evett bu bölümü baya düşünerek yazdım. umarım beğenirsiniz. en uzun yazdığım bölüm olabilir. aslında bir kaç gündür yazdığım bir bölümdü. beğeneceğinizi umuyorum.. iyi okumalar 💙💙💙💙💙💙😍😍😍😍😍
öncelikle timi tamamen tanıtayım;
kartal= Alparslan (tim komutanı)
kartal1= ali ( tim komutan yardımcısı) tim arasındaki lakabı= kurt
kartal2= aylin ( hafif silah uzmanı, sağlıkçı) aynı zamanda tim arasındaki lakabı= askeriçe
kartal3= onur ( keskin nişancı) tim arasındaki lakabı= görünmez
kartal4= serkan acar ( harita) tim arasındaki lakabı= rüzgar
kartal5= gökhan kara ( ağır silah uzmanı) tim arasındaki lakabı= kara
kartal6= ferhat dümen ( bomba imha uzmanı) tim arasındaki lakabı= ankaralı evet şimdi bölüme geçeyim..
yaklaşık iki saattir oturuyorduk. saat geldi aslında ama ne gelen var ne de giden. zor bela yataktan kalkıp camdan bakmaya gittim, kumsal söyleniyordu ama şuan onu duymamazlıkdan geliyorum. sonra ali aradı.
- bana bak lan yanlış olmuş falan deme!! seni içtima da öldürürüm!!! dedim. kumsal da pür dikkat beni dinliyordu. ali iki kem küm edip
- k-komutanım yanlış olmuş. daha doğrusu biz yanlış anlamışız. zaten albay ve yarbaydan da bir sürü azar işittim dedi. acımamı mı bekliyordu? tabii ki hayır! onun yüzünden kumsal ne hale geldi.. zaten silah kullanamaz ki! aşırı panik yapıyor. yani önüne adam çıksa sürekli ıskalardı..
- KES LAN!! BİR İYİLEŞEYİM VAR YA! SENİ İÇTİMA DA MAHVEDERİM!!! deyip suratına kapadım.
kumsal panikle ve endişeyle bana bakarken " kumsal gidiyoruz. yanlış olmuş zaten bu sana yeter de artar. burada kalamazsın daha fazla ayrıca bende geliyorum." deyince kumsal ayağa kalkıp " saçmalama alparslan! sen hiçbir yere gelmiyorsun ben de buradayım!" dedi. biliyordum ki ben kolay bir şekilde kumsalı ikna ederim. yanına gidip yüzünü avuçlarımın içine aldım ve " kumsal, zaten artık eskisi kadar kötü değilim. hem bak artık ayağa da kalkabiliyorum. söz eve gidince yerimden kalkmam ama lütfen gideyim ben çok sıkıldım. hem zaten yarın taburcu olacaktım, doktora da sorarız izin verirse ki verir gideriz olur mu??" deyip gözlerinin içine baktım. ikna olmuş gibi gözüküyordu. bir süre düşündükten sonra " öff! iyi tamam ben doktorunla konuşup geliyorum sen de ceketini giy!" diyerek gitti. ben de silahlarımı belime taktım ve ceketimi giyindim.
yaklaşık bir saat sonra kumsal geldi. " neden geç kaldın?" diye sorunca " doktorundan ancak izin aldım" dedi. sonra yanıma gelip koluma girdi, herhalde rahat yürüyebilmem için. neyse bir iki kat indikten sonra taksi çağırdık ve eve doğru gidiyorduk..
AYLADAN..
egenin arabasına binmiş, bir yere gidiyorduk. ama nereye gittiğimiz hakkında en ufak bir bilgim yok. hastanede abim bir şey olduğunu çakmasın diye öyle dedim ama gerçekten nereye gittiğimizi bilmiyorum. ege zaten onu çok seviyorum, kendini çok fazla yoruyordu. evde bir sürü dosya var mesela ama bu aralar sadece evde çalıştığı için biraz fazla yoruyor kendini. bana baktı ve gülmeye başladı. " ne oldu ya?" deyip üzülmüş gibi yaptım. ege de " bir şey mi düşünüyorsun bakayım sen? hem nöbetin nasıl geçti?" diye sorunca gülümsedim. " nöbet iyi geçti ama çok yoruldum. bir tane hasta vardı zaten onunla baya uğraştım. ve ayrıca bir şey düşünmüyorum" deyince ege " ben de hasta olsam ilgilenir misin?" diye sorunca kaşlarımı çatıp ona baktım. " saçmalama ya! Allah korusun!" diye cırlayınca güldü ve yanağımdan öptü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALPARSLAN
Adventureyeşil çay kitabının devamıdır. onu okumasanız pek bir şey kaybetmezseniz, okursanız konulara daha hakim olursunuz ama okumanıza gerek yok. Sadece askeri bir kitap değil! Çoğunlukla tatlı bir aşk hikayesi fakat askeri kısımlarda vardır. Hem Askeri bi...