evett kötü şeyler olacak demiştim.. bu arada bu kadar erken bölüm atmamı beklemiyordunuz demi?.. dayanamadım ne yapayım?.. sırf bölüm yazabilmek için dün çok geç uyudum.. bugün de biraz erken kalktım ve bölümü tamamladım. bu bölümü yazarken yeri geldi üzüldüm. yeri geldi mutlu oldum. açıkçası içime sinen bir bölüm oldu sizde umarım beğenirsiniz. hepiniz çoook seviyorum mavi kalplerimm 😍😍😍😍😍😍💙💙💙💙💙💙💙😍😍😍😍😍😍😍
ASENADAN..
odamın kapısının çalmasıyla " gel" dedim. ayla ile odalarımız aynı bu arada. gelen kişiye baktığımda onur'du. şaşırmadım çünkü genellikle benimle vakit geçirirdi. hatta birlikte uyuduğumuz zamanlar bile olmuştu. onu seviyordum ama ya o beni sevmiyorsa?.. bundan korkuyordum.. gelip karşıma oturdu ve " asena ne oldu?" demesiyle şaşkınca ona baktım. ne olmuştu ki?.. yani tamam, duygularımı saklama konusunda çok iyiyimdir ama abimden saklayamam çünkü hareketlerimden bile anlar. onurdan da saklayamıyorum çünkü o da anlıyor. ama şuan gerçekten iyiyim. " ne oldu ki?, şuan gerçekten iyiyim." dememle onur " ama bir şey olmuş. kafana bir şeyi mi taktın?" dedi.
" aslında.. tamam saklamayacağım. evet" dememle onur elini yanağıma koydu. " tamam işte ben de onu soruyorum. ne oldu?" dedi. " abim.." dememle hafif kaşını çatıp, " ne oldu alparslan'a?" demesiyle " ya ne bileyim iyi değil. zaten geçen gün hastaydı. sonra sürekli dalgın, düşünceli.. böyle olunca aklıma takılıyor işte." dedim. onur da gülüp " asena, sebebini bende bilmiyorum. ama bence eğer önemli bir şey olsaydı söylerdi. ayrıca annem söylenmeye başlamadan kahvaltıya gidelim bence.. biliyorsun zaten kumsal gitti." demesiyle gülüp kafamı salladım. o önce çıktı, çünkü ev serindi. üzerime bir hırka aldım ve aşağı indim..
aşağıda defne teyze sofrayı son bir kez düzenliyordu. benim canım ikizim ise sofraya oturup, her zamanki gibi abim gelmeden egeyle son samimi konuşmasını yapıyordu. defne teyzenin yanağını öpüp ikizimin yanına oturdum. onur ile karşı karşıya geliyordum. defne teyze de kumsala söylenmekle meşguldü. iki dakika sona abim geldi ve sofraya oturdu. ben de " abi bugün ne yapacaksın?" dememle abim bana bakıp " tabura gideceğim. biraz içtima yaptıracağım ve yapacağım. sonra eve gelirim" demesiyle gülüp " tamam" dedim. bir anda " abi bana silah kullanmasını öğretir misin?" dedim. abim kaşlarını çatıp " ne gerek var? öğrenip, ne yapacaksın? boşver asena" demesiyle azıcık sinirlendim ve " ama ya eve baskın yaparlarsa?" dememle abim biraz düşündü.
sonra " asena dövüş biliyorsun zaten. silahlı kişiler içinde dövüş biliyorsun, gerek yok. öyle bir şüphem olursa öğretirim." deyip sofranın üstüne koyduğu silahını beline taktı ve montunu giyip evden çıktı. abimin arabasının sesi gelince gittiğini anladım. o sırada mert amca " kızım silah kullanmasını neden bu kadar öğrenmek istiyorsun? abin gerek görürse öğretir zaten." haklıydı aslında. dövüşü bana abim öğretmişti. aslında aylaya' da öğretmeye çalıştı. bakın sadece çalıştı diyorum çünkü canım ikizim öğrenmek istemedi. yalvar yakar abimi vazgeçirdi. ama keşke öğrenseydi. neyse onun tercihi sonuçta ama aylayı çok sinirlendirirsen ve karşıdakiler kız ise ayla benden bile iyi döverdi. eh kimin ikizi..
ALPARSLANDAN..
tabura gelmiştim ama şuan bizim tim ile bahçede oturuyoruz. içtimayı birazdan yaptıracağım, özlemişim ya. bu arada bizimkilerle sadece üstümüzde üniforma olduğu zamanlar ve taburda olduğumuz zamanlar komutanım derlerdi ve derdik. mesela şuan taburda olduğumuz için ve üstümüzde üniforma olduğu için komutanım diyorduk ve diyorlardı. o sırada farklı bir timden esma geliyordu. hayır ya! bu kızı hiç sevmiyorum, hatta nefret ediyorum. bir de kendileri bana takıntılı. esma' nın " alparslan?" demesiyle daha çok sinirlendim o kimdi bana alparslan diyordu?.. ayağa kalkıp üniformayı gösterip " esma şuan üstümüzde ne var? ÜNİFORMA! BU NE DEMEK?! AYRICA SEN BENİM TİMİMDEN DEĞİLSİN ONU GEÇTİM! BANA BİR DAHA ÜSTÜMÜZDE ÜNİFORMA VARKEN KOMUTANIM DEMEZSEN!! GEREKLİ KİŞİLER İLE KONUŞUP, SORUŞTURMA AÇARIM!! KARTAL TİMİ İÇTİMA YAPICAĞIZ, YÜRÜYÜN!!" onlar da emredersiniz deyip, kalktılar. hazırlanıp, içtima alanına geldik, tam başlayacaktık ki esma gelip " komutanım! siz zaten anca o yer faresini sevin!!" dedi.
kaşlarımı çatıp " KİM DEMİŞ?!" dememle " belli" dedi. ya bu rahatlık nereden geliyordu?! bir insan komutanıyla nasıl böyle konuşurdu?! yürek yemiş belli!! sinirli bir şekilde esmaya dönüp " SENİ İLGİLENDİRMEZ!! BENİM KİMİ SEVECEĞİMİ SEN Mİ SEÇİCEKSİN?! AYRICA HATIRLATAYIM KOMUTANINLA BÖYLE KONUŞAMAZSIN!!" diye kükrememle duraksadı. " özür dilerim.. EMREDERSİNİZ KOMUTANIM" dedi, tam gidiyordu ki " ESMA 450 TANE ŞINAV ÇEKİCEKSİN!!" dedim. " EMREDERSİNİZ KOMUTAIM" dedi ve gitti. " KARTAL TİMİ BUGNLÜK 150 ŞINAV, 150 MEKİK, 150 BARFİKS İSTİYORUM. 50 TURDA KOŞUCAĞIZ!" dememle " EMREDERSİNİZ KOMUTANIM!!" dediler ve başladık..
içtima bittiğinde duş almadan gidip esmayı kontrol ettim. gidip tim komutanına sordum, dediğimi yapmış. iyi, güzel. bende duş almaya gittim. duşumu aldığımda akşam olmuştu, üstümü değiştirip taburdan çıkıyordum ki biri serhat yarbaya nişan almış. silahımı çıkarıp, ilk önce olayı anlamaya çalıştım. sonra silahımı belimden çıkardım. yavaş bir şekilde yürüyüp, aynı zamanda adama nişan almıştım. " KOMUTANIM DİKKAT EDİN!!!" diye bağırdım ve adama ateşledim. hızlı bir şekilde serhat yarbaya yürümeye başlayınca bir başka birisi serhat yarbaya tekrar nişan almasıyla, hızlı bir şekilde şekilde adamı kafasından vurdum. bu sırada taburdaki çoğu kişi de nişan almıştı. ama serhat yarbaya en yakın olan kişi bendim. bir başka şerefsizi görünce onu da vurdum. sonra saklandım ama enayi beni görmedi ve resmen önüme kadar geldi. onu da saklandığım yerden zıplayıp, adamın boynunu kırdım. birkaç kişiyi daha geberttim. tabi bizimkiler de baya bir kişiyi gebertti. tabura nasıl bu kadar kişi gelmeye cesaret ediyorlardı?! serhat komutanda birkaç kişiyi gebertti.
ama görmediği bir şerefsiz ona sıkacaktı. tetiği çekmesiyle " KOMUTANIM!!!" diye bağırıp, serhat yarbayın önüne atladım ve tam o sırada silah patladı.. son duyduğum şeyler ise silah sesleri kesilmişti. sanırım kaçtı itler.. bir de bana sesleniyorlardı, gerisi karanlık...
YAZARDAN..
kumsal olanlardan habersiz bir şekilde arkadaşlarıyla konuşuyordu.. neyse biz tabura dönelim.. alparslan vurulmuştu, itler kaçınca alparslanın timi ve taburda olan kişiler alparslanın ismini söylüyordu veya sesleniyordu.. serhat yarbay da ambulansı aradı, alparslan serhat yarbay için kendini feda etmişti ki zaten onun yerinde kim olsa aynı şeyi yapardı.. kendilerinden önce silah arkadaşları gelir.. on beş dakika sonra ambulans geldi ve alparslanı hastaneye götürüyorlardı, alparslanın timi ve serhat yarbay da gidiyordu.. serhat yarbay aynı zaman da alparslanın telefonundan ailesine haber vermek istedi ama yanlışlıkla ikinci sırada kumsal olduğu için kumsalı aradı ve haber verdi.. sonra da defnelere haber verdi..
serhat yarbayın bilmediği şey ise kumsala haber vermemesi gerekiyordu ama çok büyük bir hata yaparak ona da haber verdi.. alparslan hastaneye geldi ve ameliyathaneye götürüldü.. serhat yarbay ve kartal timi de ameliyathanenin önünde bekliyordu.. çok geçmeden defneler de geldi.. herkes yıkılmıştı.. kumsal telefonları kırıyordu resmen.. kumsalın korktuğu şey başına gelmişti.. kumsal yıkılmıştı.. şuan arkadaşlarının yanında olduğu için arkadaşları sakinleştirip, teselli etmeye çalışıyordu ama kumsal onları duymuyordu bile.. sürekli abilerini veya ayla ile asenayı, babası arayıp duruyordu.. ilk başta kimse telefonunu açmasa da kumsal ısrarlı bir şekilde arayınca ege telefonunu açmak zorunda kaldı.. bir yandan kumsal ile uğraşıyorlardı.. bir yandan da alparslanı düşünüyorlardı.. ayla ise sürekli ağlıyordu, ayla doktordu ama cerrah olmadığı için ameliyata giremedi.. asena da onu sakinleştirmeye çalışıyordu ama asena da çok korkuyordu.. ya anneleri gibi abileri de onları bırakıp giderse?.. bundan çok korkuyordu.. defne.. defne zaten kendin de değildi.. deli gibi ağlıyordu.. denize söz vermişti.. çocukların bana emanet demişti ama alparslan vurulmuştu.. deniz babaları olduğu için haber vermek zorundalar.. bu yüzden mert arayıp haber verdi.. deniz de orada deliye döndü.. en yakın zamanda komutanından izin alıp, gelecekti.. herkes perişandı.. kimi burada.. kimi uzakta...
evett bence güzel bir bölümdü. umarım sizde beğenmişsinizdir mavi kalplerim. hepiniz çoook seviyorum kendinize iyi bakın :) size bu bölüm bir şeyler olacak demiştim. ve malesef hiç iyi şeyler olmadı. umarım beğenmişsinizdir kitabımı ve bu bölümü 😍😍😍😍😍💙💙💙💙💙😍😍😍
bölüm nasıldı?
alparslanın vurulmasından kumsalında haberi oldu.. ne düşünüyorsunuz?
deniz gelebilecek mi?
alparslan iyileşecek mi?
1203 kelime 💙💙💙 mavi kalplerle sevgiler 💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙💙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALPARSLAN
Adventureyeşil çay kitabının devamıdır. onu okumasanız pek bir şey kaybetmezseniz, okursanız konulara daha hakim olursunuz ama okumanıza gerek yok. Sadece askeri bir kitap değil! Çoğunlukla tatlı bir aşk hikayesi fakat askeri kısımlarda vardır. Hem Askeri bi...