•35•

89 7 7
                                    

Hermione gözlerini yeni güne açtığında bir süre yukarısındaki tavana baktı. Uykunun sersemliği üstündeydi hâlâ, gözlerini kırpıştırarak hafifçe dökülmeye başlamış olan beyaz sıvalara odaklanırken bir yandan da başının ağrısını görmezden gelmeye çalışıyordu. Gözlerinden başlayan, başını çatlatacakmış gibi hissettiren bir ağrı vardı üzerinde. Bu da, isteksiz ama hızlı bir biçimde uykusunun açılmasına neden oldu.

Onu uyandıran odadaki gürültüydü. Yatakhanesini paylaştığı kızlar onun aksine oldukça dinç bir şekilde –ve göründüğü kadarıyla oldukça da hevesli- başlıyorlardı güne, Hermione'nin aksine. Kendini yatağın örtülerinden sıyırıp ayaklarını zemine basınca bir anlığına dengesini sağlamaya çakıştı Hermione. Banyoya doğru yürümeye başladığında bir eli ağrıyı geçirecekmiş gibi başını ovuştıuruyordu, bir eliyle ise ağzına kadar açılmış, esneyen ağzını kapatmaya uğraşıyordu. Bu haliyle ona "Günaydın!" diye bağıran Parvati'yi cevaplaması biraz zor oldu. Banyodan dönüşünde de, diğer kızlar istekle selamladılar onu. Bunların üçü de Hermione'ye yabancıydı, yalnızca adlarını biliyordu. Hogwarts'ta olan karışık durumlardan sonra, öğrenciler de epey karma bir sisteme sürüklenmişlerdi. Yedinci yıla hiç gelmeyen Hermione, Ron ve Harry, yedinci yıllarını yarıda bırakanlarla ve altıyı bitirip yediye geçenlerle karışık bir şekilde okuyorlardı, her dönemde belirgin bir yığılma vardı. Yatakhanesinde eski tanıdıklardan sadece Parvati ve Ginny vardı şimdi. Parvati'yi az önce görmüştü, Ginny ise ortalarda yoktu.

Ginny'nin ortalıkta olmayışının nedeni... Ah, tabii.

Uyku sersemliği üstünden tamamen gidince ve gerçekler acı biçimde ortaya çıkmaya başladığında, Hermione katlanmış bir şekilde duran cübbesini kucağına koyup karyolasının üzerine çöktü. Gözlerini diktiği, camdan süzülüp komodinlerin üstündeki bardaklarda küçük huzmelerle saçılan zayıf gün ışığına daldı. Uyumak kolaydı. Her şeyin unutulduğu, gerçeklerin ve yapılan hataların silinip gittiği o dünyaya dalmak, geçici bir kaçış yolu sunmuştu ona. Önceki gecesi farklı nedenlerden akan gözyaşlarıyla geçse de bir şekilde uykuya yenik düşmüştü sonunda. Az uyumuştu, ne kadar olduğunu bilmiyordu. Ama... Şimdi uyanmıştı işte, kaçınılmaz olarak.

Ginny'nin onunkinin hemen yanında bulunan yatağı topluydu. Belli ki, dün gece açılmamıştı bile. Böyle bir zamanda ailesinin yanında olmalıydı...

Hermione'nin aklında, birkaç yıl öncesine ait görüntüler geldi. Kovuk'ta kalırken Ginny ile odasını paylaşıyordu, Molly Weasley ve Ginny'nin Fleur Delacour'a dair bitmek bilmez sızıldanmalarını dinliyordu... Bunlardan hem keyif alıyor, hem Fleur'a haksızlık etmiş gibi hissediyor, zaman zaman, genellikle kaçınsa da, bu küçük oyuna kendisi de katılıyordu. Ama Bill Fleur'u değiştirmişti. Daha da yıllar önce, yine bu şatonun duvarları arasında görülen o kendini beğenmiş Beauxbatons kızı değildi Fleur çünkü aşık olmuştu Bill'e ve ikisi gerçekten mutlu olmuşlardı. Onların düğünleri, küçük denizkabuğu kulübeleri geçti gözünün önünden teker teker. Kendisini Bellatrix'in elinden kurtardığında sığındığı o sakin adayı, Fleur'un onunla ilgilenişi ve yaralarını sarışını düşündü. Sonrasında, savaşın bitip de her şeyin huzur bulduğu o zamanlarda Weasley ailesiyle her zamankinden içli dışlı olmuştu, teklifsiz bir şekilde onlardan biriydi artık. Fleur'un bir bebeği olacağında Ginny'nin heyecanını hatırlıyordu, kendisi de ondan aşağıda kalmamıştı. Ellerinizi kızın gittikçe büyüyen karnına koymuşlardı, küçük bebek daha annesinin karnındayken sihir yeteneklerini gösterdiğinde hem şaşırmış hem de sevinmişlerdi. Zaman onlarla birlikteyken su gibi akıp geçmiş, güzel anıları da beraberinde getirmişti.

Ve sonra, kızın en son gördüğü hali geldi aklına. Savaşmaya hazır bir şekilde, kararlı, kendini kızının geleceğine korumaya adamış bir anne olarak.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 05, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

 𝑶𝑵𝑳𝒀  | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin