•18•

309 25 16
                                    




Herkes iksirlerini teslim ederken Hermione kitaplarını aceleyle çantasına tıkıştırdı. Draco ona konuşmalıyız dedikten sonra sınıftan çıktığı için onu düşünmemeye çalıştı ve çantasını koluna alıp sınıftan çıkmakta olan Harry ve Ron'un arkasından koştu. "Harry! Beni bekleyin!" Harry arkasını dönüp Hermione'yi gördüğünde Ron'u da durdurdu ve ikisi kenara çekilip onu beklemeye başladılar.

Sonunda Hermione de aralarına katıldığında üçü kalabalıktan uzaklaşıp Biçim Değiştirme sınıflarına doğru yürüyorlardı. Aralarında garip bir sessizlik oluşunca Hermione konuşma ihtiyacı hissetti.

"İksirinizi verdiniz mi?" İkisi de onayladılar. "Geç geldiğim için tam olarak yapamazdım ama yine de çok kötü olmadığı halde iksirimi kabul etmedi. Resmen sıfır aldım!"

"Neden geç kaldın ki?" dedi Ron.

"Uyuyakalmışım.."

"Herhalde dün gece ne yapıyorduysan uyuyamadın."

"Benimle neden böyle konuşuyorsun?"

"Sen neden bizimle artık hiçbir şeyi konuşmuyorsun? Dün akşam yanımıza bile gelmedin. Hogsmeade'deki garip davranışlarından bahsetmiyorum bile. Bizden gizli bir şeyler çeviriyorsun."

"Hayatımdaki her şeyden haberdar olmak zorunda değilsin Ron."

"Her şeyden haberdar olmak istemiyorum zaten, Hermione!"

"Kendinle çelişiyorsun! Harry, bana destek olur musun artık?"

"Karışmak istemiyorum." dedi Harry ellerini kaldırarak.

"Harry, sen de böyle düşünüyorsun. Daha sabah aramızda konuşmadık mı?"

"Ne? Sabah konuştuğumuz şey bu değildi Ron!"

"Ama sabah benim arkamdan bir şeyler konuştunuz öyle mi?"

"Evet ama..."

"Size inanamıyorum. Her şeyi anlatacaktım ama cidden kendime saklasam daha iyi sanırım."

"Hermione, saçmalama. Ron, sen de sus artık. İkiniz de sakinleşir misiniz? Hermione, sabah konuştuğumuz tek şey neden senin kahvaltıda olmadığındı. Neden senin arkandan konuşalım ki? Ve senin de kabul etmen gerek, bizden bazen bir şeyler saklıyorsun ama kimse de seni söylemen için zorlamıyor."

"Ya? Ron'u dinlemedin herhalde?"

Harry sıkıntıyla ofladı.

Biçim değiştirme sınıflarının önüne geldiklerinde Hermione sinirle çantasını Harry'nin yanına bıraktı. İki ders daha yalnız oturmaya dayanamazdı. Ron ona kötü bakışlar atarak bir arka sıraya geçerken Hermione sırasına oturdu ve tüy kalemiyle mürekkebini çıkardı. Parşömenini de çıkarırken Harry eğilip Ron'un duymayacağı şekilde konuştu.

"Bana anlatacak mısın?"

"Senin sonra Ron'a anlatacağını bile bile mi?"

"Hayır, tabii ki de ona anlatmam."

"Her neyse, ikinize de anlatacağım. Öğle yemeğinden sonra dışarı çıkarız, bir yere otururuz ve bu saçma şey biter, tamam mı?"

Harry başıyla onayladıktan sonra öğle arasında konuşacaklarını söylemek için Ron'a döndü. O sırada Ravenclaw'larla ortak olan derslerini işlemek üzere McGonagall sınıfa girdi. Hermione aklının bir köşesine profesörün müdürle olan ilişkisini getirmeye çalıştıysa da kafası o kadar yoğundu ki bunu düşünmeye zaman ayırmadı bile.

Hermione biçim değiştirme dersi boyunca not tutmuştu. Harry ile birkaç kere konuşmuşlardı, önlerindeki kelebeği tırtıla dönüştürmeleri gerekirkense büyüde ona yardım etmişti. Dersten McGonagall'ın verdiği ödevlerle çıkmış, yemek salonuna doğru yol alıyorlardı şimdi. Ron kızgın bir şekilde yürüyor ve Hermione yokmuşçasına Harry ile konuşuyordu. Hermione ise Ron'u umursamadan onlara ne diyeceğini düşünüyordu. Onlara her şeyi anlatmak istiyordu, sonuçta ikisi en yakın arkadaşlarıydı ve yardımları güzel olabilirdi. Aynı zamanda da yaptıklarından ve özellikle hissettiklerinden dolayı biraz da utanıyordu ki bu, durumu sesli bir şekilde cümlelere dökmeyi biraz zorlaştırabilirdi.

 𝑶𝑵𝑳𝒀  | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin