•15•

299 28 4
                                    

           

"Hermione, bunca zamandır dışarıda mıydın?" Harry'nin şaşkın bir ses tonuyla ona seslenmesi bile Hermione'yi yerinden oynatmadı. Gözleri bir yerde sabitlenmişti, Draco Malfoy'un arkasını dönüp gittiği hizada takılı kalmıştı ama o onun aksine uzaklaşamamıştı, dakikalar önce yaşananlardaydı hala.

Neler olduğunu bir türlü idrak edemiyor, ne zaman anlamaya çalışsa her şeyi birbirine karıştırıyordu.

Olanları düşündüğünde oldukça basitti aslında. Bir-iki cümle bir şey konuşmuşlardı, sonra da Draco ona bir anısını göstermişti. Her şey de burada başlıyordu zaten. Ona özellikle zihnini açmıştı, kendi seçtiği bir anıyı izletmişti; ve bu anı hiç yaşanmamıştı. bu durumda bu Draco'nun ya bir hayali, ya bir rüyası ya da ikisi birden oluyordu. Hangisi olduğunu söylemesi kesin değildi, kesin olan şey bunu sadece Draco'nun gördüğüydü. Ve kendisini bir Slytherin olarak görmek, görünüşünde hiçbir değişikliğe yol açmadığı halde safkan olarak izlemek hayatında yaptığı en tuhaf şeydi.

Peki, bütün bunlar ne anlama geliyordu? Düşünüyordu, düşünüyordu ama bir türlü cevap yoktu. Draco Malfoy zihninde neden gerçekte olduğundan farklı bir şekilde yer alıyordu? Bu onun bir isteği miydi, yoksa başka herhangi bir şey miydi? Bunu nasıl öğrenebilirdi? Aralarında tam olarak ne yaşanmıştı? Şu andan sonra ne olacaktı? Ne yapması gerekiyordu?

"Hermione!"

Düşüncelerini kısa bir süre durdurup önündekilere bakmak yerine onları gördüğünde Harry ve Ron'un endişeli bir şekilde ona baktığını gördü. Konuşmaya ilk olarak Harry başladı: "Biz yokken ne oldu? Neden böylesin?"

"Saldırıya mı uğradın?" dedi Ron. "Kara büyüyle mi ilgili? Ya da Malfoy'la?"

Hermione onun Lucius Malfoy'u kast ettiğini bildiği için bir şey diyemedi, içten içe 'evet' demek istemişti oysaki.

İkisinin de ondan bir cevap beklediğini fark etmesi biraz zaman aldı. Sonunda kendisinden zar zor çıkan titrek bir ses tonuyla "Hayır." dedi. "Hayır, öyle bir şey olmadı."

"O zaman neden öyle duruyorsun? Üç Süpürge'de Malfoy'u gördük-"

"Hayır, Harry. Malfoy'la ilgili hiçbir şey yok." Hermione derin bir nefes aldı. "Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim. Soğuktan dolayı sersemlemiş olmalıyım." Kimsenin buna inanmadığının farkındaydı ama yapacak bir şeyi yoktu. Konuşmayı bile zor başarıyordu. Bildiği tek bir şey vardı ki, bir saat önceki yaşamına dönebilmek için kafasındaki her şeyin cevabına ulaşmalıydı.

"Son zamanlarda bizden çok şey saklamaya başladın. Fark etmediğimizi sanma."

"Saçmalama Ronald. Zaten hava çok soğuk, dönelim artık."

Hepsinde bir tereddüt olsa da konuşmadan şatoya giden yolu yürümeye koyuldular. "Ne kadar zaman geçti?" diye sordu Hermione birden. "Biz Hogsmeade'e geldiğimizden beri?"

"Yaklaşık iki saat." dedi Harry. Dönmeleri için çok erkendi, daha burada geçirebilecekleri koca bir günleri vardı. Ama Hermione'nin buna hiç hali yoktu, yanlarında paralarının olmaması ise diğerlerini ikna etmede kolaylık sağlıyordu. Onlara hiçbir şey söylememesinin aralarına az da olsa soğukluk getirdiğinin farkındaydı. Bir yanı bunun için suçluluk hissederken, düşüncelerinin yaşadıklarına odaklanmış kısmı baskın geldi ve aklından Draco Malfoy dışında her şeyi başka bir köşeye itmeyi başardı. Yol boyu hiçbir şey konuşmadılar, Hermione artık onların kendisini bırakıp nereye gittiğini bile merak etmiyordu.

Ona çok kısaymış gibi gelen bir süreden sonra Hogwarts'a vardılar. Etraf tenhaydı, herkes köyde eğleniyor olmalıydı. Aralarındaki garip sessizlik sürerken Gryffindor kulesine vardılar ve içeri girdiklerinde Hermione "Benim biraz dinlenmem lazım." diyerek kızlar yatakhanesine çıktı.

 𝑶𝑵𝑳𝒀  | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin