Yepyeni bölümle yine ve yine ben ayrıca UMAY&EMİR kitabına da bölüm yazmaya başladım umarım tamamlayıp bir ara onu da atarım. İnşallah bu bölümü beğenirsiniz ki başlıktan da size bir ipucu verdim aslında ki benim okurlarım çok zeki buna bile gerek yoktu. HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM😍😍😍😍💙💙💙💙💙😇😇😇😇😇
Öyleyse başlayalım... İyi okumalar...
ALPARSLAN..
Israrlarım sonucu Kumsal'a Dora'yı alıştırma kararı aldım. Hızla Dora'nın yanına gittiğimizde, Dora'ya yaklaştıkça Kumsal koluma daha çok yapışıyordu. Elimde olmadan gülmeye başladım. Hayır neden bu kadar korkuyordu? Bana da mı güvenmiyordu?
En sonunda dayanamayıp "Canımın içi, bir şey yapmaz korkma." dediğimde baya ağlayacakmış gibi bana döndü. "Ya, ben neden alışmak zorundayım? Herkes birbirini sevemez ya?" dediğinde daha çok güldüm.
Eee Kumsal hanım sen kaşındın, Dora'yı tasmasından çözdüğümde Kumsal Ufak çaplı bir şok geçirdi ve hatta şok geçirmekle kalmayıp çığlık attı. Ben gülerken Kumsal çoktan bahçenin içinde koşmaya başlamıştı bile, Dora durur mu? Dora da peşinden koşmaya başladı, tabii ki.
Alındı kızım yani, Sözlere dikkat etmek lazım sonuçta.
Bahçede koşarken bana bağırarak "Hani alıştıracaktın?! Alparslan! Çek şunu! Alsana ya! Bak yanıma da yaklaşıyor!! Kime diyorum ki ben?!" diye bağırırken gülmekten cevap veremiyordum. Kendimi zar zor durdurarak "Alıştırıyorum işte! Ayrıca alınıyor kızım Kumsal!" Daha hızlı koşmaya başlamıştı ama sadece aynı yerde çember çiziyorlardı.
Aslında gerçekten saldırgan bir köpek olsa gerçekten yanına bile yaklaştırmazdım. Sorun şu ki; Dora öyle bir köpek değildi. Gayet uysaldı yani eğer bir tehlike olsa ben şuan burada güler miydim? Tabii ki hayır! Sadece Kumsal fazla büyütüyordu olayı.
"Kumsal, sen koştukça oyun oynuyorsun sanacak!! Koşma!" diye uyarımı yaptıktan sonra tam bana bağıracakken önündeki taşa takılıp yere düştü. Hızla şöyle bir baktığımda; Kumsal oturmuş, geri geri giderken Dora da onun üzerine geliyordu. Demek ki sorun yoktu. Yavaş yavaş bende yanlarına gittim ve yere oturdum.
Benim oturmamla Kumsal durdu, Dora da durdu ve ben "Gel kızım!" diye çağırınca Kumsal'a hava atar gibi bir bakış yapıp yanıma geldi. Ben de sevmeye başladım en sonunda dayanamayıp "Kumsal, durma öyle sende sevsene.." dediğimde şöyle bir elinin ucuyla Dora'nın kafasına dokundu.
Dora bir şey yapmayıp yere uzandı. Çünkü ben onu seviyordum ve kendileri şımarıyordu. Kumsal dayanamayıp, yere uzanmış Dora'nın karnını sevmeye başladı. Dora o sırada kafasını kaldırınca Kumsal hızla elini geri çekti. Sırıtarak "Korkma ya, Bir şey yapma diyorum. Hadi, güzelim."
Dediğimde bu sefer Dora'nın kafasını okşamaya başladı. "Bence hala elimi kapma potansiyeli var." Gülmeye başladım "Yok artık Kumsal.." dememle o da gülmeye başladı.
Kumsal'ın ısrarı üzerine dışarıda yürümeye çıkmıştık. Daha doğrusu onu da Ege ikna etmiş, yani aslında Asena, Onur, Ayla, Ege ile gelmiştik. Fakat herkes çift olarak ayrı takılıyordu. Nasıl ikna ettiniz Oğuz abiyi? Derseniz de bir şekilde ikna ettik işte.
Kumsal'ın elini tutmak yerine beline kolumu sarmıştım ve kendime çekmiştim. Böyle yürürken Kumsal bir bankı gösterince kafamı salladım ve banka oturduk. Burası park gibi bir yerdi fakat çok değişikti ama güzeldi yani.
Kumsal kafasını her zamanki gibi göğsüme koymuştu ve öylece oturuyorduk. "Alparslan? Sen benimle evlenmeyi istemiyor musun?" diye sormasıyla şaşkınca ona bakıyordum. O da bana bakıyordu fakat hala kafasını göğsüme koymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALPARSLAN
Adventureyeşil çay kitabının devamıdır. onu okumasanız pek bir şey kaybetmezseniz, okursanız konulara daha hakim olursunuz ama okumanıza gerek yok. Sadece askeri bir kitap değil! Çoğunlukla tatlı bir aşk hikayesi fakat askeri kısımlarda vardır. Hem Askeri bi...