EGE?!

90 5 69
                                    

öhöm öhöm sdjnfbdnjkn ben yine geldiimmmmm :) her neyse başlıktan da anladığınız üzere ağırlıklı olarak ayla olacak djknbdklj 😂😂ama tabii ki alparslanda olacak, belki oradan buradan asena da çıkabilir emin değilim ıjdfbhkd 😂😂😂😂😍

iyi okumalar...

AYLA'DAN..

defne teyze ile birlikte bulaşık yıkıyorduk, çünkü canım sıkılmıştı. asena'nın hazırlanıp mutfağın kapısında durması ile köpüklü ellerim ile ikizime bakıyordum. defne teyze de bulaşıkları duruluyordu. " ikiz, ben çıkıyorum" demesiyle içimde burukluk oluştu çünkü genellikle birlikte çıkardık ama o farklı hastanedeydi. " tamam çık ama dikkat et.." dememle ciddiliğinden ödün vermeden güldü " sen daha ikizini tanımamışsın kızım.." deyip gülünce elimdeki köpükleri fırlatmamak için zor durdum.

 tekrar işimizi yaparken bu sefer mert amca gelip bulaşıkları durulayan defne teyze'yi kendine çekip öptü. defne teyze kocaman gülümsemesini sunarken mert amca " ben salondayım, haberiniz olsun" dedi ve gitti. defne teyze fısıldayarak " bazen onur gibi yarı ciddi yarı şebek oluyor. bazen de ege gibi oluyor valla anlamıyorum ben bu adamı.." demesiyle kıkırdadım. ege demişken sabah 10:00'da çıkıp gitmişti, beş saat uykuyla ve bir sürü kahve de içmiş. sağ salim gelsin de başka bir şey istemiyorum..

defne teyzenin sesiyle kedime geldim. " kızım nereye daldın gittin sen öyle? iki saattir elindeki tabağı istiyorum.." demesiyle elimdeki köpüklü olan tabağı verip " şey ya ege beş saatlik uykuyla duruyor ya o yüzden biraz korkuyorum.. bir de aklıma takıldı işte defne teyze ya" dememle gülüp "gelir ege şimdi, hem bilmiyormuş gibi konuşma ona bir şey olmaz ki.." dedi ve bende gülüp kafa salladım. o sırada telefonumun çalmasıyla ellerimi duruladım ama bir elimde hala köpüklü bardak duruyordu. gidip telefonumu açtığımda ege arıyordu..

" sevgilim, ne oldu? gelmiyor musun dah-" derken sözümün tanımadığım bir adam tarafından kesilmesiyle kaşlarım çatıldı. " şey yenge.. ben ege'nin bürodan arkadaşıyım da" demesiyle "  eee! sadede gel!" bu çıkışıma ben bile şaşırmıştım. " şey ege bir anda bayıldı ve biz .........hastanesindeyiz! dur yenge ayılıyor herhalde ben kapatıyorum" dedi. ama ben sadece ' ege bayıldı ve hastanedeyiz' kısmını algılamıştım. bir anda yer ayağımın altından kaymış gibi hissettim. defne teyze bana kaşları çatık bir şekilde bakarken bir anda elimden bardak düştü ve tuzla buz oldu.

" kızım ne oldu?!" defne teyze telaşla elimi tutarken " defne teyze... b-benim gitmem lazım, e-ege bayılmış, defne teyze hastanedeymiş benim gitmem lazım!" deyip arkamı dönerken " kızım kırıklara basma!! dur bekle bizde gelelim dikkatli git! hastanenin ismini söyle  ayla!" diye arkamdan panikle bağırırken hastanenin ismini sesli bir şekilde söylemiş ve ellerim titrerken montumu ve ayakkabımı giydim, telefonumu da çantama koymadan önce taksi çağırdım. taksi gelince kimseyi beklemeden ve dinlemeden taksiye bindiğim gibi taksi hareket etti. 

" geldik abla!" şoförün sesiyle kendime geldim ve parasını verip hızla danışmanın yanına gittim. " ege... EGE ÖZKAN nerede?" dememle danışma bana tuhaf tuhaf bakınca " kızım hadisene?! işini yap aa!!"dedim. telaşla " bir kat yukarı çıkın sağa dönün 400 numaralı oda" demesiyle hızla merdivenleri çıktım. birine çarpmamaya özen göstererek koridorlarda koşup ' 400. ODA' yazısını gördüğüm gibi içeri daldım. 

doktor bana tuhaf tuhaf bakarken hızla ege'ye sarıldım. ege ise tanımadığım ve muhtemelen beni arayan adama kınar gözlerle bakarken doktor'a dönüp " tuhaf tuhaf bakmayı kes! neyi var söylesene?!" diye çıkıştığımda ben bugün kendime kaçıncı defa hayret ediyordum bilmiyorum ama ege de bana bir yandan hayran ve bir yandan da şaşkın bakışlarını atıyordu. doktor hızla öksürüp " ege bey kahveyi çok fazla tüketmiş ve bu da tansiyonunu düşürmüş. aynı zamanda yoğun stres ve sinir de tetiklemiş ama.. ama ege bey kansermiş" derken odaya onur, defne teyze, mert amca da daldı ve duydular.

ALPARSLANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin