Mısırları sehpanın üstüne koyduktan sonra Altay'ın yanına oturdum. Televizyondan film seçmeye çalışıyordu.
Kapı çalınca "Ben bakarım." deyip kapıya gittim.
Kapıyı açarken Altay arkadan "Üstünde doğru düzgün bir şey yok, nereye?" diye söyleniyordu.
Karşımda dört tane adam görünce onlarla bakışmaya başladım. Onlarda bana bakmaya başlayınca "Altay! Sanırım kapıya senin bakman gerekiyordu." dedim.
Altay yanıma gelince en öndeki adamla tokalaşıp "Burada ne yapıyorsunuz?" diye sordu.
Aralarından biri "Kırk yılın başı kuzenler olarak toplaşmışken senin gelmene engel olan işi merak edip gelmiştik ve sanırım gelmememiz lazımdı. Geri gidelim." dedi.
Altay "Olur." diyordu ki araya girip "O kadar gelmişsiniz. İçeri geçin. Bende birazdan geliyorum." dedim ve kaçarcasına Altay'ın odasına gittim.
Altay'ın dolabından bir şort çıkarıp giydim. Yine beli sinir ederken olabildiğince belindeki ipi sıkıp bağladım. Böyle daha iyiydi.
Geri aşağı indiğimde hepsi salona geçmiş, konuşuyorlardı. Altay'ın yanına geçip oturdum.
Altay elimi tutarken "Sizi sevgilimle tanıştırayım. Belgin. Lisedeyken arkadaşım olan." dedi.
"Memnun olduk." diyen mavi gözlü adam ile tebessüm ettim.
"Güzelim bunlar da kuzenlerim. Sırasıyla Mert, Emir, Ümit ve İbrahim. Aslında şehir dışında yaşıyorlar." dedi Altay.
"Hepinizle tanıştığıma çok memnun oldum." dedim.
Emir ve Mert'in çok benzediğini fark edince "İkiniz kardeş misiniz? Çok benziyorsunuz. Tabii kuzenler de benzeyebilir." dedim.
"Emir benden bir yaş küçük kardeşim." dedi Mert.
"Ne güzel." dedim.
Ortamda bir sessizlik oluşunca halının desenini incelemeye başladım. İnsan sevgilisinin kuzenleri ile ne konuşabilirdi?
"Şu sekreterin olan Pelin işi ne oldu? Ben ikinizin arasında bir şey olduğunu sanıyordum." dedi Ümit.
"Demek öyle. Yine Pelin Hanım." dedim gülerek.
"Güzelim bizimki boş boğaz. Biliyorsun, Pelin ile aramızda hiçbir şey yok." dedi Altay.
"Pelin Hanım'dan yine Pelin'e geçiş yaptık. Bir kelime daha söylemek çok mu zor?" diye söylendim.
Kimseden ses çıkmayınca ayağa kalktım ve "Çay, kahve ya da başka bir şey isteyen var mı?" diye sordum.
Zahmet olmasın muhabbetlerine gireceklerdi ki "Şu an zaten sinirliyim. Düzgünce ne istiyorsanız söyleyin." dedim.
"Kahve olur aslında." dedi Mert.
"Bence de kahve iyi." diyen İbrahim ile "Nasıl içiyorsunuz?" diye sordum.
"Hepimiz sade içeriz yenge." diyen Emir ile "İyi." dedim ve mutfağa gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mazide Kalanlar
ChickLitYetim olduğu için dışlanan bir kız ve onu korumaya çalışan bir erkeğin birbirlerinden habersiz değişimleri ve yıllar sonra karşılaşmaları...