mavi kalp ahalisiiiii, yazarınız geldiiiiiii 😂😂😂😍😍😍djjkfjnjkfj bir hoşgeldin alırım! dnjkdfj 😂 yani bilmiyorum ama belki ağlayabilirsiniz bölümde, ama emin değilim😍😂neyse iyi okumalarr ;)
tekrardan iyi okumalar...
AYLA'DAN..
her zamanki gibi sandalyede otururken ege de gözlerini açmıştı. bir anda gözüm koluna takıldı, kanser olduğunun belirtilerinden biri de herhangi bir yerinin morarmasıydı. şimdiye kadar ege de yoktu ama şimdi sağ kolunun hemen bileğinin üstü morarmıştı. gözlerim dolunca hızla yere bakıp gözyaşlarımı geri gönderdim.. ben ağlayamazdım çünkü ege vardı.
oturmaya çalışırken mert amca yardım etti, arkasına da başka bir yastık koymuştuk. yatakta iki tane yastık vardı. bana bakıp " güzelim?" dedi, biraz durduktan sonra " saçlarım dökülmüş mü?" diye sormasıyla cevap vermek istemedim, istemiyordum ama kendimi zorlayarak dudaklarımı araladım ve konuşmaya başladım.
" hayır, yanii belli olmuyor ege'm takma sen" dediğim zaman kaşlarını çattı ve ellerini saçlarının arasından geçirdi, sonra eline baktı. elinin üstü hep saç olmuştu ama şimdilik sadece tel tel dökülüyordu. bir süre hüzünle eline baktı, yakında avuç avuç dökülecekti. o zaman ne yapacaktı?, şimdi bile bu kadar üzülmüşse..
zar zor yutkunup, yatağının yanına oturmam ile bana baktı. " Ege'm, canım" dedim ve bir süre durdum, ne diyecektim ki?.. tekrar eline bakmasıyla, hızla elini tutup üstündeki saçları elimle temizledim. sonra da suratını kendime çevirdim " yapma böyle, kendini üzme.. ben seni hep seveceğim, hiç.. hiç bir zaman azalmayacak sana olan sevgim. ama sadece bir gün seni çok fazla sevemeyeceğim; o da ben öldüğüm zaman.. onun dışında azalmayacak, hatta sana olan sevgim her gün artıyor ve artacak! Senin saçların dökülse de.. ben seni seveceğim. Sevgilim, sakın sakın üzme kendini daha fazla.. üzme ki iyileş birtanem. Senin için her şeyi yaparım ben, yemin ederim yaparım.." daha fazla ona bakarsam ağlardım, şuan bile gözlerimi doldurmamak için direniyordum. hızla ama canını acıtmayacak şekilde sarıldım.
" biliyorum.." dediğinde gülümsedim ve gelirken doktorun verdiği ilacı uzattım. komodinin üstündeki sürahiden su doldurup, suyu da verdim. içtikten sonra tekrar bana sarıldı..
ayrıldıktan sonra elimi yanağına koyup şefkatle gülümsedim " hem.. istersen benim saçlarımda gidebilir?" dediğimde hızla başını salladı. " hayır, senin kıvırcık saçların çok güzel, sakın kesme saçlarını.." deyip saçlarımı öptüğünde gülümsedim, saçlarımı bu kadar sevdiğini bilmiyordum. odaya tekrar doktor geldiğinde herkesin bakışı doktora dönmüştü.
" Ege bey, çocuğunuz var mı sizin?" dediğinde ikimizde kaşlarımızı çatmıştık. şaşırdığımız için cevabı mert amca vermişti " hayır, daha evli değiller" dediğinde doktor " anladım.. eğer çocuğunuz varsa ondan kan alacaktık. yani yüksek ihtimalle kanı size uyacaktı ve bu kadar beklememize gerek kalmayacaktı. neyse ben bir daha önce verilmiş kanlara bakayım size uyan varsa ilik nakli yaparız.." dedi ve gitti..
başımı eğdim, hem utanmıştım hem de benim kanımın nasıl uymadığını düşünüp sinirleniyordum. Daha önce de dediğim gibi ben neden varım ki o zaman?, sevgilim hasta ama ben sadece çaresizce bekliyordum. fısıltı şeklinde ama odadaki herkesin duyabileceği bir şekilde konuştum." Allah'ım, yalvarıyorum sana.. yalvarırım birinin kanı uysun yalvarırım. ne olur Allah'ım ne olur birinin kanı uysun.. lütfen duy sesimi lütfen!" kendimi ilk defa bu kadar çaresiz hissediyordum, öyle ki duamı bile sessiz söylediğimi sanıyordum..
en sonunda çaresizce kendi kendime fısıldadım " Allah'ım sen onun çektiği ağrıları bana ver.. yalvarırım sana." odadaki herkesin kaşları çatılmıştı ama hüzünle..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALPARSLAN
Aventurayeşil çay kitabının devamıdır. onu okumasanız pek bir şey kaybetmezseniz, okursanız konulara daha hakim olursunuz ama okumanıza gerek yok. Sadece askeri bir kitap değil! Çoğunlukla tatlı bir aşk hikayesi fakat askeri kısımlarda vardır. Hem Askeri bi...