YOĞUN BAKIM!

128 9 17
                                    

evett yeni bölüm geldi. açıkçası bence güzel bir bölümdü ve müjde veriyim size deniz geldiii ;) neyse hepinizi çook seviyorum oy ve yorum atmayı lütfen unutmayınn 😍😍😍💙💙💙💙💙😍😍😍😍 iyi okumalar :)

YAZARDAN..

4 saat olmuştu ama hala alparslan ameliyattan çıkmamıştı.. defne ağlayarak " kumsal n-ne dedi?" diye sordu. ege de " valla onur abime söyle uçak bileti ayarlasın dedi. ben de zor bela ikna ettim" deyince defne onayladı. ayla baya hıçkırarak ağlamaya başlayınca ege onun yanına gitti ve aylayı sakinleştirmeye çalıştı. tam o sırada birkaç tane hemşire aceleyle ameliyathaneden çıktı. 

bunları gören defne daha çok korktu, mert ona hemen sarıldı ve bir şeyler fısıldayarak sakinleştirmeye çalıştı. asena ise bir tane hemşireyi durdurup " ne oluyor?!" diye sordu. hemşire ise aceleyle " doktor açıklayacak, önemli bir şey değil" demesiyle asena hem sinirlendi hem de sakinleşti.. neyse hastanedekileri bir kenara bırakalım ve gelelim denize.. deniz komutanından bir şekilde izin almıştı ve şuan uçağa bindi.. korkuyordu?.. oğlu da şehit olacak diye korkuyordu.. gitmesi lazımdı, en azından oğlu iyileşene kadar komutan izin vermişti.. oğlu iyileşince geri görev yeri olan hakkariye gidecekti.. denizi de şöyle bir kenara bırakalım ve kumsala gelelim.. kumsalın arkadaşı olan doğu alparslanı biliyordu.. ama diğer arkadaşları bilmediği için ve kumsal da hasta olduğu için doğuya arkadaşlarına anlatmasını rica etti ve doğu anlatmaya başladı.. hepsi duyunca şok oldu.. tüm arkadaşları kumsalı teselli etmeye çalışıyordu ve aynı zamanda sakinleştirmeye çalışıyordu.. kumsalın canından can gidiyordu. sanki.. sanki alparslanın nasıl olduğunu hissediyordu.. birazcık kalbi ağrımıştı ama bu psikolojik olarak.. kumsal çok fazla korkuyordu.. ya giderse?.. sevdiği çocuk ya onu bırakıp giderse?.. kumsal kızlara sarılmış ağlıyordu.. doğu ve batı da sakinleştirmeye çalışıyordu kumsalı.. ata, ata ise kumsalın bu haline çok üzülüyordu..

 kumsalı da bir tarafa koyalım ve alparslanın durumuna gelelim artık.. ameliyathanenin kapısı sonunda açılmıştı ve içerden doktor çıkmıştı..

AYLADAN..

doktor çıkınca herkes ayağa kalktı. egede bana daha sıkı sarılıyordu. o sırada doktorun " kurşun çok tehlikeli bir yere gelmiş. çıkardık ama biraz fazla kan kaybetti. bundan sonrası alparslan beye kalmış. biz elimizden geleni yaptık. yoğun bakıma alacağız. dediğim gibi uyanıp, uyanmamak alparslan beye kalmış. siz sormadan ben söyleyim yoğun bakıma bugün giremezsiniz. yarın da sadece bir kişi girebilir." deyip gitti. yaklaşık beş dakika sonra abim çıktı. teni baya solmuş, sanki karşımdaki benim abim değil gibi.. iki dakika durmalarını söyledim.

abimin elini tuttum ve " abi hatırlıyor musun? bize bir gün sen masal anlatıyordun.. ben de demiştim ki benim kahramanım sensin.. sen de demiştin ki aynen öyle.. ama abi sen benim kahramanımsın ölemezsin ki.. h-hem biliyor musun? bugün babam da gelecek. lütfen bırakma bizi.." dedim. baktığımda herkesin gözü dolmuştu, zaten defne teyze ağlıyordu. daha çok ağlamaya başladı. asena da abime sarıldı ve abimi yoğun bakım odasına götürmeye başladılar..

yoğun bakım odasının önüne geldik. abim içerdeydi ama sanki ruh gibiydi. bu abim olamazdı. en sonunda sinirlenip, ağlayarak abimin komutanına bağırmaya başladım. " ya son saniye atlayamadın mı abimin önüne?! yada elinizde silah yok muydu?! sıkamadın mı adama?!" tam biraz daha bağıracakken ege kolumdan tuttu ve oturttu. sonra yanıma oturup, sarıldı ve " şşş, sakin ol. bencillik yapma güzelim, onunda ailesi var. belki çocukları yada eşi senin gibi olacaktı. o yüzden sakin ol güzelim.." deyince hak verdim. haklıydı.. egeye sarılıp daha çok ağlarken " ö-öyle demek istememiştim.." deyince ege de bir yandan sırtımı sıvazlayarak " biliyorum güzelim.." " ç-çok canım yanıyor ege.. abimin orada olmaması gerekiyordu" dedim. " tamam, sakin ol.. istersen kantine götüreyim seni ha?" " ı-ıh" deyince beni onayladı ve göğsüne bastırdı. asena ağlamasa da çok üzgün olunca pek konuşmaz. öyle durur, ağladığı zaman da çok iyi gizler.. allahtan ikiziyim de duygularını hissedebiliyorum.. o sırada bir ses duyuldu. hepimiz sağ tarafa dönünce b-babam gelmiş.. hemen egeyi ittirip, babama koşup sarıldım..

ittirmemin nedeni babam kıskançtır da.. babama asena da sarıldı.. şuan babam ikimize de sarılıyor, o kadar özlemişim ki babamı. bu arada babam hakkında bir bilgi daha vereyim artık binbaşı değil, orada yarbay olarak yükselmiş rütbesi.. o sırada babam " abiniz nasıl?" diye sorunca ikizim cevap verdi " durumu kritikmiş.. uyanıp, uyanmamak abimin elindeymiş ama 3 gün içinde uyanması gerekiyormuş.." ben de " ya uyanmazsa baba?" diye sorunca babam sırtımı sıvazlayıp " uyanır prensesim neden uyanmasın?.. hem o sizi bırakamaz ki.. o yüzden prensesim ağlama artık, sakin ol.." deyince sırıtıp babamı öptüm. babam bana hep prensesim derdi, çünkü hep prenses gibiymişim.. ikizime ise asenam diye sever.. çünkü açıkçası nedenini bende bilmiyorum..

DENİZDEN..

sonunda komutandan izin alabilmiştim. bu arada komutanıma dün söylemiştim ve komutanım uçak biletimi bile ayarlamış. açıkçası ben izin vermez diye düşünmüştüm.. ama adam uçak biletimi bile ayarlamış. neyse hastaneye gelmiştim. alparslanın nerede olduğunu danışmadan öğrendim. ve danışmanın dediği kata çıktım.. gelir gelmez, ayla ile asena bana sarıldı. ne kadar çok özlemişim hepsini.. bir süre kızlara sarıldıktan sonra defneye baktım. bana bakamıyordu bile, büyük ihtimalle kendini suçluyor. sonra merte baktım o da defneyi sakinleştirmeye çalışıyordu..  ayağa kalkıp, "mert, defne bir gelir misiniz? bir şey konuşacağım sizinle.." diye çağırdım. çocuklardan uzaklaştık ve koridorun sonunda durunca defne konuşmaya başladı.

" deniz, b-ben özür dilerim.. b-bana emanet d-demişlerdim ama sahip ç-çıkamadım özür dilerim.." deyince defneye bakıp " saçmalama, sen ne yapabilirdin ki? orada bile değildin. taburda olmuş ki orada olsaydın bile engel olamazdın. olacağı varmış. sakın kendini suçlama.." deyip sarıldım. sonra ayrılıp, mertle de erkekçe sarıldık. bir anda mert konuşmaya başladı. 

" nasıl yapabiliyorsun bunu?" diye sorunca kaşlarımı çatıp " neyi?" deyince mert " bu kadar güçlü durmayı, tamam belki bende güçlü duruyorum ama senin kadar değil. harbiden nasıl yapıyorsun?" diye sorunca " ben duygularımın çoğunluğunu m-melisanın ölümünde bıraktım.. en son o zaman güçlü duramadım. ama ben güçlü durmak zorundayım mert. şuan canım ne kadar acıyor biliyor musun? ama dışarıya yansıtamam. eğer bende çökersem ayla ile asena ne yapsın?.. mert ben gözümün önünde şehit verirken bile güçlü olmak zorundayım. bu zamana kadar beş veya daha fazla şehit verdim, verdik.. ama güçlü durmak zorundaydım.. düşünsene gözünün önünde silah arkadaşın şehit oluyor ama sen hiçbir şey yapamıyorsun.. s-sonra da melisa ş-şehit oldu ve ben işte o zaman yıkıldım.. ama şimdi yıkılamam  güçlü durmak zorundayım, evladım vuruldu sonuçta.. canımdan can gidiyor mert, ama bunu dışarıya yansıtamam.." dedim. mert ile tekrar erkekçe sarıldık ve artık çocukların yanına gittik..

YAZARDAN..

mert ile deniz konuştuktan yaklaşık bir gün sonra alparslanın odasından garip sesler gelmeye başladı.. doktorlar ve hemşireler hızla odaya daldı.. bunu gören defneler ve denizler korkuyla cama yaklaştı ama perdeyi kapatmışlardı.. yaklaşık yarım saat sonra doktorlar ve hemşireler çıktı.. alparslanın doktoru çıkıp bilgi verdi " alparslan bey uyandı.. geçmiş olsun" demesiyle herkes sevinç ile birbirine sarıldı ve ayla şu soruyu sordu " odaya alındığı zaman görebilir miyiz?" diye sorunca doktor " tabii, ama alparslan beyi uyuttuk iki gün sonra uyanır ama siz odada bekleyebilirsiniz. tekrar geçmiş olsun" dedi ve gitti. herkes çok mutlu olmuştu.. bu arada kartal timi ve serhat komutan bunu duyunca artık gitmek zorunda kaldılar ama iki gün sonra kartal timi tekrar gelecek.. alparslan artık normal odaya alınmıştı..

evett bir bölümün daha sonuna geldik.. bu arada lütfen oy vermeyi unutmayın. hepinizi çoook seviyorum kendinize iyi bakın mavi kalplerim 💙💙💙💙💙💙😍😍😍😍😍😍😍

bölüm nasıldı?

alparslan uyandı!

deniz geldi!

1136 kelime 💙💙💙 mavi kalplerle sevgiler 💙💙💙💙💙💙💙💙

ALPARSLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin