ALPARSLAN

Biz bir halt yedik!

Eh fazla tutmayacağım dilerseniz yukardaki şarkıyı açabilirsiniz. Umarım beğenirsiniz oyları unutmayın njvkdhcfjkdhf İyi okumalar :)

ALPARSLAN'DAN..

Kumsal'ı bir süre izleyip anlını öptüm. Üzerinin örtülü olduğundan emin olunca da duşa girdim. Üzerime siyah bir kot, mavi bir kısa kollu tişört giyip üzerine deri ceketimi geçirdim. Saçlarımı düzeltip belime silahımı taktım ve odadan çıktım. Sabah'ın beşiydi ve Ferhat dışında herkes uyuyordu.

Ben ayakkabımı giyerken Ferhat da üzerine bir ceket aldı ve evden çıktık. Arabama bindikten sonra tabura doğru sürdüm. Yaptırdığım Antreman bittikten sonra Albay'ın çağırtmasıyla kısa bir toplantı yaptık. Yaklaşmakta olan görev hakkında..  Herkes odadan çıkarken duyduğum ses ile durdum ve önüme döndüm.

"Alparslan!"

"Kimse yaralanmayacak anlaşıldı mı?!" 

Selam verip "Emredersiniz komutanım!" dedim. 

Odadan çıktığımda direkt karşımda Ferhat'ı görünce kısa çaplı bir şaşkınlık geçirdim. Soyunma odalarında doğru ilerlerken  yanımdan geliyordu. Üzerimdekileri çıkarıp, tişörtümü giyerken ve son olarak da pantolonum ile tabancamı kuşanırken kaşlarımı çattım. Hafifçe Ferhat'ın omzuna vurduğum da omzunu silkmekle yetindi.

"Hayırdır Ferhat? Yavuklumsun da ben mi bilmiyorum?!"

İkimizde gülerken bir anda Ferhat'ın gülümsemesi silindiğinde anlamıştım bir şeyler olduğunu fakat bir şey demeden taburdan çıktık ve arabaya bindik.  Herhangi bir kafeye arabayı sürünce bana şaşkınlıkla bakıyordu. Eh.. tabii ki limonata ile kek yemeyecektik..  Bana anlamsız gözlerle bakınca arabadan inmesi için gözlerimle kapıyı işaret ettim. 

"Şarap mı? votka mı? rakı mı?" 

"Kafede?" sorarcasına bana baktığında kafamı iki yana salladım.

"Ferhat! limonata içelim eğer istersen?! O kadar masum bir kafe de değil ayrıca hesaplar benden."  Arabadan inip kafeye girdim. Bir masaya otururken sonunda Ferhat da gelebilmişti. Kararlaştırdığımızdan iki saniye sonra garson gelince dışarıya doğru nefesimi verdim.

"Bir votka bir rakı.." 

Siparişlerimizi getirmek için giderken Sessizce dışarıyı izlerken Kumsal'ı düşünüyordum. Dün gece konuşamamıştık lakin onun asla durmayacağını ve her daim kafasında bir plan olabileceğini düşünüyordum. Umarım bu sefer güzel olurdu..

"Adel.." 

Ferhat'ın sessizliği bozmasıyla düşüncelerimin içinden adeta çekildim. Adel ile ne olmuş olabilirdi ki? Ferhat'ı böyle kötü duruma düşürecek neredeyse hayattan soğutacak ve işin içinden çıkılamazmış gibi bu kadar dert edinecek? Kısa bir sessizliğin ardından garson siparişlerimizi bırakıp gitti.

"Hira ile daha yeni başlamış olan ilişkimizi öğrendi. Bağırıp çağırdı, ağladı ve Hira'yı odasına kovdu. Bana bakıp bir daha yokum dedi ve gitti. Dün de kafamı toparlamak için gelmemiştim zaten. Hira da ondan bana uzak durursa ne yapabilirim bilmiyorum.." Çenesini sıvazlayıp bardağı kafasına dikti ve garsona yenilemesini söyledi. Votkamı yudumlarken düşünüyordum. Neden olduğunu biliyordum, Adel de kendince haklı lakin daha sakin olabilirdi.

"Sen hira'ya söyledin değil mi gideceğini?" 

"Herhalde söyledim. Arkamdan seslendi ama duramadım eğer dursaydım yıkılırdım biliyorum. Beni o halde görsün istemedim. Ben Adel olmadan ne yapacağım?" bu bardağı da dikip tekrar yenilettiğinde durumun daha vahim olduğunu anlıyordum lakin diyecek herhangi bir lafım yoktu.