"Harry, gerçekten benimle gelmene gerek yok."
"Bu tartışmayı sürdürmeyeceğiz Hermione."
"Başımın çaresine bakabilirim..."
"Ondan şüphem yok zaten. Ben sadece buna gerek kalmasın diye orada bulunacağım. Hem o adamın yine neyin peşinde olduğunu merak ediyorum."
"Ben de neden çağrıldığını merak ettim. Benim başımda beklemeyi bırakıp Malfoy'un yanına gidin bence." diye söze karıştı Ron.
"Şu anda seni bırakmak istemiyorum Ron. Üstelik yalnız başına."
"Yalnız başımaysam ne olmuş yani? Ben de senin gibi gayet iyi idare edebilirim."
"Onu demek istemedim. Sadece, yakın zamanda saldırıya uğradın-"
"Saldırıya uğramadım Hermione. Bu konuyu konuşmuştuk."
"Hermione haklı Ron." dedi Harry oturduğu sandalyeden kalkarken. "Yakın zamanda böyle bir şey olmuşken seni yalnız başına bırakamayız. Daha iyileşmedin bile ve sana her ne saldırdıysa bu halde kendini hiçbir şeye karşı koruyamazsın."
"Siz ikini çok iyi moral veriyorsunuz gerçekten. Teşekkürler."
"Ginny dersi bitince geleceğini söylemişti. Zaten Malfoy'un yanına ders saatleri içinde gitmem mantıksız olduğuna göre, Ginny gelince içimiz rahat bir şekilde buradan ayrılabiliriz."
Ron tam yine kendisine bakıcılık yapılmasına ihtiyacı olmadığını söyleyecekti ki Hermione onu dinlemeyeceğini belirten bir şekilde başını salladı. Bunun üzerine Ron homurdanarak kendisini ziyarete gelenlerin getirdiği yiyeceklerden oluşan yığından bir adet çikolatalı kurbağa aldı. Her zamanki gibi paketini açıp onu boş paketlerle dolu olan masanın üzerine attıktan sonra bir eline çikolatayı aldı, diğer eliyle de çikolatalı kurbağa kartını okumaya başladı. Ancak okumaya başlar başlamaz "Yok artık!" demesi bir oldu ve elinden kaçırdığı çikolatalı kurbağa zıplayarak çöp yığınının içinde kayboldu. Ron bunu fark etmemişti bile. "Şuna bakın!"
Harry ve Hermione Ron'u bu kadar şaşırtanın ne olduğunu görmek için onun iki yanına geçtiler. Her zamanki gibi bir çikolatalı kurbağa kartıydı, bir yüzünde önemli bir cadı veya büyücünün resmi yer alırken diğer yüzünde ise bu kişinin hareketli resmi yer alıyordu. Ancak kartta kimin yer aldığını görünce Harry ve Hermione de şaşkınlıkla tepli vermekten kendilerini alıkoyamadılar.
Lucius Malfoy (8 Eylül 1954)
Doğum yeri: Büyük Britanya
İhtişamlı büyücü Lucius Malfoy en safkan ailelerden biri olan Malfoy soyundan gelmektedir, Abraxas Malfoy'un oğludur. Bay Malfoy Hogwarts'da Slytherin binasında eğitim gördü, aynı zamanda döneminde bu binanın Sınıf Başkanı ve daha sonra da Öğrenciler Başkanı olmaya hak kazandı. Büyücülük dünyasının temeli olan Sihir Bakanlığı, St. Mungo Hastanesi'ne yaptığı katkılarla adı anıldı. Macusa ve Sihir Bakanlığı arasındaki temaslarda sağladığı yararlar ve İkinci Büyük Büyücü Savaşı'ndaki önemli rolleriyle büyücülük dünyasına unutulmaz katkılar yapan Malfoy, şu anda Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'nda okul müdürlüğü yapmaktadır.Üçü de okumayı bitirdikten sonra Ron kartın arkasını çevirdi. Lucius Malfoy kibirli bir gülümsemeyle onları izliyordu. Soğuk gözlerinin ve beyaza kaçan sarı saçlarının Draco'yu ne kadar andırdığını görünce Hermione nedensizce ürperdi. Oysaki baba oğulun birbirine benzemesinden daha doğal bir şey yoktu... Yine de bu Hermione için çok hoş bir duygu değildi.
"İnanamıyorum." dedi Harry. "Hayatımda gördüğüm en saçma şey."
"Yazacak bir şey bulamamışlar da doldurmaya çalışmışlar gibi..." dedi Ron. "Bizim kartlarımıza ise sığmıyor yaptıklarımız..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑶𝑵𝑳𝒀 | 𝐇𝐚𝐫𝐫𝐲 𝐏𝐨𝐭𝐭𝐞𝐫 𝐅𝐢𝐜𝐭𝐢𝐨𝐧 | 𝐃𝐫𝐚𝐦𝐢𝐨𝐧𝐞
Fanfiction•Harry Potter Fan Fiction• Kitap esas olarak bir Dramione hikayesi değil, genel bir fiction hikayesini anlatmaktadır. Kapak ve kitabın adı düzenlenecektir. ~ Karanlık bir sabaha açtı gözlerini genç adam. Ne zamandan beri karanlıktı ki onun günleri...