilebilir tabi ama yoktu içeri geçtim her yere bakmıştım artık bir sürü insan vardı ve belki de bu yüzden onu görememiştim. Kafamı umutsuzca içkilerin olduğu yerin sağına çevirdiğimde Kıvançı koltukta otururken gördüm bana arkası dönüktü Ve sadece saçını görmüştüm ama o olduğunu anlayınca rahat bir nefes alıp onu tam görüş alanıma alacak şekilde ilerlediğimde onun yalnız olmadığını yanında da bir kız olduğunu gördüm kızın suratını tam göremiyordum ama zaten kim olduğu önemli değildi o kızın siyah saçlarını kulağının arkasına atıyordu ve ikisi de gülüyordu birbirlerinin arasında çok az bir mesafe vardı. Karnıma bir ağrı girerken olduğum yerde kıpırdamadan durdum. Kıvanç kızın saçını kulağının arkasına attıktan sonra elini çekerken kızın yanağını hafifçe okşadı. Karnımdaki ağrı kalbime vururken boğazımda oluşan yumruyu yutkunarak geçirmeye çalıstım ama geçmiyordu. Kız Kıvança biraz daha sokuldu ağlamamak için tırnaklarımı avcumun içine geçirdim.
Ağlama! Ağlama sakın!
Daha fazla izlemeye dayanamayacaktım arkamda olan merdivenlere yönelip üst kata çıktım ya da kendimi üst kata attım denilebilir gözlerimden yaşlar süzülüyordu benim isteğim dışında oluyordu durduramıyordum ve şu an tek istediğim bağıra bağıra ağlamaktı. ikinci katta hala parti devam ediyordu bir üst kat daha olduğunu gördüm hemen o merdivene yöneldim burası daha sakindi. Merdivende bana tip tip bakan sarılmış iki sevgilinin yanından geçip kendimi bir odaya attım. İçeride ışık yanmıyordu kimse yoktu yani en sonunda kendimi koyvererek ağlamaya başladım. Işığı açma gereksinimi duymadan el yordamıyla kimin olduğunu bilmediğim büyük yatağa kendimi attım ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım
Ben onun için süsleneyim, her şeyi onun istediği gibi yapmaya çalısayım, onun için uğraşayım ama o beni hiç fark etmesin. Neden ? benim o aşağıdaki kızdan ne eksiğim var neden bana bir kez olsun bakmıyor. Her an yanında olduğum halde beni neden görmüyor. Gözümün önünde bir sürü kızla çıkmıştı ama daha dün Eylülden ayrılıp şimdi bir kızla flörtleşiyor olması ve ben tam o sonunda benim olabilir dediğim zaman hiç tanımadığı biriyle bu kadar yakın olması? neden böyle oluyordu ki benim yakınımdayken neden benim hiç bir zaman yanımda olmuyordu! neden en umut bağladığım zamanda beni yüz üstü bırakıyordu
İçimde birikenleri atmak istercesine ağlarken yastığa uzandım bir yandan
" Aptal Kıvanç ben süsleneyim sen başkasına git maymun gibi oldum resmen süslendim senin için salak aptal nefret ediyorum ben aptalım gerizekalıyım ben. Hiçbir zaman görme sen beni" burnumu çekerek yastığa vurmaya devam ettim en azından bu rahatlatıyordu
" Nefret ediyorum gerizekalı salak salak salak benim asıl benim salak" gözlerimi elimle sildim o zaman makyaj yaptırdığımı hatırladım
" Ben makyaj bile yaptırdım " diye inledim
" Senin için senin için hep senin için" hala sövmeye ve saymaya devam ediyordum ama bir ses duydum bir ayak sesi anında sesimi kestim gözümden akan yaşlar durmuş kalbim patlayacak gibi atıyordu
Lanet olsun odada biri vardı daha doğrusu balkonda biri vardı ve şimdi odaya giriyordu ya beni duyduysa ah tabiki duymuştu bağıra böğüre ağlıyordum burda yataktan adeta atlayarak kapıya gidip kaçmayı denedim fakat yatakla kapı arasındaki mesafede ayağımı burkup yere yığılmıştım
Büyük adımlarla benim olduğum tarafa birinin ilerleyince onun erkek olduğunu anladım adımlarından anlaşılıyordu
" İyi misin ? " Dedi bu sesi tanımıyordum ama endişeli geliyordu cevap vermedim hala kaçabilir miyim buradan diye kalkmaya çalısıyordum ama o ışığı yaktığında artık çok geçti.

Arkadaşlar resimde Arya var ve bu bölüm cidden çok çok uzun oldu. Oylarınızı eksik etmeyin teşekkür ederim :)

Bana Aşık OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin