Yok

4K 266 67
                                    

"Belgin!" diye bağıran Çağıl Bey ile "Efendim." dedim.

"Çekimde kullanılan kolyeler falan hep burada. Aralarına karışmış olabilir. Gelip baksana." dedi.

"Hay Çağıl seni." diye mırıldanan Altay Bey'e "Bir şey mi dediniz?" diye sordum.

"Yok. Sadece pazartesi işe gelip başlayabilirsiniz. Maaşınız ve diğer detayların hepsi bugün iş görüşmesinde konuştuğumuz gibi olacak." dedi.

"Beni işe aldığınızdan pişman olmayacaksınız." dedim.

"Bunu tahmin edebiliyorum." deyince "Şimdi gerçekten o kolyeyi bulmam gerekiyor. Gitmemde bir sakınca var mı?" diye sordum.

"Tabii yok. Hatta bende geleyim. Kolyenizi bulduğunuzdan emin olmak isterim." dedi.

Tebessümle karavana gittim. Çağıl kolyelerin olduğu kutuyu masaya bırakmıştı.

Heyecanla kutuyu kurcalamaya başladım. Kolyemi göremeyince ofladım.

"Yok." dedim.

Çağıl Bey "Hey, sıkma canını. Elbet buluruz." dedi.

"Çağıl Bey benim için önemi büyüktü. Alan kişiye ihanet etmişim gibi hissediyorum." dedim.

"Çağıl Bey deyince tuhaf geldi. Direkt Çağıl diyebilirsin. Ayrıca sana bu kolyeyi alan kişi sana anlayış gösterecektir. Çekim yaparken çıkartmanı istediler, kendi isteğinle çıkartmadın. Belki de bulunmuştur ve ajansta sahipsiz eşyalar kısmına konulmuştur." dedi.

Tam bir şey diyecektim ki Altay Bey araya girip "Yasemin'i eve gönderdikten sonra rastgele seçilen kişi Belgin miydi?" diye sordu.

"Evet. Kendisinden harika bir model olur. Çok güzeldi." dedi Çağıl.

Bu dediği utanmama sebep olurken Altay Bey karavandaki kameralardan birini alıp fotoğraflara göz atmaya başladı.

"Seçilen fotoğraflar derginin basımı için yollandı. Bunlar elenen fotoğraflar." dedi Çağıl.

"El ele tutuşma, bakışma, sarılma, kucakta taşınma falan çok romantik olmamış mı?" diye sordu Altay Bey.

"Bu yıl ki çekimlerin böyle olmasını siz istemiştiniz. Normalde kardeşliğin öz plana çıkartıldığı bir çekim olacaktı." dedi Çağıl.

Altay Bey zoraki bir gülümsemeyle "Doğru, unutmuşum." dedi.

Mazide KalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin