Öğle arası olduğunda gülerek Altay'ın odasına gidip kapıyı çaldım.
"Gel." diyen Altay ile içeri girdim ve "Ben geldim!" dedim.
Kafasını dosyalardan kaldırmadan "Hoş geldin." dedi.
Sitemle "Bende seni çok özledim. Kıyamam ben sana özlemden yüzüme bile bakmıyorsun." dedim.
"Pardon. Toplantı öğle arasından sonra ve ona dalmışım." dedi.
"Öğle arası oldu ya beraber yeriz diye düşünmüştüm." dedim.
"Çok isterdim ama işler malum, çok yoğun. Bu seferlik kendin yesen olur mu?" diye sordu.
"Sen meşgulsen bende burada dururum." dedim.
"Yalnız kalmaya ihtiyacım var. Sen varken odaklanabileceğimi sanmıyorum." dedi.
"Ha ben bunu hesaba katmamıştım. Kolay gelsin. Bende kendi yerimde olacağım." dedim ve ofisinden çıktım.
"Belgin!" diye seslenen Sibel'e bakıp "Selam." dedim.
"Biz Çağıl ile yemeğe çıkacağız da sende gelsene." dedi.
"Ben pek acıkmadım. Siz gidin." dedim.
"İyi misin sen? Moralin bozuk gibi." dedi Çağıl.
"İlk iş günü, tempoya alışmaya çalışıyorum." dedim.
"Zamanla alışırsın kuzu." diyen Sibel'e tebessüm edip "Hadi siz gidin." dedim.
"Görüşürüz." diyen Sibel'e "Görüşürüz." deyip odama girdim.
Diğer üç tasarımcı öğle yemeğine çıkmıştı. Yalnız başıma tasarıma devam edeceğim desene.
Masama oturduğumda Altay'a incelemesi için yolladığım tasarım dosyasının masamda olduğunu gördüm.
"İncelemesi bu kadar hızlı bitemez." diye mırıldandım ve dosyayı açtım.
Onun için dosyanın ilk sayfasına yapıştırdığım yapışkanlı not kağıdındaki yazının durduğunu görünce ofladım. Eğer bakmış olsaydı bu notu alırdı.
En iyisi tekrar bu dosyayı ona yollamak. Kesin yanlışlıkla geri yolladı.
Pelin Hanım'ın öğle arasına gitmediğini fark edince ona seslendim. Koridorda, Altay'ın odasına doğru yürüyordu.
"Efendim?" diye sorunca dosyayı ona uzatıp "Altay'a götürür müsün? Tasarımlarım." dedim.
"Tabii." dedi ve dosyayı alıp Altay'ın ofisine gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mazide Kalanlar
ChickLitYetim olduğu için dışlanan bir kız ve onu korumaya çalışan bir erkeğin birbirlerinden habersiz değişimleri ve yıllar sonra karşılaşmaları...