Mazide Kalanlar

Hırslıyım

"Ben insan kaynaklarından Orhan SAPMAZ." dedi adam.

Diğer adam "Bende bu şirketin başkanıyım. Adım Altay MİRİOĞLU. Şimdi de seni tanıyabilir miyiz?" diye sordu.

"Ben Belgin KANDEMİR. Moda tasarımı bölümünden mezun oldum. İş deneyimim yok ama bana bir fırsat verirseniz pişman olmayacağınıza emin olabilirsiniz. Hem hırslıyım hem de çalışkanım." dedim.

Altay Bey "İsminiz fazla kullanılmıyor diye biliyorum. Hoşmuş." deyince "Teşekkür ederim." dedim.

"Tasarım becerinizi de görmek isteriz." dedi Altay Bey.

"Yanımda çizimlerim var ama çalınma olasılığını düşünmem gerekiyor. Çizimlerim için çok uğraştım." dedim.

"Açık sözlüsün." dedi Altay Bey.

"Bu da bana güvenebileceğinizi gösterir." dedim.

Altay Bey masanın üstünde duran dosyayı bana uzattı ve "Benim çizimlerim. Bana ait olduğuna dair kanıt yok. Yeni çizdim." dedi.

Çizdiği kıyafetleri detaylıca incelemeye başladım. Hepsi harikaydı.

"Sıra sende sanırım." deyince çantamdan dosyalarımı çıkardım.

Altay Bey'e uzattım ve "Umarım beğenirsiniz." dedim.

"Başarılı çizimler." diye mırıldandı.

Orhan Bey "Yoğun çalışırız. Özellikle tasarımcılarımız. Moda çok hızlı değişir. Sizin de bu hıza yetişmeniz gerekiyor." dedi.

"İş için beni kabul ederseniz tüm günümü tasarıma ayırırım." dedim.

"Bu azminizi göz önünde bulunduracağız." dedi Orhan Bey.

"Şimdilik bu kadar sanırım. Daha sonra sizinle iletişime geçeriz." dedi Altay Bey.

Ayağa kalktım ve dosyalarımı alırken "Sizinle tanıştığıma memnun oldum." dedim.

Altay Bey "Bizde." dedi ve el sıkışmak için elini uzattı.

Elini tutarken "Kolyeniz, hoşmuş." dedi.

Tişörtümün içinden çıkan kolyeme bakıp "Teşekkürler." dedim.

"Tekrardan iyi günler." dedim ve ofisten çıktım.

"Nasıl geçti?" diye soran Çağıl Bey'e bakıp "İyi geçti sanırım. Sizin çekimde olmanız gerekmez mi?" diye sordum.

"Ajanstaki çekim iptal olmuş. Sahildeki çekimlere gideceğim." dedi.

"Sahilde çekim... Kulağa hoş geliyor." dedim.

"Bak ne diyeceğim, sende gelsene. Bir çekime katılmak farklı bir deneyim olabilir." dedi.

Heyecanla "Gerçekten mi? Gelebilir miyim?" diye sordum.

"Tabii. Hadi, geç kalmadan gidelim." dedi Çağıl Bey.