•5•

536 50 8
                                    

Yattığı yerin rahatsızlığı, havanın soğukluğu ve bilekleri yüzünden en fazla yarım saat uyumuştu. Gözlerini kapattığında gözünün önüne havada uçuşan büyüler, siyah dumanlar ve korkunç sesler çıkaran insanlar geliyordu. Yüzü olmayan bir ölüm yiyen insanlara Cruciatus laneti gönderip duruyordu. Zihni karmakarışıktı, bir ara başında çiçeklerden bir taç takan Draco Malfoy ve elindeki altın tepsiyi götürdüğü tahtında oturan Lucius Malfoy'u bile gördü.

Çok az uyumasına rağmen güneş iyice yükselene kadar yerinden kalkamadı. Vücudunun tamamı ağrıyordu. Gece boyu yüzüne vuran rüzgar yüzünden kaslarını hissedemiyordu. Hava aydınlanıp şatodan sesler gelmeye başlayınca kendini zorlayarak ayağa kalktı. Kendini bir gecede küçülmüş gibi hissediyordu. Yüzünün ne halde olduğunu düşünmekten kaçınarak elleriyle saçlarındaki yaprakları alıp parmaklarını tellerden geçirdi. Ölü gibi görünmediğini umarak yemek salonuna girdiğinde üzerinde hala siyah pantolonuyla kazağının olduğunu fark etti, cüppesi bile yoktu.

Gryffindor masasına ilerlerken salonun her zamankinden sessiz olduğunu düşündü. Ve neden herkesin gözü üstündeymiş gibi hissediyordu? Öğretmenlerin olduğu kürsüye bakmamaya kararlı olduğu halde Malfoy'un daha gelmediğini biliyordu. Arkadaşlarının yanına ulaşınca olduğundan kötü göründüğünü anladı. Harry ve Ron'un yanına gelmesi ve yemek salonunun gözlerden uzak bir köşesine çekilmeleri herkesin onu izlemesini engellemedi. Bir tarafı "Tabii ki sana bakacaklar." Diyordu. "Sen burayı kurtardın. Yeni gelen müdüre büyü yapıp karşılığında işkence gördün ve ortadan kayboldun."

Harry bir şey demeden ona sarıldı. O da kollarını ona doladığında bunu yapmanın bile acı verdiğini düşündü ve kolları gevşekçe yanına düştü.

"Hermione," dedi Ron endişeli bir sesle. "Ona sarılamıyorsun bile! Dün sana ne oldu? Yanına gelmek istedik cidden-"

"Ben iyiyim." Dedi titreyen bir sesle.

"Bunu iltifat olarak kabul edebilirsin ama Gri Leydi'nin kardeşi gibi görünüyorsun."

"Teşekkürler. Kendimi iyi hissettim."

"Malfoy onları yaptıktan sonra..." dedi Harry bariz bir öfkeyle. "Şölenin sona erdiğini söyleyip herkesi binalarına yolladı. Küçük Malfoy da seni alıp bir yere götürdü. Peşinden gitmek istedik ama..."

"Şoktan çıkamadık." Dedi Ron. "Ve sonra da nerede olduğunu öğrenmek için McGonagall'ın yanına gittik."

"Odasında yoktu. Soracak birini de bulamadık-"

"Tamam." Dedi Hermione. "Neden açıklama yapıyorsunuz? Bunları zaten biliyorum."

"Neden burada olduğu hakkında hiçbir şey öğrenemedik!" dedi Harry.

"Ben de." Dedi Hermione. "Birkaç tane vasat şey sadece. Onları da birazdan anlatırım ama o kadar mantıksız ki değeceğini sanmıyorum."

"Gece boyu ne yaptın?" dedi Ron. "Filch Şişman Hanım'a talimat verdi, içeriden kimseyi çıkarmasın diye. Parolayı bilmiyordun..."

"İhtiyaç Odası da kapalıydı. Dışarıdaydım, sanırım. Bir ara da Hagrid'in evinde. Bu arada, okulda kurt adamlar var."

"Ne?"

"Evet. Malfoy Koruma Birliği'nden."

"Peki Malfoy'un sana yaptığı lanet..." dedi Harry.

"Bilmiyorum ama iyileşti."

"Emin misin?"

"Kesinlikle. Kalanını oturarak konuşabilir miyiz? Çok yorgunum ve insanlar iyice bakmaya başladı ve-"

 𝑶𝑵𝑳𝒀  | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin