Kahvaltı

15.5K 442 16
                                    

Sabah kalkar kalkmaz ilk yaptığım yanımdaki telsize uzanıp Kıvançı korkunç bir şekilde uyandırmaktır. Bu sabah da hiçbir şey değişmemişti gözlerimi tam açamamış halimle doğruldum komidindeki telsize uzandım. Uykulu sesimle bağırabildiğim kadar bağırdım.
" Günaydın " bütün harfleri uzatarak söylemiştim. kıvançtan ses gelmeyince peş peşe durmaksızın günaydın demeye başladım.
" Uyuyacağım tamam "
Oldukça uykulu gelen sesi beni neşelendirmişti. Onu her sabah uyandırmak benim rutinimdi uyumak için telsizini kapatırsa o gün içinde ona işkence edecek türlü şeyler düşünüyordum ve telsizi kapattığına pişman ediyordum o da bunu göze alamıyordu. Dün gece ben uyurken o hala eve gelmemişti bu yüzden ona acımadım.
" Uyan Kıvanç , tamam "
" Telsizi kıracağım sesini kes tamam "
" Kafanı kırdırma bana Kıvanç "
Artık tamamen ayılmıştım ayağa kalkıp lavaboya yürüdüm. Yüzümü yıkadıktan sonra telsizi alıp aşağı indim. Babam işe gitmeden kahvaltı niyetine bir kahve içmiş olmalıydı onun da yarısını bırakmıstı bardağın içindekileri dökerken Kıvançın hala cevap vermemiş olmasını umursamadan
" Kahvaltı hazırlıyorum kalk gel , tamam "
" Senden kurtuluş yok mu cadı " sesini duyduğumda sesi o kadar uykulu gelmiyordu. Ne yapmış etmiş yine uykusunu kaçırmıştım. Kendi kendime sırıttım.
" Herkes uyuyor tek başıma kahvaltı edemeyeceğim çabuk gel " dedim peynirleri dolaptan çıkarırken.
Artık abimle annem uyanmasın diye ses çıkarmamaya çalışıyordum ama merdivende ayak seslerini duyunca pek başarılı olamadığımı anladım
" Bu saatte uyumaktan daha normal bir şey yok çünkü ama geliyorum , tamam " dedi Kıvanç.
Abim en sonunda gözlerini ovuşturarak merdivenleri indi
" Şu yüzünü yıka pis " dedim ona bakarak
Bana suratını ekşiterek yanıma geldi beni ittirerek mutfağın musluğunda yüzünü yıkarken ona cırlıyordum
" Bunu lavaboda yapacaksın lavaboda ne pissin abi ya "
" Çok konuşma sabahın köründe vır vır " dediğinde ona dil çıkardım.
masaya çıkarttığım peynir dilimlerinden birini eliyle alıp ağzına attığında ona onaylamayan bir bakış yolladım.
" Hazalın yanında kibarlık budalası bizim yanımızda tam bir hırbo " dediğimde yanağımdan bir makas alıp masaya oturdu
" Birazdan Kıvanç da gelecek "
" Anladık onu çocuğu rahat bırakmıyorsun zaten "
" Ben sağlıklı bir yaşam taraftarıyım ya da gecelere aktığınızda beni de götürmenizin , götürmezseniz sabah böyle uyandırırım işte " dedim ona diklenerek
" Gecelere aktığımız yoktu " dedi abim ağzına bir şeyler tıkıştırırken o sırada kapının tıklatılmasıyla kapıya koştum açtığımda
Kıvanç uzun şortu üstüne düz t shirtü karışmıs saçları ve elinde simitlerle bekliyordu. O kadar tatlıydı ki uzanıp saçlarını biraz da ben karıştırdım ama benden kaçarak içeri girdi.
" Günaydın Kayra " dedi abime ve elindeki simitleri masaya koydu, abim hemen bir tanesine uzanırken
" Günaydın Kıvanç görüşmeyeli geçen 5 saattir nasılsın acaba " dedikten sonra Kıvançın cevabını beklemeden bana döndü
" Yeterince kibar mıyım kardeşim ? " Dedi
Sırıtarak " bir hırboya göre iyi bir performanstı " dedim ve onların yanına masaya gelerek abimin yanına kıvançın karşısına oturdum.
" Eee dün ne yaptınız " dedim tabağıma bakarak ve ağzıma bir domates attım.
" Dertleştik " dedi Kıvanç
" Evet arkadaş senin yüzünden sevgilisinden ayrıldığı için " diye devam etti abim
" Ne? " dedim ağzımdan çıkıveren şaşırdığımı gösteren özlü söz.
şu an kulaklarıma inanamıyordum. Tekrar ne???? kıvançla Eylül ayrılmışlar? Benim yüzümden ? Duyduklarımın doğruluğuna güvenmesem de bu cümle o kadar hoştu ki sırıtmamak için kendimi zor tuttum ağzıma bir şeyler tıkıştırdım hemen.
Ağzımda hala yemek varken elimi ağzıma götürerek Kıvancın cevabını bekledim
" Kendini kötü hissetmeni istemiyorum senin yüzünden değil Kayra saçmalıyor "
" Adama bak arkadas dün tavsiye isterken benden şimdi saçmalıyor oldum " dedi abim cıklayarak
" Biri bana ne olduğunu tam olarak anlatabilir mi ? " Dediğimde abim tam atlayıp bir şeyler söyleyecekken Kıvanç
" Seninle bu kadar yakın olmamı istemiyormuş sığınağa gitmemi istemiyormuş falan " dedi kaşlarını aman dercesine anlık kaldırıp indirdikten sonra ağzına simitinden bir parça koparıp ağzına attı.
şu an neler hissettiğimi kimse bilmiyordu bugun ne kadar güzel bir gündü böyle. odama çıkıp yatağın üstünde zıplamak, bütün hareketli parçalara eşlik etmek ve deli gibi oynamak , bir cafeye gidip herkese benden çay demek istiyordum!
Onun yerine
" Neden benimle yakın olmanı istemiyormuş? " dedim
" Sen neye sırıtıyosun Arya ? " Dedi abim her zamanki gibi kafama vurarak.
sırıttığımın farkında değildim suratımı ifadesiz tutmayı beceremediğim için bile üzülemeyecek kadar mutluydum.
" Biz seni 3 defa yukarı attık da 2 defa mı tuttuk acaba ? " Dedi abim kocaman sırıtarak. Omzuna geçirdiğim yumrukla sustu. Kıvanç kahvaltısını bitirmiş arkasına yaslanmış sırıtıyordu.
" Bundan vazgeçmemi nasıl bekleyebilir ki ? " Dedi.
Ben seni yerim be dememek için kendimi zor tutuyordum hem zaten işin ayrıntılarını öğrenmem lazımdı. ona kaşlarımı çatarak baktım
" Dökül bakalım hadi " dedim
sandalyesinde doğrularak
" Anlattım işte sen neden sırıttığını söyle asıl " dediğinde diyecek bir şey bulamadım
" Yoksa benim üzüntümden Zevk mi alıyorsun? " diye devam etti somurtarak
" Hayır onu bana tercih etmemene sevindim " diyebildim. Abim çayının son yudumunu da içtikten sonra hiçbir şey demeden masadan kalkıp merdivenlere yöneldi.
" Herkes sınırını bilmeli Aryacığım hem iyi oldu sakın üzülme barışırız elbet " dedi
Allah korusun neden barışıyosunuz ne güzel ayrılmışsınız ne gerek var!
" Barışırsınız tabi " dedim
" Hem akşamki partiye de ikimiz gideriz ayrı olmasaydık Eylül de gelecekti sonuçta "
" Anlayamadım ? sen Eylülü de mi getirecektin aksamki partiye yani! " sesimin kızgın çıkmasına sevinmiştim. Ben bu aksam için planlar yaparken Eylülün yanımızda olacağını öğrenseydim delirirdim herhalde. Şimdiyse ayrılardı. Hem de benim için ayrıldı Kıvanç ondan.
" Tabiki o da gelecekti Arya neyse benim işlerim var " dediğinde onun işlerinin olmadığını eve gidip uyuyacağını biliyordum çünkü hala ara ara esniyordu. Aksama benimle uykulu ve yorgun gelmesini istemediğim için ses çıkarmadım ayağa kalktığında onunla kapıya geçirdim çıkarken yanağımdan abimin sabah yaptığı gibi makas aldı
" Aksam görüşürüz ufaklık " dedi ve dönü evine yürümeye başladı
" Görüşürüz " dedim sırıtmamı artık bastıramayarak.
Sonra koşarak odama çıktım kendi etrafımda biraz döndükten sonra yatağa çıkıp kahkahalar atarak zıpladım.
Benim için Eylülden ayrılmıştı benim için !

Bana Aşık OlHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin